YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6401
KARAR NO : 2023/3755
KARAR TARİHİ : 01.06.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/39 E., 2015/93 K.
SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki
HÜKÜM : Düşme
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 16.04.2014 tarihli ve 2014/2610 Esas numaralı iddianamesiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.03.2015 tarihli ve 2014/39 Esas, 2015/93 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında değişen suç vasfına göre reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan düşme kararı verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 05.10.2018 tarihli ve 14-2015/196904 sayılı bozma görüşlü Tebliğname ile Dairemize tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği
Özetle; hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmaması nedeniyle kararın bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
”Olay günü sanık, kayden 15 yaşının içinde olup henüz bu yaşı doldurmamış ancak kendi yaşını sanığa daha büyük olarak söyleyen mağdur ve tanıkların buluşup önce uyuşturucu aldıkları, akabinde metruk binaya gittikleri, burada sanık ve mağdurun sabahladıkları, bu süre içerisinde sanık ve mağdurun rıza dahilinde anal yoldan ilişkiye girdikleri hususu sanık, mağdur, tanık anlatımları, adli raporlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup bu hususlarda ihtilaf bulunmamaktadır.
Dosyamızda ihtilaflı olan husus; kayden henüz 15 yaşını tamamlamayan mağdurun cinsel ilişki için gösterdiği rızanın hukuken geçerli olup olmadığı, mağdurun yaşı hususunda yanılgı olup olmadığı ve böyle bir yanılgı var ise hukuken itibar edilmesi gereken bir yanılgı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İhtilaflı bu noktalar yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmelerde;
Mağdurenin suç tarihi itibariyle kayden 15 yaşı içerisinde olduğu, ayrıca aldırılan kemik raporunun da bu doğrultuda olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek sanık savunmasında gerekse de bu savunmayı doğrulayan mağdure anlatımında tarafların birbirini daha önce mağdurenin sanığın soyismini dahi bilemeyecek düzeyde tanıdıkları, ancak yakın bir arkadaşlıklarının bulunmadığı, olay günü mağdurenin kendi yaşını gerçek yaşından büyük olarak 18 diye belirttiği anlaşılmaktadır.
Mağdure bu şekilde yaşı ile ilgili hususta yalan beyanda bulunması hayatın olağan akışına uygun görülmüştür. Zira mağdure evden haber vermeksizin çıkmıştır, ayrıca uyuşturucu kullanacak olmasının verdiği tedirginlikle de hareket etmiş olması mümkün görülmüştür. Her ne kadar mağdurenin dış görünüş olarak 18 yaşında görünmesi pek mümkün görülmese de kayden içinde olduğu 15 yaşını doldurmuş, hatta 16 veya 17 yaşında görünüyor olduğu şeklindeki savunmanın, aksi net bir şekilde ispat edilemediği sürece itibar edilmesi gereken düzeyde bir savunma olduğu kanaatine varılmıştır.
Hata hususunu düzenleyen 5237 sayılı TCK’nun 30. Maddesinin yapılan incelemesinde “suçun kanuni unsurlarını bilmeyen failin bu hatadan istifade etmesi gerektiğini” düzenlemektedir.
Yine 5237 sayılı TCK’nun 104.maddesi 15-18 yaş grubundaki kişilerin rızası dahilinde girdikleri cinsel ilişkiden ötürü şikayetçi olmamaları halinde açılan davanın düşmesi gerektiği hususunu düzenlemektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde ; olay günü sanık ve mağdurenin rızaları dahilinde anal yoldan cinsel ilişkiye girdikleri, aksi ispat edilemeyen sanık savunması ile bunu
doğrulayan mağdure anlatımına göre cinsel ilişki öncesinde mağdurenin yaşı konusunda sanığa yalan söylediği, TCK’nun 104.maddesindeki suçun konusunu oluşturan yasal yaş sınırı olan 15 yaşın ikmaline zaten az bir süresi kalan ve dış görüntüsü itibariyle bu durumu destekleyen mağdurenin yaşı hususunda yanıldığı şeklindeki sanık savunmasının aksine yeterli düzeyde delil bulunmadığı için itibar olunması gerektiği ve böylece hakkında TCK’nun 30.maddesinin tatbik koşularının mevcut olduğu, kabul edilen bu hatanın eylemin vasfını değiştirerek TCK’nun 104.maddesinde belirtilen suça dönüştürdüğü, anılan madde uyarınca koğuşturma yapılmasının mağdurenin şikayetine tabi olması ve mağdurenin bu eylemden dolayı şikayetçi olmaması karşısında açılan kamu davasının şikâyet yokluğundan düşürülmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.”
Şeklindedir.
IV. GEREKÇE
1. Sanık ile mağdurenin kısa bir süre önce tanışmaları, mağdurenin sanığın soyadını bilmediğine, olay öncesinde aralarında samimiyet ve konuşma olmadığına, yaşının on sekiz olduğunu söylediğine yönelik beyanları ile savunma ve tüm dosya kapsamı karşısında, sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde, hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, O yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
3. Açıklanan gerekçeyle Tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.03.2015 tarihli ve 2014/39 Esas, 2015/93 Karar sayılı kararında o yer Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden O yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,01.06.2023 tarihinde karar verildi.