Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/8265 E. 2023/5268 K. 18.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/8265
KARAR NO : 2023/5268
KARAR TARİHİ : 18.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2009/1909 E., 2015/147 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziosmanpaşa 1.Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2015 tarihli ve 2009/1909 Esas, 2015/147 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 14.02.2019 tarihli ve 14-2015/306685 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Katılan mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığını ve mahkeme beyanının vekil bulundurulmadan alındığını beyanla soyut gerekçelerle verilen mahkûmiyet hükmünün bozulmasına ilişkindir.

B. Sanığın Temyiz İsteği
Atılı suçu işlemediğini, katılan mağdure ve annesine talep ettikleri borç parayı vermemesi nedeniyle intikam amaçlı iftira attıklarını, savunma tanıklarının ifadelerinin dikkate alınmadığını, mesaj tutanağının tanık ifadeleri ile aydınlatılmış olması ve Adlî Tıp Kurulu raporunun tek hekim tarafından çocuk psikiyatrisi olmadan düzenlenmesi nedeniyle hükme esas alınamayacaklarını, katılan mağdurenin on sekiz yaşından küçük olmasına rağmen vekili olmadan beyanının alınmasının ve tanık …’a usulüne uygun yemin ettirilmeksizin ifadesine başvurulmasının hatalı olduğunu, gözaltında geçirdiği süre nedeniyle mahsup kararı verilmediğini, son sözünün sorulmadığını ve lehe hükümlerin tartışılmadığını, katılan mağdurenin babasının, teyzesi ve sevgilisinin ifadelerine başvurulmadığını beyanla kararın bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın olay tarihinde on beş yaşından küçük olan ve yanında işçi olarak çalışan katılan mağdurenin yanına gelerek ilişki teklifinde bulunduğu, kabul etmemesi üzerine katılan mağdureye sarıldığı, katılan mağdurenin rızası dışında dudaklarından öperek kalçalarını ellediği iddiasıyla cezalandırılması için kamu davası açıldığı, sanığın atılı suçlamaları reddettiği, katılan mağdurenin akrabalarına anlatım ile aynı gün intikalin gerçekleştiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde katılan mağdurenin ve annesinin hazırlık aşamasındaki samimi beyanları, sanığın katılan mağdureye attığı mesajların olayı kapatmaya yönelik olduğu, annenin asılsız bir cinsel istismar olayını ihbar etmesinin toplum normları gereği olağan akışa aykırı olduğu dikkate alınarak sanığın atılı çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Katılan mağdurenin sanığın çalışanı olması nedeniyle eylemlerin hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilmesi karşısında sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un (6545 sayılı kanun değişikliği öncesi) 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uygulanmayarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

2. Olayın intikal şekli ve zamanı, katılan mağdurenin beyanları, savunma, mesaj kayıtları ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak; sanığın olay günü on dört yaşı içerisinde bulunan katılan mağdurenin kalçasına dokunarak dudağından öpmek şeklindeki eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı ve mahkemece sanık hakkında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi sebebiyle nihai ceza miktarının değişmediği, bu nedenle kanun değişikliğinin lehe veya aleyhe sonuç doğurmayacağı gözetildiğinde, muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamış, suçun sarkıntılık olarak nitelendirilmesine göre Tebliğnamede Ağır Ceza Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

3. Karar başlığında hakkında katılma kararı verilen katılan mağdurenin sadece mağdur, katılan anne Melek’in ise müşteki olarak gösterilmesi, çocuğun cinsel istismarı olan suç adının çocuğun basit cinsel istismarı olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiş, yine sanığın gözaltında bulunduğu sürenin 5237 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi uyarınca hükmolunan hapis cezasından mahsubuna karar verilmemesi hususunun infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2015 tarihli ve 2009/1909 Esas, 2015/147 Karar sayılı kararında sanık ve müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, sanık ve müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.09.2023 tarihinde karar verildi.