YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7217
KARAR NO : 2023/1528
KARAR TARİHİ : 21.03.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı ve cebir ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi (5271 sayılı Kanun) Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, hükmedilen ceza miktarlarına göre 5320 sayılı Kanunun 8 inci maddenin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 318 inci maddesi gereğince reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.05.2015 tarihli ve 2014/428 Esas, 2015/195 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında,
a. Cinsel istismar suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b.Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunlularına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.12.2018 tarihli ve 2015/228098 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafinin Temyiz İstemi
Mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, mahkemece yapılan inceleme ve yargılamanın eksik olduğuna, sanığın atılı suçları işlediğine dair delil olmadığına, verilen kararın bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile on beş yaşından küçük mağdurenin ortaokul beşinci sınıf öğrencisi olduğu, anne ve ablasıyla ikamet ettiği, olay tarihinden üç dört gün önce sanığın yolda karşılaştığı mağdureye para vereceğini, bakkalın ilerisindeki bir yerde buluşmak istediğini, orada vücudunu elleyeceğini, araba ile gezdireceğini, bundan kimseye bahsetmemesi gerektiğini söylediğini, mağdureye para uzattığı, ancak mağdurenin parayı almadan sanığın yanından uzaklaşarak evine döndüğü, bu olaydan annesinin kızacağı düşüncesiyle kimseye bahsetmediği, olay günü akşam saatlerinde annesi ile birlikte akrabaları olan tanık ….’nün evine misafirliğe gittikleri, mağdurenin bakkala giderken sanığın yine mağdurenin karşısına çıktığı ve kolundan tutarak onu yakında bulunan caminin kenarına götürdüğü, burada ağzını bantlayarak üzerindeki kıyafetleri çıkarmaksızın pijamasını dizlerine kadar indirip ona dokunmaya başladığı memeleri, cinsel organı ve vücudunun her yerini okşayıp sıktığı, mağdurenin ağzı bantlı olduğu için kimseden yardım isteyemediği, sanığın “yarın yine buraya geleceksin, gelmezsen seni herkese yayarım” dediği, bu sırada yoldan on yedi – on sekiz yaşlarında bir kaç gencin sanık ile mağdurenin bulunduğu tarafa gelmeleri üzerine sanığın mağdureye bir lira para vererek mağdurenin yanından uzaklaştığı, mağdurenin üstünü toplayıp ağzındaki bantı çıkartıp bakkalın yanına gittiği, kendisine verilen siparişleri alarak tanık ….’nin evine gittiği, başından geçenleri annesine anlatmadığı, köyde sanığın mağdureyi sıkıştırıp cinsel istismarda bulunduğu şeklinde söylentilerin çıktığı, 19.11.2014 tarihinde tanık ….’nin jandarmayı arayarak mağdurenin köyde yaşayan atmış – yetmiş yaşlarında bir erkek şahsın para vererek cinsel istismarda bulunduğunu ihbar ettiği, Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 21.11.2014 tarihli raporlarına göre, mağdurenin fiziki muayenesinde darp ve cebir izine rastlanmadığı, ruh bakımından kendini savunacak durumda olmadığı, kızlık zarında yırtık tespit edilmediğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Sanığın suçlamaları kabul etmediği, mağdurenin yaşı itibariyle gerçekte olmayan bir olayı varmış gibi anlatmasının mümkün görünmediği, mağdure ve ailesinin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumetinin bulunmadığının sanık beyanı ile de sabit olduğu, sanığın mağdureye karşı cinsel istismarda bulunduğunu köyde dedikodu şeklinde yayıldığı, mağdure ve sanığın daha önceden hiç görmediğini beyan eden tanık …’nin mağdurenin cinsel istismara uğradığını köyde duyması üzerine ihbarda bulunduğunu beyan ettiği, şikayetçi …’nin köydeki kadınların kendisine sanığın kızını sıkıştırıp para verdiğini eşlerinden duyduğunu beyan ettiği, aynı şekilde tanık …’nin mağdurenin kendisine sanık …’in para verdiğini söylediğini, kendisinin de bu durumu mağdurenin annesine söylediğini, olay günü mağdureyi bakkala gönderdiklerini, normalde en fazla beş – altı dakika sürmesi gereken yerden on beş – yirmi dakika sonra geldiğini, ayrıca köy içerisinde sanığın mağdureyi takip ettiğini duyduğunu beyan ettiği, şikayetçinin mahkemedeki beyanında, savcılıktaki beyanının yanlış olduğu, kızına karşı sanığın cinsel eylemine şahit olmadığını, kızının da buna ilişkin bir beyanı olmadığını söylediği, mağdure mağdurenin mahkemedeki beyanında, sanığın kendisine yönelik cinsel eylemde bulunmadığını, bir kez hava kararmışken caminin yanında kendisini görüp yanına geldiğini, “bu saatte burada dolaşma eve git, sana bir şey olursa annenin başı belaya girer” dediğini, mağdure ve annesi şikayetçinin köyde yalnız yaşadıkları, mağdureninin babasının olmadığı, mağdure ve şikayetçinin olası telkin, yönlendirme ve baskılarla hazırlık aşamasındaki beyanlarından vazgeçtikleri, bu nedenle mahkemece mağdure ve şikayetçinin hazırlık aşamasındaki beyanlarına üstünlük tanındığı, sanığın mağdureye cinsel tacizde bulunduğunu, köy içerisinde konuşulduğu, ancak köyde yaşayanların bu durumu açık şekilde anlatamadıkları, mağdurenin hazırlık beyanında, sanığın ağzını siyah bantla bantladığını beyan ettiği, olay yeri görgü ve tespit tutanağına göre, mağdurenin beyanında belirttiği siyah renkli elektrik bandının cami duvarının önüne duvardan yetmişbeş cm uzakta bulunduğunun belirtildiğinin görüldüğü, bu hususun da mağdurenin hazırlık aşamasındaki beyanlarının tutarlı ve samimi olduğunu gösterdiği, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilmeyerek sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ve hukuki süreç başlığı altındaki uygulama yapılmıştır.
IV. GEREKÇE
1.Sanık hakkında kurulan hükümde, olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin ve şikayetçinin çelişkili beyanları, tanıkların görgüye dayalı anlatımlarının olmaması, tanık O.K.’nın sanıkla husumetinin bulunması karşısında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle hukuka aykırılık bulunmuştur.
2.Yukarıda açıklanan nedenle Tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.05.2015 tarihli ve 2014/428 Esas, 2015/195 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
21.03.2023 tarihinde karar verildi.