Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/6326 E. 2023/6216 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6326
KARAR NO : 2023/6216
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2012/187 E., 2015/41 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.02.2015 tarihli ve 2012/187 Esas, 2015/41 Karar sayılı kararı sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 6545 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile aynı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz Sebebi
Özetle, mağdurenin ifadelerinin çelişkili olduğuna, mağdurenin bakire olduğuna, mağdurenin anal bölgesinde oluşan fissürün rapora göre eski tarihli olduğuna, raporlar arasında çelişkiler olduğuna, tanık …’nin beyanlarında cinsel ilişkiyi görmediğini ifade ettiğine, tanık …’in ise görmüş olduğunu beyan ettiği ilişkiden neyin kastettiğinin anlaşılamadığına, kabul anlamına gelmemekle eylemin sürtünerek de gerçekleşmiş olabileceğine ve olayda şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; ”Olay tarihinde katılan …’in tanıklar … … ve … ile birlikte kaldıkları yetiştirme yurdundan kaçtıkları ve sanık … ve tanıklar … ve … ile buluştukları, bir süre birlikte dolaştıktan sonra birlikte metruk bir eve gittikleri burada cola, bira ve uyuşturucu madde kullandıkları, tanıklar … …’ın …’la, …’nin ise … ile birlikte yattıkları, sanık …’ın ise katılan … ile birlikte yattığı ve tanıkların uyuduğunu düşünerek, sanık …’ın üzerinden kıyafetlerini çıkartarak, fiili livatada bulunduğu, suç tarihinde katılan …’in 15 yaşından küçük olduğu ve bu şekilde sanık …’ın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği, her ne kadar sanık … savunmasında olay günü tanık … ile karşılaştığını, …’nin daveti üzerine söz konusu mekana gittiklerini, kızları ve …’yi içeride görünce eve girmediğini geri gittiğini, tanık … ise sanığın eve girmediğini …’yi de alarak olay yerinden ayrıldıklarını belirtmişler ise de, katılan …’in aşamalardaki beyanlarını doğrular nitelikte tanık … ve …’in beyanlarında sanığı evde katılan ile cinsel ilişkiye girdiklerini gördüklerini belirtmeleri ve tanık …’nin ise evde uyuduklarını, sanık …’in katılan ile uyuduğunu veya cinsel manada birşey yaptığını görmediğini belirtmesi, Eskişehir Adli Tıp Şube Müdürlüğünden alınan raporda katılanın anal yoldan ilişkiye girdiğini destekler nitelikte bulgular olduğunu belirtmesi karşısında, sanığın cezadan kurtulmaya, tanık …’ın ise sanığı cezadan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı gibi katılanın bu şekilde namus ve iffetini ortaya koyacak şekilde bir suç isnadında bulunmasını gerektirecek sanık ile aralarında önceye dayalı bir husumet olduğuna dair dosyada delil bulunmadığı ve Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 27 Ekim 2014 tarih 5326 sayılı raporuna göre; katılan …’in mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarının algılama yeteneğini ortadan kaldıracak ya da azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği saptanmadığı, beyanlarına itibar edilebileceği ve sanık …’ın eylemlerinin mağdurun kendisinde mevcut ruh sağlığındaki bozulmayı arttırdığı ancak bu olayın tek başına ruh sağlığını bozmadığı bu durumun sanık lehine yorumlanması gerektiği…” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

2. Dosya kapsamında bulunan deliller;
Sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtları, ekonomik ve sosyal durum araştırması, savunma, mağdure beyanları, tanık anlatımları, doktor raporları, Adli Tıp Kurumu raporları ve polis tutanaklarından ibarettir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.02.2015 tarihli ve 2012/187 Esas, 2015/41 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.10.2023 tarihinde karar verildi.