YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5743
KARAR NO : 2023/5185
KARAR TARİHİ : 14.09.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/42 E., 2014/520 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Şikayetçi Bakanlık vekilinin temyiz isteği yönünden; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.
Sanık vekilinin temyiz isteği yönünden; sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.12.2014 tarihli ve 2014/42 Esas, 2014/520 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.05.2018 tarihli, 2018/31071 Esas sayılı Tebliğnamesiyle dosya, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin Anayasa Mahkemesi iptal kararının dikkate alınması ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanması istemiyle Başkanlığımıza gönderilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Bakanlık vekilinin temyiz isteği; sanığın üst sınırdan takdiri indirim nedenleri uygulanmaksızın ceza tayini istemine ilişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanık müdafinin temyiz isteği; sübutun gerçekleşmemesi ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca sanığın atılı suçtan beraat istemine ilişkindir .
III. OLAY VE OLGULAR
Tüm dosya kapsamına göre; öğretmen olarak görev yapan sanık …’ın öğrencisi olan, on beş yaşından küçük mağdure … … …’a yönelik zincirleme şekilde basit cinsel istismar eylemleri sübut bulduğu gerekçesiyle, sanığın suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca cezalandırılması yönünde mahkumiyet kararı verilmiştir .
IV. GEREKÇE
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, vakî temyiz isteminin 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
1. Olayın intikal tarzı ve zamanı, mağdurenin somut ayrıntı içermeyen ve başka delil ile desteklenmeyen beyanı ve tanık … … la sanık arasında 2023 eğitim öğretim yılının ilk haftası okula telefon getirme hadisesi yüzünden yaşanan olay, tanık anlatımları, savunma ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
2. “2013 Eylül 3. hafta ve öncesi” olan suç tarihinin hüküm başlığında 01.01.2013 olarak yazımı mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak görülmüştür.
V. KARAR
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Bakanlık vekilinin temyiz isteminin, 1412 sayılı Kanun’un 317 inci maddesi gereğince Tebliğnameye aykırı olarak oy birliğiyle REDDİNE ;
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.12.2014 tarihli ve 2014/42 Esas, 2014/520 Karar sayılı kararına yönelik temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye farklı gerekçe ile uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.09.2023 tarihinde karar verildi.