Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/6320 E. 2023/4256 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6320
KARAR NO : 2023/4256
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Reşit olmayanla cinsel ilişki, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
HÜKÜMLER : Düşme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Her ne kadar Tebliğnamede sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan düşme hükmü ile çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik görüş bildirilmiş ise de katılanlar vekilinin dilekçe içeriğinde adı geçen sanık hakkında kurulan düşme hükmü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz isteminin bulunmadığı gözetilerek incelemenin diğer sanıklar ile ilgili verilen kararlarla sınırlı yapılmasına karar verilmiştir.

Sanık … ve … haklarında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların aynı Kanun’un 231 inci maddesinin 12 nci fıkrası uyarınca itirazı kabil olup, temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve anılan hükme ilişkin temyiz istemi

5271 sayılı Kanun’un 264 üncü maddesine itiraz kabul edilip, esasen bu hususta mahallinde merciince değerlendirme yapılarak karar verildiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 317 nci maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

Sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan düşme hükmünün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.08.2013 tarihli ve 2013/146 numaralı iddianamesi ile sanık … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve altıncı fıkrası gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığının, 08.07.2014 tarihli ve 2014/158 numaralı iddianamesi ile sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

3. Aksaray Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.11.2014 tarihli ve 2013/268 Esas, 2014/293 Karar sayılı kararı ile isnat edilen eylemler bütün halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçu kabul edilerek katılan mağdurenin şikayetinin bulunmadığından bahisle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince düşmesine karar verilmiştir.

4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 06.10.2018 tarihli ve 14-2015/173546 sayılı, sanık … hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan düşme hükmünün onanması görüşünü içeren Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar Vekilinin Temyiz İsteği
Sanık … hakkındaki kamu davasının düşürülmesine, sanıklar … ve … haklarında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan cezalandırılmasına karar verildiğine, bu kararları temyiz temyiz ettiklerine, mağdurenin ilk suç tarihinde on dört – on beş yaşlarında olduğuna, lise birinci sınıf öğrencisi olduğuna, kemik yaşı raporunda belirtildiği üzere beslenme ve hormon gibi nedenlerle kemik yaşının olduğundan daha büyük çıkabileceğine, mağdurenin okula başlama tarihleri ile hangi tarihte mezun olduğunun ilkokuldan sorulması ve aşı kayıtlarının getirtilmesi yönündeki taleplerinin reddedildiğine, söz

konusu talepler yerine getirilmeden verilen kararın eksik araştırma sonucu hüküm kurulduğunu gösterdiğine, yaşı küçük mağdurenin rızasının hukuki nitelik taşımayacağına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkeme, “…mağdurun kemik yaşına ilişkin suç tarihinden 1 yıl sonra alınan rapor ve hastane raporuna dayanmayan mağdurun mernis doğum tutanağı dikkate alındığında, mağdurun sanık ile cinsel ilişkiye girdiğini belirttiği 15.03.2013 tarihi ve 2013 yılının Ağustos ayının ilk haftasında 15 yaşını tamamlamış olduğu, bu durumda sanık ile mağdurun 15 yaşından sonra cinsel ilişkiye girdiklerinin sabit olduğu, mağdurun yukarıda belirtilen olayın sıcağı sıcağına müdafii huzurunda alınan beyanları dikkate alındığında söz konusu cinsel ilişkilerin rıza dahilinde gerçekleştiğinin kabulünün gerektiği, sonraki beyanlarının sanıktan ayrılması üzerine ailesinin baskısı sonucu verilme ihtimalinin bulunduğu, bu durumda sanığın eylemlerinin reşit olmayanla cinsel ilişki kapsamında kaldığı, ancak ifade tarihi itibariyle 15 yaşını bitirmiş olduğu tespit edilen ve şikayet hakkına bizzat sahip olan mağdurun yukarıda belirtilen ilk beyanlarında sanıktan şikayetçi olmadığını belirtmesi ve sonradan ”şikayetten vazgeçmeden” vazgeçmenin hukuken mümkün olmaması nedeniyle atılı suçtan şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği…” şeklindeki kabul ve gerekçesiyle sanık … hakkında açılan kamu davasının şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
A. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararları Yönünden
Sanık … ve … haklarında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan dolayı 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların aynı Kanun’un 231 inci maddesinin 12 nci fıkrası uyarınca itirazı kabil olup, temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve anılan hükme ilişkin temyiz istemi 5271 sayılı Kanun’un 264 üncü maddesine itiraz kabul edilip, esasen bu hususta mahallinde merciince değerlendirme yapılarak karar verildiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

B. Sanık … Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Kayden 07.09.1998 doğumlu mağdurenin 06.09.1999 tarihinde babasının beyanı üzerine nüfusa tescil edilmesi, sanık …’in 15.03.2013 tarihli ilk cinsel ilişkiden önce mağdurenin on beşten büyük olarak yaşını söylediğine yönelik savunması, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 14.03.2014 tarihli raporda, mağdurenin grafi çekim tarihi olan 03.03.2014 tarihinde kemik yaşının on dokuz yaş sonu ile uyumlu olduğunun belirtilmesi; ancak bu tespitin mağdurenin ablası olan …’nin doğum tarihi ile çelişmeye yol açtığının anlaşılması karşısında, suçun oluşumu ile niteliğine etkisi bakımından mağdurenin yaşı üzerinde durulup, dosya içerisindeki kemik grafilerinin İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilerek suç tarihindeki gerçek yaşının raporla belirlenmesi, şayet mevcut yaşı ile bilinen Adli Tıp uygulamalarına göre sağlıklı şekilde yaş tespiti yapılmasının tıbben mümkün olmaması halinde ise mağdurenin doğum tarihinin nüfusa kayıtlı yaşıyla uyumlu olduğunu belirten mağdurenin annesi ile babası olan katılanların beyanları nazara alınıp aşı, okul kayıtları gibi diğer belgeler ve delillerle gerekli araştırma yapılarak gerçek yaşının saptanması, gerekmesi halinde yaş

tashihi yoluna gidilmesi, mağdurenin 15.03.2013 tarihinde sanık … ile girdiği rızalı ilişki sırasında on beş yaşından küçük olduğunun belirlenmesi halinde olayda 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı da tartışılıp, bu yöndeki savunmanın reddi nedenleri karar yerinde açıklandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi, 15.03.2013 tarihli ilk cinsel ilişkinin adli mercilere intikali sonrasında mağdure ile sanık …’in 2013 yılı Ağustos ayı içerisinde yaşadıkları iddia edilen rızalı cinsel ilişki yönünden mağdurenin yaşı hususunda hata halinin söz konusu olamayacağı, dolayısıyla tespit edilen yaşa göre suç tarihinde mağdurenin on beş yaşından küçük olduğunun anlaşılması halinde eylemin zincirleme suç içinde mi kabul edileceği yoksa ayrı bir suçu mu oluşturacağı hususlarının tartışılması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde eylemlerin kül halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturacağı düşüncesiyle mağdurenin kollukta alınan ifadelerinde sanıktan şikayetçi olmadığından bahisle düşme hükmü kurulması, hukuka aykırı görülmüştür.

2. Bozma sebebine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararları Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Aksaray 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.11.2014 tarihli ve 2013/268 Esas, 2014/293 Karar sayılı kararırına yönelik katılanlar vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık … Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Aksaray 1.Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.11.2014 tarihli ve 2013/268 Esas, 2014/293 Karar sayılı kararına yönelik katılanlar vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.06.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.