Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5800 E. 2023/2842 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5800
KARAR NO : 2023/2842
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/150 E., 2015/101 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.03.2015 tarihli ve 2014/150 Esas, 2015/101 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 43 üncü maddesi gereğince 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 03.06.2018 tarihli ve 14-2015/173226 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Okulda mağdure ve abisine verilen öğle yemeğinin artık verilmemesi nedeniyle mağdure ve ailesinin sanığa iftira attıklarını, yemek verilmemesi talimatını tanık olarak dinlenen okul müdürü …’in verdiğini, mağdurenin ifadelerinin çelişkili olduğunu, hazırlık beyanlarında bahsetmemesine rağmen duruşmada sanığın cinsel organını diline sürttüğünü söylediğini, duruşmada sanığın kendisini öptüğünü ağabeyi… ve arkadaşı …’nın gördüğünü söylemesine rağmen, …’nın olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını söylediğini,…’in de soruşturma aşamasında görmediğini söylemesine rağmen zeka geriliği olması nedeni ile annesi tarafından yönlendirildiği ve gördüğünü söylediği, incelenen okul kamera kayıtlarında olaya ilişkin görüntünün bulunmadığını, sanığın telefonunda fotoğraf bulunmasının suçun işlendiği anlamına gelmediğini, mağdurenin olayların 10 gün kadar sürdüğünü söylemesine rağmen bu süreçte annesine söylememesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, müştekinin psikolojisinin bozuk olduğunu, sanık hakkında teşdit uygulamasının ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmamasının kanuni olmadığını, beraat kararı verilmesi gerektiğini belirterek bozma talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemesince “Mağdur … ***’un, ***** ******* ******* İlköğretim Okulu’nda öğrenci olduğu,
Mağdur …’nın 1999 doğumlu ve zeka geriliği bulunan ağabeyi…’in de bu okulda öğrenim gördüğü,
Sanığın da bu okulda hizmetli olarak görev yaptığı
Mağdur … ve ağabeyi…’in taşımalı öğrenci statüsünde olmamalarına rağmen taşımalı öğrenciler için hazırlanan yemekler arttığı için mağdur ile kardeşi …’in de öğle aralarında okulda yemek yedikleri,
Sanığın,mağdurun kardeşi ***’un zeka geriliğinden yararlanarak masa tenisi, bilgisayar gibi şeylerle oynamasını sağladığı,***,bunlarla uğraşırken mağdur … ***’u sıkıştırıp vücudunu ellediği, memesine ve kalçasına dokunduğu, dudaklarından öptüğü, bir keresinde cinsel organını gösterdiği, ‘karımı boşayacağım, seni alacağım, bu iş aramızda sır kalacak, gel bu işi bitirelim, sana 50 TL, 100 TL para veriyim, aramızda sır olarak kalacak’ diyerek cinsel ilişki istediğini bildirdiği,sanığın bu şekildeki eylemlerini çeşitli tarihlerde ve zamanlarda olmak üzere tahminen 10 gün boyunca yatığı,olayın açıktığı tarihte de sanığın,mağduru boş bir sınıfa götürerek mağdurun cinsel organını ellediği,mağdurun çantasını bir yere kilitleryerek mağdura vermediği,bunun üzerine mağdurun annesinin yanına geldiği ve annesine ,’Anne,ben sana bir şey söyleyeceğim,ama senden korkuyorum,dövmezsen sana bir şey söyleyeceğim’ dediği,annesinin de söylemesini istemesi üzerine mağdurun annesine yaşadıklarını anlattığı ve yukarıda belirtilen eylemlerin sanık tarafından kendisine karşı gerçekleştirildiğini beyan ettiği,mağdurun annesini bunun üzerine durumun kolluğa bildirdiği,bu şekilde sanığın eylemlerinin ortaya çıktığı,
Anlaşılmıştır.
Her ne kadar sanık ve müdafii savunmalarında;mağdurun beyanlarına değer verilemeyeceğini,mağdurun beyanlarının tanıklar tarafından da doğrulanmadığını,özellikle tanık …’nın tanığın beyanlarını doğrulamadığını,mağdurun,sanığın kendilerine yemek vermemesi nedeniyle iftira attığını ileri sürmüş iseler de;mağdurun 12 yaşında bir çocuk olduğu,sanıkla veya ailesiyle bir husumetlerinin olmadığı,mağdurun sanığa iftira atmasını gerektiren hiçbir nedenin mevcut olmadığı,yemek verilmediği için iftira atıldığı savunmasının inandırıcı ve mantıklı olmadığı,çünkü ileri sürülen iddiaların yemek verilmeme sebebine dayandırılacak iddilar olmadığı,hiç bir çocuğun,gerçekleşmemesi halinde bu tarz iddialar ortaya atmasının düşünülemeyeceği,mağdurun eve gelerek yaşadıklarını annesine anlatmasının da yaşananların doğruluğunu ortaya koyduğu,sanığın cep telefonunda mağdura ait fotoğraflar çıkmasının mağdurun fotoğraf çekimine dair söylediklerini doğruladığı,cinsel istismara dair mağdurun anlatımlarının aşamalardan itibaren tutarlı ve genel hatlarıyla benzer olduğu,mağdruun yalan söylediği intibaını uyandıracak hiç bir verinin mevcut olmadığı,mağdurun yer ve zaman belirterek yaşadıklarını anlatmasının da mağdurun beyanlarını güçlendirdiği hususlar dikkate alınarak mağdurun beyanlarına değer verilmesi gerekmiş ve suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik sanık ve sanık müdafiinin savunmalarına değer verilmemiştir.
Sanığın yaklaşık 10 gün süreyle cinsel istismar eylemlerini gerçekleştirmesi nedeniyle sanığa ek savunma hakkı verilerek sanık hakkında TCK’nın 43.maddesi uygulanmış,eylem sayısı ve sürekliliği dikkate alınarak ceza alt sınırdan uzaklaşılarak artırılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 14.02.2014 tarihli iddianamede, sanığın mağdureye karşı farklı zamanlarda gerçekleştirdiği eylemlerin anlatıldığı ve mağdurenin olayların, intikal tarihinden 10 gün öncesinden beri devam ettiğini ifade etmesi karşısında suç tarihine ilişkin zaman aralığının belli olduğunun anlaşılması nedeni ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezanın nevi ve miktarı itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz talepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklandığı üzere, Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.03.2015 tarihli ve 2014/150 Esas, 2015/101 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.