Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/6083 E. 2023/4462 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6083
KARAR NO : 2023/4462
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/73 E., 2015/41 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2015 tarihli ve 2014/73 Esas, 2015/41 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 32 nci maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz İsteği
Suça sürüklenen çocuğun suçu sabit olup ceza ehliyetinin bulunduğuna, kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna ve diğer hususlara ilişkindir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İsteği
Suça sürüklenen çocuk hakkında beraat kararı verilmesine, güvenlik tedbirleri uygulanması halinde suça sürüklenen çocuğun ailesinden ayrılacağından travma yaşayacağına ve diğer hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Suça sürüklenen çocuk ile mağdurun aynı okulda eğitim gördükleri, okulun aynı zamanda yatılı bölge okulu olması sebebiyle öğrencilerin okulun yurdunda kaldıkları, olay günü suça sürüklenen çocuğun mağdurun odasına gittiği ve kendisine cinsel ilişki teklif ettiği, mağdurun bunu reddettiği, suça sürüklenen çocuğun mağdura vurarak etkisiz hale getirdiği, gerek kendi pantolonunu gerekse mağdurun pantolonunu çıkartarak cinsel organını mağdura sürttüğü, suça sürüklenen çocuk hakkında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan 26.06.2013, 24.10.2013, 03.02.2015 tarihli raporlarında; suça sürüklenen çocuğun “Cinsel istismar eylemi yönünden işlediği iddia edilen fiilin anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmediğinin” belirtildiği, yine aynı Üniversiteden alınan 02.03.2015 tarihli raporda; suça sürüklenen çocukta hafif mental retardasyon tanısının bulunduğu, mevcut psikayatrik rahatsızlık nedeniyle olgunun 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmediği, güvenlik tedbirine ihtiyaç olmadığının belirtildiği, kovuşturma aşamasında alınan sosyal inceleme raporunda suça sürüklenen çocuğun zihinsel yetersizliğinin olduğu ve zihinsel yetileri ile yaşının uyumlu olmadığının bildirildiği, suça sürüklenen çocuğun duruşmada ifadesi alınırken hareketlerinin ve konuşmasının normal olmadığının tespit edildiği, mağdura ulaşılamaması nedeniyle kovuşturma aşamasından ifadesinin alınmasından vazgeçildiği ve eski beyanlarını okumakla yetinildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Mağdur beyanı, tanık anlatımları, raporlar, suça sürüklenen çocuğun savunması ve tüm dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmış ise de Atatürk Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi ve Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınan raporlarda suça sürüklenen çocuğun mevcut hali nedeniyle isnat olunan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin yeterince gelişmediğinin tespiti edilmesi ve 02.03.2015 tarihli raporda ise ayrıca suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında olduğunun belirtilmesi karşısında Mahkeme hükmünde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle Tebliğname’deki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ardahan Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2015 tarihli ve 2014/73 Esas, 2015/41 Karar sayılı kararında katılan mağdur vekili ile suça sürüklen çocuk müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan mağdur vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.