Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/6532 E. 2023/6770 K. 25.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6532
KARAR NO : 2023/6770
KARAR TARİHİ : 25.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/49 E., 2015/46 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma, şantaj
28.08.2013 (suça sürüklenen çocuk …)
HÜKÜM : Beraat, mahkûmiyet, düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî onama, kısmî bozma

Suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin sürelerinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığının 04.03.2014 tarih ve 2013/5098 soruşturma sayılı iddianamesi ile;
a) Suça sürüklenen çocuk … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı (iki kez) ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından,
b) Suça sürüklenen çocuk … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı (iki kez) ve şantaj suçlarından
Kamu davaları açılmıştır.

2. Yozgat Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.03.2015 tarihli ve 2014/49 Esas, 2015/46 Karar sayılı kararı ile;
a) Suça sürüklenen çocuk … hakkında eylemin sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu kabul edilerek altı aylık şikayet süresinin dolmasından dolayı 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca kamu davasının düşmesine,
b) Suça sürüklenen çocuk … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine,
c) Suça sürüklenen çocuk … hakkında eylemin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu kabul edilerek 6545 sayılı değişiklikten önceki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 104 üncü maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci ve 50 nci maddeleri uyarınca 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
d) Suça sürüklenen çocuk … hakkında şantaj suçundan 5237 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci ve 50 nci maddeleri uyarınca 4.040 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
Karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.10.2018 tarihli ve 14-2015/209026 sayılı onama ve bozma görüşlü Tebliğname ile Dairemize tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz Sebebi
Kararın temyiz edildiğine ilişkindir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafiinin Temyiz Sebebi
Suça sürüklenen çocuğun savunmalarına itibar edilmesi gerektiğine, katılan mağdurenin çelişkili beyanları dışında delil bulunmadığına, şantaj suçunun unsurlarının oluşmadığına, hükümlerin lehe hükümlere göre bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece ” mağdurenin her ne kadar Suça Sürüklenen Çocuk … ile başlayan arada dosya tarafı olmayan başka erkeklerin de dahil olduğu sonrasında Suça Sürüklenen Çocuk …’a kadar uzanan süreçte rızası dışında Suça Sürüklenen Çocuklarla birlikte diğer bir çok kişinin kendisiyle birlikte olduğunu söylemesine rağmen bu durumu gerek ailesine gerekse kolluk kuvvetlerine haber vermediği, 25.12.2013 günü okula gitmemesi üzerine ailesinin müracaatı üzerine güvenlik kuvvetleri tarafından yapılan araştırma sonucu temin edilip ifadesinin alınması sırasında içinde bulunduğu psikolojik durumun zorluğu neticesinde kendi dahilinde şikayetlerde bulunduğu, yine bu anlamda 27.12.2013 tarihli savcılık ifadesinde de birçok kişinin isimlerini vermek sureti ile bu kişiler ile değişik zamanlarda ilişkiye girdiğini ifade etmiş ve bu kişilerin içerisinde suça sürüklenen çocuklar … ve … … isimlerini de bildirmiş ve kendisi ile bu kişilerin zorla ilişkiye girdiğini belirtmiştir. Söz konusu mağdure
