Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2022/10075 E. 2022/8623 K. 04.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/10075
KARAR NO : 2022/8623
KARAR TARİHİ : 04.10.2022

Sanıklar …, …, … haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanıklardan Yılmaz ile Nazif haklarında 2016 yılı Mayıs-Haziran aylarında, Cihan hakkında 2014 yılı Aralık ve 2016 yılı Mayıs-Haziran aylarında) suçlarından gerçekleştirilen yargılama sonucunda atılı suçlardan mahkumiyetlerine dair İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2017 gün ve 2016/331 Esas, 2017/357 Karar sayılı hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümler yönünden esastan reddine, sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümler açısından ise düzeltilerek esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesince verilen 03.10.2018 gün ve 2018/1767 Esas, 2018/1581 Karar sayılı ilamın sanıklar Nazif ve Yılmaz ile sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 21.09.2021 gün ve 2021/16645 Esas, 2021/7890 Karar sayılı hükmün bozulması yönündeki kararına İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince direnilerek kurulan 21.04.2022 gün ve 2021/353 Esas, 2022/124 Karar sayılı ilamın, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi nedeniyle 02.12.2016 günlü, 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 24.11.2016 günlü, 6763 sayılı Kanunun 36. maddesi ile değişik5271 sayılı CMK’nın307/4. Madde ve fıkrasına istinaden direnme kararıyla ilgili değerlendirme yapılmak üzere Dairemize gönderilen dosyanın tetkikinde ilk derece mahkemesinin direnme ilamında ilk kararında bulunmayan yeni gerekçelere yer vermesi karşısında, söz konusu kararın direnme mahiyetinde olmayıp yeni hüküm niteliği taşıdığı gözetilerek gereği görüşüldü:
Sanıklar Yılmaz, Nazif ile Cihan haklarında mağdureye yönelik 2016 yılı Mayıs ve Haziran aylarında gerçekleştirdikleri iddia edilen çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin çelişkili ifadeleri, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, ilk derece mahkemesince diğer sanık … aracılığıyla suç tarihi dönemde on altı yaşı içerisinde bulunan mağdureyle tanışan sanıklar Yılmaz ile Nazif’in, değişik tarihlerde Cihan’la birlikte mağdureyi götürdükleri yerlerde zorla alıkoyarak cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedenle cinsel ilişkiye girdiklerine dair soyut iddia dışında her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, yaşı itibarıyla rızası hukuken geçerli sayılan mağdure ile Cihan aracılığıyla farklı zamanlarda buluşup gittikleri yerlerde herhangi bir zorlama olmaksızın cinsel ilişkiye girme şeklinde sübuta eren eylemlerinin Yılmaz ile Nazif yönünden 5237 sayılı TCK’nın 104/1 ve Cihan açısından ise 104/1, 37/1, 43/1. maddelerinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyetleri ile kanuni unsurları itibarıyla oluşmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatlerine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Sanık … hakkında mağdureye yönelik 2014 yılı Aralık ayında gerçekleştirdiği iddia edilen çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Sanığın aşamalarda mağdurenin kendisine on yedi yaşında olduğunu söyleyip, esasen yaşından büyük gösterdiği yönündeki savunması, eylemlerin cebir veya tehditle gerçekleştirilmediğinin anlaşılması, mağdurenin suç tarihindeki gerçek yaşı ve ilk derece
mahkemesinde gerçekleştirilen yargılama sırasında mağdurenin görünümüne dair herhangi bir gözlem yapılmaksızın dosya kapsamıyla çelişecek şekilde hata hükümlerinin tartışılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilerek sanığın müsnet suçlardan beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5271 sayılı CMK’nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, 04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.