Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/7372 E. 2023/5109 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7372
KARAR NO : 2023/5109
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şebinkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığının 24.06.2014 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.04.2015 tarihli ve 2014/42 Esas, 2015/17 Karar sayılı kararı ile sanığın atılı suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Mağdure ile kanuni temsilcisinin yargılamanın çeşitli aşamalarında birbirleri ile tutarlı ve bütünlük arz eden anlatımlarında, ayrıntılı şekilde istismar eylemlerinden bahsettiklerine beyanlara itibar edilmesi ve sanığın cezalandırılması gerektiğine ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemenin kabulü;
Ceza yargılaması hukukunda vicdani kanıt sistemi benimsenmiştir. Bu sistemle ifade edilmek istenen hem kanıt serbestliği hem de kanıtların değerlendirilmesi serbestliğidir. Ceza yargılamasında somut gerçek arandığından, yargıcı bu gerçeğe götürebilecek her şey kanıt olabilir. Ancak hükme dayanak alınan kanıtların gerçekçi, akılcı, olayı temsil edici, kanıtlayıcı ve hukuka uygun bulunmaları ve mutlak surette her türlü kuşkuyu gidermeye yeter düzeyde olmaları gerekir. Bu belirlemeler ceza yargılamasında şekli duruma değil, somut gerçeğe itibar edileceğini ortaya koymaktadır. Aksinin kabulü hak ve adalet duygularını yaralayacaktır. Bu bağlamda somut olaya bakıldığında; sanığın eşi katılan … ile boşandığı ve başka birsiyle evlendiği, kızları mağdurenin velayetinin sanığa verildiği, mağdurenin üvey annesi ile anlaşamaması ve babası olan sanıktan zaman zaman şiddet görmesi nedeniyle (bu hususta sanık hakkında açılmış dava dosyasına ilişkin bilgiler dosya arasına celp edilmiştir.) evden ayrılarak Mersin ilinde yaşayan annesi katılanın yanına gittiği, bunun üzerine sanığın şikâyette bulunduğu, katılanın şüpheli sıfatıyla 03.02.2014 tarihinde Ordu Cumhuriyet Başsavcılığında ifade verdiği, mağdurenin sanık hakkında cinsel istismar suçundan ilk şikâyet tarihinin 03.02.2014 olduğu, mağdurenin annesi olan katılan ile birlikte savcılıkta bulunduğu sırada muhtemelen annesinin de yönlendirmesiyle sanık hakkında şikâyetçi olduğu, kaldı ki mağdurenin 20.05.2014 tarihinde kendiliğinden Şebinkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığına gelerek babasının kendisine cinsel istismarda bulunmadığını annesinin yanında kalmak için bu şekilde söylediğini ifade ettiği, ancak yargılama aşamasında tekrardan ifade değiştirerek çelişkili beyanlarda bulunduğu, mağdure hakkında 06.02.2014 ve 04.06.2014 tarihlerinde iki ayrı uzman tarafından düzenlenen mağdur çocuk değerlendirme formunda mağdurede birinci derece yakınları tarafından cinsel istismara uğrayan çocuklarda görülen travma sonrası yoğun deprasyon belirtilerinin, kendisine zarar verici davranışlarla gelecek hakkında olumsuz düşüncelerinin saptanmadığnın belirtildiği, muhtemelen mağdurenin babası olan sanık ile birlikte aynı ikamette kalmak istememesinden dolayı bu şekilde çözüm bularak sanığı suçlama yolunu tercih ettiği, sanığın yargılamanın başından itibaren tutarlı bir şekilde suçun inkarına yönelik bir savunma yaptığı, mağdurenin ise çelişkili beyanlarda bulunduğu, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin (…), Yargıtay 5. Ceza Dairesinin (…) sayılı içithatlarında dava konusu olaya benzer şekilde mağdurenin çelişkili beyanlarda bulunması, sanığın tutarlı bir şekilde suçun inkarına yönelik savunmada bulunması, tanık anlatımlarının mağdurenin beyanlarını teyit etmemesi durumlarında suçun sübutuna yönelik oluşan şüphe nedeniyle mağdure beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğinin belirtildiği, yine her ne kadar mağdure hakkında On Dokuz Mayıs Üniversitesi Hastanesinden aldırılan sağlık kurulu raporunda beden ve ruh sağlığının bozulduğundan bahsedilmiş ise de; ruh sağlığındaki bozulmanın tek başına sanığın üzerine atılı eylemi gerçekleştirdiğine dair maddi bir delil teşkil etmeyeceği, bahsi geçen tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, ceza hukukunun genel prensibi olan şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca sanığın mağdureye karşı cinsel istismar suçunu işlediğine yönelik mahkûmiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden müsnet suçtan beraatine karar verildiği belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Gerekçeli karar başlığında suç adının beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı yerine mağdurenin beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğa cinsel istismarı şeklinde yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
2. Tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla hükümde hukuka aykırılık bulunmamış ve katılan mağdure vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.04.2015 tarihli ve 2014/42 Esas, 2015/17 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.09.2023 tarihinde karar verildi.