Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/7762 E. 2023/2700 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7762
KARAR NO : 2023/2700
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin sürelerinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2015 tarihli ve 2010/73 Esas, 2015/174 Karar sayılı kararı ile sanık hakkından nitelikli cinsel saldırı suçundan 6545 sayılı Kanunla değişiklikten önceki 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 ile 62 nci maddeleri uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz Sebebi
Özetle, mahkumiyet kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ve kararın lehine bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Mahkemece sanık ile katılanın olaydan yaklaşık 6 ay önce bir vesile ile tanıştıkları, sanığın olay günü katılanı telefonla arayarak görüşmek istediğini söylediği, katılanın bu isteği kabul ettiği, bunun üzerine katılanı bir taksi ile evinden alarak kendi evine getirdiği, burada çay içip konuşmaya başladıkları, sanığın katılana kendisi ile cinsel ilişkiye girmek istediğini söylediği ancak katılanın bunu kabul etmediği, bunun üzerine sanığın katılana kızarak “Benim evime neden geliyorsun? Sana burda vursam, istediğimi yapsam bir şey yapamazsın” dediği ve akabinde katılanın kolundan tutarak yatak odasına götürmeye çalıştığı, katılanın direnmesi üzerine bir iki kez sanığın katılana yumrukla vurduğu, zorla yatak odasına götürdüğü ve üzerindeki elbiseleri çıkartarak cinsel ilişkiye girdiği, cinsel ilişkiden sonra katılanın cinsel organını yıkadığı, daha sonra evden ayrılıp derhal karakola giderek şikayetçi olduğu, katılana ait çamaşırlar üzerinde sanığa ait izler tespit edildiği, katılanın kollarında ekimozlar bulunduğunun doktor raporu ile tespitinin yapıldığı, katılanın yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde kalması nedeniyle kasten yaralama suçunun nitelikli halinin oluşmadığı, her ne kadar sanık katılan ile rızası ile ilişkiye girdiklerini iddia etmiş ise de katılanın vücudundaki darp cebir izleri karşısında bu savunmaya itibar edilemeyeceği, suçtan kurtulma çabası olarak değerlendirilebileceği, katılanın aşamalarda değişmeyen ifadesinin samimi olduğu, iftira etmesini gerektirecek bir neden de bulunmadığı, sanığın katılana yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun dosya kapsamında sübut bulduğu sonuç ve kanaatine varılarak sanığın sübut bulan katılana yönelik nitelikli cinsel saldırı suçundan cezalandırılmasına, lehe kanun karşılaştırması ile cinsel saldırı suçu ile ilgili 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 62 inci maddesi ile 18.6.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddelerinin, ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucunda; 6545 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi 5237 Sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sanığın 7 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca cezası 1/6 oranında indirimi ile 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekeceği; 6545 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hüküm kurulduğunda ise, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sanığın 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca cezasının 1/6 oranında indirimi ile sanığın 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verileceği, bu durumda her iki sonuç cezanın karşılaştırılması halinde 18.6.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun’un 58 maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesi uyarınca kurulacak hükmün sonuç itibari ile sanık aleyhine olduğu anlaşılmış ve sanık hakkında değişiklikten önceki 5237 sayılı Kanun 102 nci maddesinin tatbiki ile hüküm kurulmuştur.
2.Dosya kapsamında bulunan deliller;
Sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtları, ekonomik ve sosyal durum araştırması, sanık savunması, katılan beyanları, tanık anlatımı, Ankara Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanlığının 01.02.2010 tarih 1547 sayılı DNA raporu, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 18.05.2015 tarihli rapor, adli rapor ve polis tutanaklarından ibarettir.

IV.GEREKÇE
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 18.05.2015 tarihli rapor içeriğine göre sanığın eylemi sebebiyle katılanın ruh sağlığı bozulduğu anlaşıldığından lehe kanun değerlendirmesi yapılarken sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmaması sonucu eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan eleştiri dışında yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2015 tarihli ve 2010/73 Esas, 2015/174 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.05.2023 tarihinde karar verildi.