Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/10305 E. 2023/2304 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/10305
KARAR NO : 2023/2304
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Suça sürüklenen çocuk hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.03.2012 tarihli ve 2009/277 Esas, 2012/100 Karar sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin 3 üncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 3 üncü fıkrasının (f) bendi, 5 inci fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin 3 üncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmiştir.

2. Yargıtay Kapatılan 14.Ceza Dairesinin 16.09.2015 tarihli ve 2013/8924 Esas, 2015/8404 Karar sayılı kararıyla hükümlerin “…Resmi bir kurumda doğup doğmadığı dosya kapsamından anlaşılmayan ve kayden 01.01.1995 doğumlu olup suç tarihinde 14 yıl 2 ay 13 günlük olan mağdurenin, yaşına da itiraz edilmesi karşısında suç niteliğine etkisi nazara alınarak yaş tespitine esas olacak şekilde kemik grafileri çektirilip tam teşekküllü bir hastaneden içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu sağlık kurulundan rapor alınması, duraksama halinde de Adli Tıp Kurumundan görüş alınarak gerçek yaşının bilimsel şekilde saptanması, bunun mümkün olmaması halinde ise mağdurenin doğumunu bilen kişiler ile annesinin tanık sıfatıyla dinlenerek, nüfus aile kayıt tablosundaki diğer kardeşlerin durumu da gözetilip aşı, okul kayıtları gibi diğer belgeler ve delillerle ilgili gerekli araştırma yapılarak, mağdurenin gerçek yaşının saptanmasından sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,..” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bozma kararı sonrası … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.07.2018 tarihli ve 2015/317 Esas, 2018/140 Karar sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin 3 üncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 3 üncü fıkrasının (f) bendi, 5 inci fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin 3 üncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmiştir.

4. Yargıtay Kapatılan 14.Ceza Dairesinin 27.01.2021 tarihli ve 2018/9569 Esas, 2021/494 Karar sayılı kararıyla “…Katılan mağdure vekili Av. …’in süre tutum dilekçesi ile hükmü temyiz ederek gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçeli temyiz dilekçesi vereceğini belirtmesine karşılık adı geçen vekile gerekçeli hükmün tebliğ edildiğine dair dosya içerisinde bilgi veya belgeye rastlanılmadığından, varsa anılan belgenin eklenmesi, aksi halde gerekçeli kararın katılan mağdure vekiline usulünce tebliğiyle tebellüğ belgesi ile verildiği takdirde gerekçeli temyiz dilekçesinin eklenmesinden sonra Dairemize iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,…” karar verilmiştir.

5. Yargıtay Kapatılan 14.Ceza Dairesinin 26.05.2021 tarihli ve 2021/1284 Esas, 2021/3692 Karar sayılı kararıyla hükümlerin “…Suça sürüklenen çocuğun aşamalarda fiziken büyük görünen mağdurenin yaşını büyük zannedip, esasen kendisinin de yaşının büyük olduğunu söylediği yönündeki savunmaları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, olayda 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra hükme varılması gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 230. maddesine muhalefet edilmesi,…” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

6. Bozma kararı sonrası … 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 16.12.2021 tarihli ve 2021/170 Esas, 2021/388 Karar sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin 3 üncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 3 üncü fıkrasının (f) bendi, 5 inci fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin 3 üncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Üst sınırdan ve indirim hükümleri uygulanmadan ceza verilmesi gerektiğine ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İstemi
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, suça sürüklenen çocuk ile mağdure arasındaki ilişkinin süresinin dosyada tam olarak belli olmadığına, sürenin uzun veya kısa olmasının da mağdurenin yaşını suça sürüklenen çocuğa söylediği veya mağdurenin kimliğine bakmasını gerektirmeyeceğine, suça sürüklenen çocuğun mağdurenin kimliğine baktığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin delil bulunmadığına, mağdurenin yargılamanın her aşamasında çelişkili beyanlarda bulunduğuna, suça sürüklenen çocuğun mağdurenin yaşını bilmesine imkan olmadığına, suça sürüklenen çocuğun atılı eylemleri işlemediğine ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemenin Kabulü;
1.Yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, şikayetçi beyanı, dosya içerisinde bulunan tutanak ve belgeler ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; suça sürüklenen çocuğun 2008 yılı yaz aylarında tanıştığı mağdure ile zaman zaman internet ortamında zaman zamanda telefonda konuştukları ve buluşmak için anlaştıkları, 14.03.2009 tarihinde …’ye gelen suça sürüklenen çocuğun mağdureyle buluşup birlikte temyiz dışı sanık ….’nin çalıştığı (…) otele gittikleri, burada suça sürüklenen çocuğun mağdureye livata yoluyla nitelikli cinsel istismarda bulunduğu, birlikte bir süre kaldıktan sonra akşam üzeri mağdurenin evine döndüğü, ertesi gün de suça sürüklenen çocuğun mağdureyi tekrar aynı otele çağırdığı, yine otel odasında mağdureye karşı livata yoluyla nitelikli cinsel istismarda bulunduğu anlaşılmıştır.

2. Mağdurenin yaşının tespiti amacıyla Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 31.01.2017 tarihli raporda, mağdurenin rapor tarihinde yirmi bir yaşının içerisinde olduğu, suç tarihinde ise on üç
yaşını bitirmiş olup on dört yaşının içerisinde olduğu ve on dört yaşını bitirmemiş olduğunun belirtildiği, bu suretle mağdurenin suç tarihinde on beş yaşını doldurmamış olduğu tespit edilmiştir.
3. Böylece suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde on beş yaşını doldurmayan mağdureye karşı zincirleme şekilde nitelikli cinsel istismar ve zincirleme şekilde çocuğu cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği anlaşılmakla atılı suçlardan cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir.

4. 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi kapsamında somut olayın değerlendirilmesinde; suça sürüklenen çocuğun, 2009/277 esas sayılı dosyanın 21.10.2010 tarihli celsesinde alınan savunmasında mağdure ile görüşmek için birlikte otele gittiklerini ancak aralarında cinsel ilişki yaşanmadığını beyan ettiği, aşamalarda cinsel ilişki iddiasını kabul etmediği, aynı Kanun’un 30 uncu maddesindeki hata hükümlerinin uygulanması için failin, açıkça suç tipindeki bir unsurda yanılması ve bunun kanunen mazur görülebilir bir hata olması gerektiği, hakeza somut olayda suça sürüklenen çocuğun mağdure ile ilişkisinin kısa sayılamayacak süre olması ve olay yeri olan otele giriş çıkış esnasında mağdurenin kimliğini görmüş olması dikkate alındığında, mağdurenin yaşı hususunda hataya düştüğünün kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle suça sürüklenen çocuğun atılı suçlardan cezalandırılması gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı anlaşıldığından yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Ancak suça sürüklenen çocuğun aşamalarda fiziken büyük görünen mağdurenin yaşını büyük zannedip, esasen kendisinin de yaşının büyük olduğunu söylediği yönündeki savunmaları, temyiz dışı sanık Şenay’ın beyanları, mağdure beyanları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, olayda 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 16.12.2021 tarihli ve 2021/170 Esas, 2021/388 Karar sayılı kararına yönelik katılan Bakanlık vekili ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.04.2023 tarihinde karar verildi.