Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/6151 E. 2023/4938 K. 07.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6151
KARAR NO : 2023/4938
KARAR TARİHİ : 07.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2009/63 E., 2014/377 K.
SUÇLAR : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı, çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama, onama, bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının 09.02.2019 tarihli ve 2009/50 sayılı iddianamesi ile sanıklar … ve …’ın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan, sanıklar … …, … ve … …’nin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
2.Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli ve 2009/63 Esas, 2014/377 Karar sayılı Kararı ile;
a.Sanıklar … …, … ve … … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
b.Sanıklar … ve … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlerine karar verilmiştir.
3.Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.09.2018 tarihli ve 14-2015/129276 sayılı onama, düzeltilerek onama ve bozma görüşlü Tebliğnamesi ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Beraat eden sanıklar … ve … hakkında verilen kararların eksik inceleme ile alındığına, sanıklar … …, … … ve … hakkında mahkûmiyet hükümleri kurulmuş ise de kurum lehine vekalet ücreti tayin edilmediğine ilişkindir.
B.Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Beraat kararı verilmiş olan sanıklar … ve … hakkında hakkında ceza verilmesine, vekalet ücretine hükmedilmesine, sanıklar … …, … … ve …’un en üst seviyeden herhangi bir indirim olmadan cezalandırılmalarına, mağdurenin beden ve ruh sağlığı ile ilgili raporun olayın üzerinden çok uzun yıllar geçtikten sonra alınmış olunması nedeni ile mağdurenin ruh sağlığının bozulmuş olarak kabulü ile en üst seviyeden ceza verilmesi ve sanıklar … …, … … ve … lehine salt duruşmadaki tutum ve davranışlarından dolayı indirim yapılmamasına karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
C.Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın savunmalarında mağdurenin kendisini on dokuz yaşında üniversite öğrencisi olarak tanıttığını belirttiğine, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına ilişkindir.
D.Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın savunmalarında mağdurenin kendisini on dokuz yaşında olduğunu belirttiğine, sanığın hata hükümlerinden faydalanması ve mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığına yönelik raporun sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğine ilişkindir.
E.Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın savunmalarında mağdurenin kendisini on dokuz yaşında üniversite öğrencisi olarak tanıttığını belirttiğine, mağdurenin ruh sağlığının bozulmadığın tespit edildiğine, sanığın suç işleme kastı ile hareket etmediğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece ”Yargılamaya konu olay şu şekilde gerçekleşmiştir. Mağdure … sanık … ile buluşmuş birlikte …’ in bürosuna gitmişler ve mağdurenin burada kalmaya başlamıştır. Olay tarihinde mağdure gezmek amacıyla dışarı çıkmıştır. Mağdure parkta oturduğu sırada yanına gelen sanık … … tanışmış birlikte sahile inerek alkol aldıktan sonra sanık … mağdureyi çalışmakta olduğu işyerinin üst katında bulunan lojman odasına götürmüştür. Sanık … burada mağdure ile cinsel ilişkiye girmiştir. Daha sonra diğer sanıklar …, … … ve benzer şekilde mağdure ile zorla birlikte olmuşlardır.
Mağdurenin anlatımlarıda olayın oluş şeklini doğrular niteliktedir. Şöyle ki Mağdure … … hazırlık aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığında alınan ifadesinde “… parkta gündüz saatlerinde otururken … isimli kişi yanıma geldi. Kendisiyle tanıştık ve ertesi gün de yine parkta buluştuk. ….Birlikte bir odaya girdik. … in üstümdekileri çıkarttığını hatırlıyorum. Sabah yatakta tek başıma üstüm çıplak ve alt tarafım giyinik olarak uyandım. ………. ben gelince manavı kapattı,. Orada konuştuk ve içki içtık, müzik dinledik. Ben yine sarhoş olmuştum. Uykum geldiği için orada yattım. Başka birşey hatırlamıyorum. Sabah uyandığımda yatakta tek başımaydım. Ve alt tarafı giysim yoktu. Üst tarafım ise üzerimdeydi. Sonra üzerimi giyindim. … oradaydı, … de gelmişti. Ve gülerek konuşuyorlardı. Ben …’a ne yaptın diye sorduğumda, … bana birşey yapmadım diyerek cevap verdi. üstümü giyindikten sonra oradan ayrıldım. … ve … yi birdaha görmedim. Dün de yine … in kaldığı bürosundan çıkıp gezerek yine parkta otururken tanıştığım ve ismini … olarak bildiğim kişinin limanda bağlı bulunan ismini bilmediğim teknesine gittim. Saat 18.30-.19.00 sıralarıydı. … teknedeydi. Beni kamaraya davet etti. Ve birlikte kamaraya girdik. Sonra kapıyı kapattı. Ve kapının önünde durup üstümü soyunmamı istedi. Ben ve … sarhoş değildik. Ben soyunmak istemedim ancak o ısrarla soyunmamı istedi ve kollarımdan tutup üstümdekileri kendisi çıkarttı. Bana şiddet uygulamadı ancak kollarımdan tutup beni itti. Yatağın üzerine attı. Sonra benimle zorla normal yoldan cinsel ilişkiye girdi. .” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyada mevcut … Adnan Menderes Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ nın 09.01.2009 tarihli Raporunda “mağdurenin yapılan muayenesinde, hymen bütünlüğünün bozulmuş olduğu ve hymende eski yırtık bulunduğu, bunun vücuda organ yada sair bir cisim sokulmak suretiyle meydana getirilmiş olduğu” ve Adana Dr. Ekrem … Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ nin 23.09.2014 tarihli Sağlık Kurulu Raporu’ nda da “mağdure … Dağ’ın maruz kaldığı olaya bağlı ruh sağlığının bozulmadığı” hususları tespit edilmiştir.
Her ne kadar sanıklar … ve … hakkında Çocuğun Basit Cinsel İstismarı suçundan kamu davası açılmış ise de; dosyada mevcut mağdure … … ifadesi, diğer sanıklar ifadeleri, tanıklar ifadeleri, sanıklar savunması ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkların üzerilerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeter derecede, kuşku sınırlarını aşan, kesin ve yeterli delilin bulunmadığı anlaşıldığından, sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.
Sanıklar …, … ve …’ın üzerilerine atılı Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı suçunu işledikleri, tüm dosya kapsamından anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklindeki gerekçeyle hükümler kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A.Sanıklar … …, … … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
1.Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde, suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdureye yönelik sanıkların zor kullanmak suretiyle müsnet suçu işledikleri kabul edilmesine rağmen sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanmaması suretiyle gerekçe ile hükümler arasında çelişkiye sebebiyet verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

