Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/7110 E. 2023/1895 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7110
KARAR NO : 2023/1895
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.02.2015 tarihli ve 2011/95 Esas, 2015/62 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Dosya kapsamında sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ve dilekçesinde belirttiği sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece “Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan ‘in dubio pro reo’ yani ‘kuşkudan sanık yararlanır’ kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasını en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilmesinin tek yolu budur.(Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas No :2011/10-481 Karar No:2011/166107)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; her ne kadar sanık … hakkında tehdit, sanık … hakkında tehdit ve cinsel istismar suçlarından cezalandırılmaları talep edilerek kamu davası açılmış ise de; olayın görgüye dayalı bilgisi olduğu söylenen mağdurun annesi olan tanık Yadigar’ın sanık …’un mağdura karşı cinsel içerikli bir eylemine şahit olmadığını ifade etmesi, sanık …’in sanık …’u bir kez tehdit ettiğini beyan eden tanık … …****’nin sanık …’un oğlu olması ve iki aile arasında husumet bulunması nedeniyle beyanının mahkememizce samimi inandırıcı ve hüküm kurmaya yeterli görülmemesi, sanıkların tehdit eylemlerine veya sanık …’un cinsel istismar eylemine ilişkin somut delille desteklenen bir olgu bulunmaması gözetilerek sanıkların cezalandırılmalarına yeterli delil bulunmadığı anlaşılmıştır.
Anayasamızın 38/4 ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan suçsuzluk karinesi gereğince, suçluluğun hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçsuz sayılmasınin gerekmesi, bu karine uyarınca, suçsuz olduğu varsayılan kişinin suçlu kabul edilebilmesi için kesin hükümle mahkum olması, mahkumiyet için de fiilin ispatlanmasının gerekmesi göz önünde tutularak; sanıkların üzerine atılı suçları işlediğine dair kuşkudan uzak, somut ve inandırıcı bir delil bulunmadığından sanıkların üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlerine dair aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanın mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.02.2015 tarihli ve 2011/95 Esas, 2015/62 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak,
oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.04.2023 tarihinde karar verildi.