Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/7163 E. 2023/2116 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7163
KARAR NO : 2023/2116
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Nevşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.05.2015 tarihli ve 2015/112 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan mağdure vekilinin temyiz isteği; mağdurenin yaşı dikkate alındığında rızanın geçerli olmadığına, sanığın eylemi tehdit ve cebirle gerçekleştirdiğine ve sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece “Sanık hakkında olay tarihinde rızaen buluştuğu katılan …’ı yönetimindeki araç ile götürdüğü … yolundaki tenha arazide araç içerisinde rızası hilafına cebir ve tehdit ile yanaklarından ve boynundan öpüp cinsel bölgelerine eli ile dokunarak basit cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığın, katılanın rızasına dayalı inkara yönelik savunmada bulunduğu, 15 yaşından büyük bu suretle de rıza açıklamaya hukuken ehil yaş ve olgunlukta olup yasal temsilcileri tarafından onaylanmayan mevcut rızası geçerli olan katılanın sanıkla yaklaşık 4 ay süren duygusal arkadaşlık ilişkisi içerisinde sanıkla defalarca buluştuğu, sanık tarafından kendisine hediye telefon ve hat alındığı ve görüşmelerinin telefonla da sürdüğü ve olaya kadar katılanın aksi bir iddiasının bulunmadığı gibi şikayetinin de olaydan sonra geliştiği, katılanın olay yerine rızaen gittiği ve sanığın isteği ile aracın arka koltuğuna da rızaen geçtiği, olayın tarafların bu yerde öpme ve dokunma biçiminde cereyan eden mezkur eylem sırasında aynı zamanda katılanın akrabası da olan tanık …’ın sanık ve katılanı görmesi üzerine ortaya çıkmış olması ve şikayetin ailesel ve çevresel faktörler ile gelişimi, olay öncesine ilişkin tüm eylemler yönünden rızaya dayalı takipsizlik kararı verilmiş oluşu ile iddia, yargılama, toplanan sair deliller ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı basit cinsel istismar eylemini katılanın rızası hilafına işlediğine dair aşamalarda değişmeyen inkara yönelik savunması aksine katılanın yan delillerle desteklenmeyen sıhhatinde kuşku hasıl olan soyut iddiası dışında cezalandırılmasına yeterli ve elverişli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden Anayasanın 38/4, İHAS 6/2, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 11 ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 142/2. md.den kaynaklanan ve Ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararı verilebilmesi için suç oluşturan eylemin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak ve herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması, eylemin sanık tarafından işlendiğinin şüpheli kalması halinde şüphenin masumiyet karinesinin gereği ve uzantısı olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğine dair şüpheden sanık yararlanır şeklinde ifade edilen ceza yargılaması hukukunun evrensel nitelikteki ilkesi de dikkate alınarak atılı suçun sanık tarafından işlendiğini sabit olmadığı kanaatine varıldığından CMK’nun 223/2-e maddesi gereğince sanığın atılı suçtan beraatine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Nevşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.05.2015 tarihli ve 2015/112 Esas, 2015/141 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.04.2023 tarihinde karar verildi.