beyanları incelendiğinde anlaşılacağı üzere mağdure birden fazla kişi yani yaklaşık 8 kişi ile ilişkiye girdiğini ifade etmiştir. Mağdure bu kişilerin içerisinden … ve …’ın kendisi ile zorla ilişkiye girdiğini beyan etmiş olmasına rağmen bu ilişkilerden sonra bu olayları, yakınlarına, arkadaşlarına ya da herhangi bir kolluk birimine anlatmamış ve kendisi okula gitmek üzere evden ayrıldığında okula gitmediğinin tespit edilmesi üzerine ailesinin müracaatı üzerine yine bir cinsel istirmar olayı nedeniyle ifadesi alındığında bu olaylardan bahsetmiştir. Böyle bir olaya maruz kalan mağdurenin hayatın olağan akışına aykırı olarak yaşadığını iddia ettiği istismar eylemlerinden sonra herhangi bir yasal şikayette bulunmadığı, mağdurenin kendi beyanlarında ifade ettiği şekliyle arkadaşlık ilişkisi kurup cinsel ilişkide bulunduktan sonra ayrıldığı arkadaşlarının arasından kendisine evlenme vaadinde bulunan diğer kişilerle toplum içerisinde düştüğü zor durumdan evlenerek kurtulacağı ümidiyle arkadaşlık kurup cinsel ilişkiye girdiği ancak Yozgat gibi küçük, kapalı bir toplumda mağdure ile arkadaşlık kuran erkeklerin durumu birbirlerine haber vermesi üzerine mağdurenin bu amacına ulaşamadığı, mağdure ile cinsel ilişkiye girmek isteyen erkeklerin bu amacına konu olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar mağdurenin iddiaları kapsamında Suça Sürüklenen Çocuk … hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan iki defa cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de; mağdurenin olayın üzerinden 4 yılı aşkın bir süre sonunda yapmış olduğu her türlü şüpheden uzak maddi delillerle desteklenmeyen soyut nitelikte iddiaları dışında Suça Sürüklenen Çocuğun mağdureye istismarda bulunduğuna dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı Suça Sürüklenen Çocuğunda suçlamayı kabul etmediği, sadece mağdureyi bir defa öptüğünü, bunun da selamlaşmak amacıyla yapılan ani bir hareket olduğunu beyan etmesi nazara alınarak burada mağdurenin somut deliler ile desteklenen beyanlarına itibar edilmemiş ve suça sürüklenen çocuğun beyanları kapsamında eylem bu şekliyle sübut kabul edilerek Suça Sürüklenen Çocuğun eyleminin 6545 sayılı yasanın 59 maddesi ile yapılan değişiklikle TCK 103/1 maddesine eklenen ani nitelikte ve devamı olmayan öpme şeklindeki eylemi ile sarkıntılık suçunu oluşturduğu aynı maddenin ikinci cümlesi gereğince failin çocuk olması durumunda eylemin kovuşturmasının şikayete bağlı suçlardan olduğunun düzenlendiği 2011 yılı içinde gerçekleşen eylemle ilgili olarak mağdurenin 2013 yılında şikayette bulunduğu altı aylık yasal şikayet süresinin dolduğu anlaşılmakla Suça Sürüklenen Çocuk … hakkında cinsel istismar suçlamasıyla açılan davanın CMK 223/8 maddesi gereğince şikayet şartının gerçekleşmemesi nedeniyle düşürülmesine; Suça Sürüklenen Çocuğun üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak bakımından ise mağdurenin soyut iddiası dışında cezalandırılmasını gerektirir her türlü şüpheden uzak kesin, inandırıcı delil mevcut olmadığı Suça Sürüklenen Çocuğun usulün sübutu benimsenen sarkıntılık eyleminin ani ve devamlı olmayan bir eylem niteliğinde olması sebebiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçunun oluşmasını gerçekleştirmeyeceği, bu şekliyle atılı suçun Suça Sürüklenen Çocuk tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşılmakla bu suç yönünden beraatine karar vermek gerekmiştir. Suça Sürüklenen Çocuk … yönünden yapılan değerlendirmede; Tüm dosya kapsamı incelendiğinde Suça Sürüklenen Çocuk …’in ikrarı da nazara alınarak arkadaşlık kurduğu mağdure Beyzanur ile 2013 yılı temmuz ayı içinde Beyzanur’un teklifi ile gittiği mağdurenin evinde ailesinin de bulunmadığı bir zamanda mağdure ile karşılıklı rıza ile cinsel ilişkiye girdiği bu sırada mağdurenin 15 yaşını ikmal edip 18 yaşını henüz ikmal etmeyen çocuk konumunda bulunduğu her ne kadar mağdure kendi rızası dışında Suça Sürüklenen Çocuğun zorla kendisi ile ilişkiye girdiğini ve bunu iki defa gerçekleştiğini beyan etmiş ise de; yaşanan ilişkinin mağdurenin evinde oluşu, Suça Sürüklenen Çocuğu mağdurenin eve kabul edip kapıyı açmış olması mağdurenin daveti olmaksızın Suça Sürüklenen Çocuğun ailesinin evde olup olmadığını bilemeyeceği, mağdurenin evine gidemeyeceği aksi yöndeki kabulün