Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/9440 E. 2023/4072 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9440
KARAR NO : 2023/4072
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/300 E., 2015/356 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mustafakemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 18.01.2008 tarihli iddianamesiyle sanıkların hakaret suçundan cezalandırılmaları talebiyle kamu davası açılmıştır.

2. Mustafakemalpaşa (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin, 02.04.2008 tarihli ve 2008/104 Esas, 2008/353 Karar sayılı kararı ile sanıkların eylemlerinin çocuğun cinsel istismarı suçu kapsamında kalma ihtimali bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.

3. Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.11.2008 tarihli ve 2008/332 Esas, 2008/727 Karar sayılı kararı ile sanıkların üzerine atılı hakaret suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.

4. Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.11.2008 tarihli ve 2008/332 Esas, 2008/727 Karar sayılı kararının sanıklar müdafileri ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 31.10.2012 tarihli ve 2011/11000 Esas, 2012/10466 Karar sayılı kararı ile ”Katılanın aşamalardaki beyanlarda ‘sanıkların cinsel organını ellediklerini ve tükürerek oynamaya çalıştıklarını, bir defasında sanık …’in kendisini karanlık bir odaya soktuğunu cinsel ilişkiye girmeye çalıştığını amacının ırzına geçmek olduğunu, oradan korkarak kaçtığını, sanık …’in kendisini yakalamaya çalışınca diğer iki sanığın ona yardım ettiklerini’ ifade etmesi karşısında sanıkların eylemlerinin çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

5. Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.12.2014 tarihli ve 2014/117 Esas, 2014/335 Karar sayılı kararı ile Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.02.2015 tarihli ve 2015/83 Esas, 2015/48 Karar ile görevsizlik kararları sonucunda Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 28.04.2015 tarihli ve 2015/5697 Esas, 2015/10903 Karar sayılı kararı ile Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

6. Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.10.2015 tarihli ve 2015/300 Esas, 2015/356 Karar sayılı kararı ile sanıkların çocuğun cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki hali ile lehlerine olan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 43, 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3’er yıl 1’er ay 15’er gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar Müdafilerinin Temyiz İstekleri
Müsnet suçun sübut bulmadığına, sanıkların suç işleme kastlarının bulunmadığına, mağdur beyanlarının çelişkili olduğuna, eylemin niteliğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince; ”Mağdur … ***’ın 2007 yılı Haziran ayından itibaren Arap kardeşler adlı ekmek fabrikasında çalışmaya başladığı, sanıklar …. ***, …. *** ve…. ***’nün de aynı firmada çalıştıkları , mağdur … *** ile sanıkların genellikle gece vardiyasında görev aldıkları , 24/11/ 2007 tarihinden iki ay öncesinden başlamak sureti ile birden çak defa sanıklar…***, … *** ve …. ***’nün mağdur …’in pantolonunu indirerek altına iç çamaşırı giymediği için çıplak kalan müştekinin cinsel organını ellediklerini ve tükürerek oynamaya çalıştıklarını, bir defasında sanık … ***’ün mağduru karanlık bir odaya soktuğunu cinsel ilişkiye girmeye çalıştığı, amacının ırzına geçmek olduğu, mağdur … ***’ın oradan korkarak kaçtığı, sanık … ***’ün mağdur … ***’ı yakalamaya çalışınca diğer iki sanıklar Adem *** ve Hüseyin ***’nün ona yardım ettiği, daha doğrusu mağdur … *** görevsiz mahkemedeki anlatımlarında ‘Her üç sanık ta benim cinsel organıma ellemişlerdir. Üçü de Benim cinsel organıma tükürerek benim cinsel organımla oynamaya çalışmışlardır. Bir seferinde sanık … *** beni karanlık odaya tek başıma soktu. Burada benimle cinsel ilişkiye girmeye çalıştı. Beni yatırmaya çalıştı amacı benim ırzıma geçmekti. Ben korkarak kaçtım. Diğer iki sanık ise sadece benim penisimi ve kalçalarımı tutuyorlardı. Diğer … beni yakalamaya çalışınca diğer iki sanıkta ona yardım ediyorlardı. ‘ şeklinde beyanda bulunmuş olması dikkate alındığında her üç sanığın da fikir ve eylem birlikteliği içerisinde mağdura karşı cinsel istismarda bulunmak için birlikte hareket ettikleri ,sanık …’in mağdurun ırzına geçmek amacı ile hareket ettiği sırada kaçmak istediği, bu sırada diğer sanıkların da kalçasından tutarak kaçmasını engellemeye çalıştıkları bu şekilde sanık …’in eylemine asli fail olarak katıldıkları , fakat mağdurun direnç göstererek olay yerinden kaçtığı, sanık …’in diğer sanıkların yardımına rağmen cinsel organını mağdurun anüsüne sokmak sureti ile nitelikli cinsel istismarda bulunamadığı, mağdurun kaçmasından sonra ise eylemlerinde ısrarlı davranmadıkları, kendiliklerinden engel neden olmadığı halde eylemlerine son verdikleri, eylemin teşebbüs aşamasına gelmeden önce sona erdiği bu aşamaya kadar gerçekleştirilen eylemlerin ise 5237 sayılı Kanunun103 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen çocuğun cinsel istismarı suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine” şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmalarının toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2. Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmaması dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.10.2015 tarihli ve 2015/300 Esas, 2015/356 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün çıkartılarak yerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da nazara alınmak kaydıyla sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.