Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/6662 E. 2023/5885 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6662
KARAR NO : 2023/5885
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/645 E., 2015/758 K.
SUÇ : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.05.2015 tarihli, 2014/645 Esas 2015/758 Karar sayılı kararı ile sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına dair karar verilmiştir.

2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.10.2018 tarihli Tebliğnamesinde sanık hakkındaki hükmün “onanması” yönünde görüş bildirilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Sanık hakkında teşdiden ceza verilmesi talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece, olay tarihinde marketten çıkan on sekiz yaşından küçük katılan mağdure ile karşılaşan sanığın katılan mağdurenin kolundan tuttuğu ve cinsel organı bulunduğu yere dokunduğu, mağdurenin bağırması üzerine sanığın olay yerinden kaçtığı, katılan mağdurenin beyanları, sanığın soruşturmada müdafii huzurunda alınan ikrarı içeren savunması ile maddi vakıa olarak kabul edilmiştir.

2. Sanığın eylemini sarkıntılık düzeyinde kalan ani bir hareketle gerçekleştirdiği ve eylemin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında kaldığı anlaşılmış ise de ceza miktarının üç-sekiz yıl arası hapis cezası olarak ön görüldüğü, Kanun değişikliği öncesi düzenlemeyle aynı cezalar öngörüldüğünden suç tarihindeki Kanun’un sanık lehine olduğu değerlendirilerek buna göre uygulama yapıldığı görülmüştür.

3. Sanık hakkında temel cezanın, suçun işleniş şekli, işlendiği yer ve zaman, sanıktaki suç kastının yoğunluğu nazara alınarak taktiren üç yıl hapis cezası olarak belirlendiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1. Sanık hakkında işlediği iddia olunan başka bir suç nedeniyle düzenlenen Bursa Devlet Hastanesinin 23.12.2014 tarihli tek hekimli raporun içeriği itibarıyla yetersiz olduğu, sanığın daha önce yargılamaya konu suç ve suç tarihi itibarıyla cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitine yönelik müzekkereye aynı Hastanenin 05.10.2025 tarihli yazısı ile sanığın 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi kapsamında kalıp kalmadığının tespiti açısından klinik güvenlik şartlarının uygun olduğu ve mahkum koğuşunun bulunduğu bir hastanede müşahade altına alınması gerektiğinin belirtildiği anlaşıldığından, sanığın dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adlî Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesine sevk edilip, buradan ön raporu aldırıldıktan sonra 4. İhtisas Kurulundan olay tarihinde üzerine atılı suçla ilgili fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı ve mevcut haliyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin birinci veya ikinci fıkralarının tatbiki gerekip gerekmediği hususlarında rapor aldırıldıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

2. Mahkemenin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, marketten çıkan katılan mağdurenin kolunu tutarak cinsel organına dokunma şeklindeki fiziksel temas içeren eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı Mahkemenin gerekçesinde de belirttiği üzere 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’la değişik 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenen sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu, Mahkemece sanık hakkında uygulanması gereken lehe Kanun belirlenirken 6545 sayılı Kanun ile cinsel istismar suçunun daha hafif şekli olan sarkıntılık suçunun düzenlendiği, ceza miktarı açısından değişiklik bulunmasa dahi suçun temel şekline göre daha lehe olduğu gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Bozma sebebine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.05.2015 tarihli, 2014/645 Esas 2015/758 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.10.2023 tarihinde karar verildi.