Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/8612 E. 2023/4051 K. 08.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8612
KARAR NO : 2023/4051
KARAR TARİHİ : 08.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/81 E., 2015/320 K.
SUÇLAR : Reşit olmayanla cinsel ilişki, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, şantaj
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 09.02.2015 tarihli ve 2015/2937 Esas sayılı iddianamesi ile;
a) Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından,
b) Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçlarından,
c) Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve şantaj suçlarından,
kamu davası açılmıştır.

2. Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 09.07.2015 tarihli ve 2015/81 Esas, 2015/320 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ayrı ayrı beraatine,
b) Sanıklar …ve …’in çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ayrı ayrı beraatine,
c) Sanık …’in tehdit ve sanık …’in şantaj suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ayrı ayrı beraatine,
d) Sanık …’in üzerine atılı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu reşit olmayanla cinsel ilişki suçu kabul edilerek, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 104 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına
karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 13.03.2019 tarihli ve 14-2015/318383 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Sanık … Hakkında
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan hükme yönelik temyiz istemi, özetle mahkumiyet kararının eksik inceleme sonucu alındığına, usul ve kanuna aykırı olduğuna, hükmü temyiz etme iradesine ilişkindir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Sanıklar Hakkında
Özetle, olayda iddianamede yer alan sevk maddelerindeki suçların gerçekleşmiş olup cezalandırılmaları gerekirken sanıklar …ve …’in tüm suçlamalardan beraatlerine karar verildiğine, sanık …’in de 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesi kapsamında cezalandırılması gerektiğine, sanık … hakkında diğer suçlardan beraat kararı verilmesinin de usul ve kanuna uygun olmadığına, hükmün bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Tüm dosya kapsamına göre, katılan mağdurenin 19.08.2013 tarihinde Gemlik Polis Merkezine müracaat ederek 2013 yılı Temmuz ayı içerisinde tam olarak bilemediği tarihlerde sanıklar …ve …’in kendisine zorla cinsel istismarda bulunduklarını iddia etmesi üzerine, bu sanıklar hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan soruşturmaya başlanıldığı, mağdurenin bu sanıklara yönelik iddialarına ilişkin olarak birden fazla beyanının alındığı, mağdurenin annesi katılan …’ün 23.09.2013 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek kızı mağdure …’ın on bir haftalık hamile olduğunu belirterek sanıklar …ve …’den şikayetçi olduğunu bildirdiği, mağdurenin Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 04.06.2014 tarihli ifadesinde sanık …’in de o dönemde kendisine zorla cinsel istismarda bulunduğunu, sanık …’in kendisini tehdit etmesi nedeniyle bu olaydan bahsetmediğini belirttiği, sanık … hakkında da soruşturmaya başlanıldığı, iddia edilen olaylara ilişkin olarak sanıklar ve mağdurenin DNA örneklerinin alındığı ve Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin 04.11.2014 tarih ve 3120 numaralı raporuyla sanık …’in %99,99 ihtimalle mağdurenin bebeği Çınar’ın biyolojik babası olduğunun belirlendiği,
2. Sanık …’in savunmalarında atılı suçlamayı kabul etmeyerek mağdurenin halasının evinde kaldığını, bu yere mağdurenin de zaman zaman geldiğini ancak mağdureyle hiçbir şekilde cinsel ilişkide bulunmadığını, savunmalarının devamında da mağdurenin halasının evinde mağdureyle birlikte alkol aldıklarını, alkollü olduğu anlarda aralarında bir şey geçmişse hatırlamadığını, mağdureye zorla cinsel istismarda bulunmadığını ifade etttiği bu şekilde de mağdureyle cinsel birliktelik yaşadığına ilişkin olarak tevil yollu ikrarda bulunduğu kabul edilerek,
3. Mağdure sanık … ile ilişkin olarak, sanığın kendisine cebir ve tehdit yoluyla cinsel istismarda bulunduğunu, sanığın güçlü olması, etrafta kimsenin bulunmaması nedeniyle sanığa direnemediğini ifade ettiği, mağdurenin aşamalarda alınan beyanlarının kendi içerisinde de çelişkili olduğu, yaşadıklarına ilişkin olarak ilk ifadelerinde ilk cinsel ilişkisinin sanıklardan …’le gerçekleştiğini, bazı ifadelerinde de sanıklardan …’le gerçekleştiğini, her iki sanığın cebirle kendisine cinsel istismarda bulunduğunu beyan ettiği, bebeğinin babasının bu sanıklara ait olmadığının tıbbi olarak belirlenmesinden sonra mağdurenin önceki anlatımlarına ek olarak savcılıkta alınan 04.06.2014 tarihli ifadesinde sanık …’in de kendisine cebir ve tehdit ile cinsel istismarda bulunduğunu, bu sanığın ailesini tehdit etmesi nedeniyle ismini vermediğini açıkladığı, tüm bu hususların mağdurenin anlatımlarını şüpheli hale getirdiği gerekçesiyle mağdurenin anlatımlarına itibar edilmediği,
4. Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin 08.05.2014 ve 04.11.2014 tarihli rapor sonuçları, sanık …’in mağdureyle aralarında gerçekleşen olaylara ilişkin tevil yollu ikrarı gözönüne alınarak, sanık …’in mağdureye yönelik eyleminin zora dayalı olarak gerçekleştiğinin kabulüne olanak bulunmadığı kabul edilerek, olay tarihinde mağdurenin yaşı da gözetilerek sanık …’in mağdureye yönelik eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanığın reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırılmasına karar verildiği,
5. Sanık …’in mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan açılan kamu davasında, mağdurenin sanıkla aralarında gerçekleşmiş olaylar esnasında rızasının bulunması, sanığın da mağdureyi bir yere gitmek veya bir yerde kalmak suretiyle hürriyetinden mahrum ettiğine ilişkin bir kanıtın ele geçirilememiş olması, olay tarihinde de mağdurenin on beş yaşından büyük olup, rızasıyla sanıkla birlikte bulunması hususları gözönüne alınarak atılı suçun cebir, tehdit ve hile ile işlendiğinin kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle bu suçtan beraatine karar verildiği,
6. Sanıklar …ve …hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, sanık … hakkında tehdit suçundan, sanık … hakkında şantaj suçundan kamu davası açılmış ise de, ceza yargılamasında sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, ceza mahkumiyetinin yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, bu ispatın hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olması gerektiği gerekçesiyle sanıkların aşamalarda alınan savunmalarında atılı suçlamaları reddetmiş olmaları, mağdurenin soyut ve çelişkili anlatımlarından başka kanıt bulunmaması hususları gözetilerek atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği,
anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanıklar Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Sanıklar …ve …Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, kararlarda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık … Hakkında Tehdit, Sanık … Hakkında Şantaj Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
1. Sanıkların yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 107 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezaların türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 20.04.2015 tarihli sorgu olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.

C. Sanık … Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Oluşa uygun kabule göre, sanığın işlediği reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun suç tarihi itibariyle üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve Mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmış, bozma sebebine göre onama isteyen Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.

V. KARAR
A. Sanıklar Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Sanıklar …ve …Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.07.2015 tarihli ve 2015/81 Esas, 2015/320 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Sanık … Hakkında Tehdit, Sanık … Hakkında Şantaj Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.07.2015 tarihli ve 2015/81 Esas, 2015/320 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

C. Sanık … Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.07.2015 tarihli ve 2015/81 Esas, 2015/320 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ve katılan mağdure vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.06.2023 tarihinde karar verildi.