hayatın olağan akışına aykırı olacağı bu şekliyle mağdurenin rızasıyla taraflar arasında bir defa cinsel ilişkinin meydana geldiği bu şekliyle Suça Sürüklenen Çocuğun henüz reşit olmayan mağdure ile ilişkiye girerek reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işlediği ve bu olayında suça sürüklenen çocuğun kendi beyanlarında belirttiği üzere Çıraklık eğitim merkezine kayıt için müracaat ettiği tarih olan 28.08.2013 tarihi olduğu ve 25.12.2013 tarihinde yapılmış olan şikayetin 6 aylık yasal süre içinde olduğu ve Suça Sürüklenen Çocuğa ilişkin şikayetini kolluğa bildirdiği anlaşılmakla; Suça Sürüklenen Çocuğun reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu işlediği söz konusu suçu birden fazla olacak şekilde zorla işlediği yönünde mağdurenin soyut beyanı dışında herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir. Suça Sürüklenen Çocuk …’ın üzerine atılı şantaj suçu bakımından yapılan değerlendirmede ise çocuğun mağdure ile cinsel ilişkiye girdikten sonra yaşadıkları anlaşmazlık sonucu muhtemelen mağdurenin beyan ettiği şekliyle borç ilişkisinden dolayı bu borcu ödememek ve daha önce gerçekleştirdiği cinsel istismar eyleminin açığa çıkmasını engellemek suretiyle bir ceza tehdidi ile karşı karşıya gelmemek için bu şekilde kendisine yarar sağlamak amacıyla mağdure ile kendisiyle ve başkaları ile cinsel ilişkide bulunduğunu babasına söyleyeceğini belirterek onun şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususları açıklayacağından bahisle tehditte bulunarak şantaj suçunu işlediği kanaatine varılmakla eylemine uyan TCK 107/2 madde delaletiyle TCK 107/1 maddesi uyarınca alt sınırdan hüküm kurulmak suretiyle 1 yıl hapis ve 5 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına, TCK 31/3 maddesi uyarınca yaş küçüklüğü, akabinde TCK 62 uyarınca 1/6 oranında takdiri indirim yapılmış, çocuğun kişiliği TCK 50/3 maddesindeki yasal zorunluluk gereğince hapis cezası adli para cezasına çevrilerek çocuğun şantaj suçundan neticeten 4.000.00 TL ve 40.00 TL adli para cezalarıyla cezalandırılmasına karar vermek gerekmiş çocuğun adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin mahkemesine ihbarda bulunulması kararı ile birlikte aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
” şeklindeki gerekçe ile hükümler kurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Mahkemenin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla düşme ve beraat hükümlerinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Oluşa uygun kabule göre olay tarihinde on beş-on sekiz yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği reşit olmayanla cinsel ilişki ve şantaj suçlarının 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrası, 107 nci maddesinin birinci fıkrası ve aynı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenip, öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve aynı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımına tabi bulunduğu ve zamanaşımını en son kesen işlem olan 26.03.2015 tarihli mahkumiyet kararı ile temyiz inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşılmış olup, hükümlerin zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar vermek gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle bu suçlardan bozma isteyen Tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (A) bölümde açıklanan nedenlerle Yozgat Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.03.2015 tarihli ve 2014/49 Esas, 2015/46 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Yozgat Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.03.2015 tarihli ve 2014/49 Esas, 2015/46 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekili ile suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davalarının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle AYRI AYRI DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.10.2023 tarihinde karar verildi.