2.Sanıkların aşamalarda mağdurenin kendilerine on dokuz yaşında ve üniversite öğrencisi olduğunu söylediği yönündeki savunmaları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, olayda 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra hükme varılması gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesine muhalefet edilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 05.04.2011 gün ve 2011/56 Esas, 2011/76 sayılı kararında açıklandığı üzere, Adlî Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya Adlî Tıp Kurumu Kanunu’nun 7, 23/B ve 31 inci maddeleri gereğince Yükseköğretim Kurumları veya birimlerine bağlı hastanelerden, bir çocuk psikiyatristi ile bir adlî tıp uzmanının zorunlu katılımıyla Adlî Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulunun teşekkülüne göre oluşturulmuş en az beş kişilik bir heyetten, suçun sonucunda mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda rapor alınıp neticesine göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrasının tatbiki hususunda karar verilmesi gerekirken, içinde çocuk psikiyatri ve adlî tıp uzmanı bulunmayıp üç kişilik heyetçe verilen rapora istinaden eksik araştırma ile anılan maddenin sanık hakkında tatbik edilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

4. Yukarıda açıklanan bozma nedenlerine göre Tebliğnamede düzeltilerek onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

B.Sanıklar … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden
Mahkemece kurulan hükmün Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaate istinaden delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği halde bu ilkelere uyulmaksızın yazılı şekilde gerekçesiz hüküm kurulması suretiyle Anayasanın 141 inci maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesinin birinci fıkrasına muhalefet edilmesi hukuka kesin aykırılık olarak saptanmış ve Tebliğnamede sanık … yönünden onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçenin (A) ve (B) bölümlerinde açıklanan nedenlerle Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli ve 2009/63 Esas, 2014/377 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar … …, … ve … … müdafileri ile katılan Bakanlık vekili ve mağdure vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

07.09.2023 tarihinde karar verildi.