YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5712
KARAR NO : 2023/2704
KARAR TARİHİ : 03.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Iğdır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.02.2015 tarihli ve 2014/280 Esas, 2015/158 Karar sayılı kararı ile sanığın cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 5237 sayılı Kanunun’un 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz Sebebi Özetle
Temel ceza belirlenirken üst sınırdan ceza verilmesinin insan haklarına ve anayasaya aykırı olduğuna, olayın bir gönül ilişkisinden kaynaklandığına, katılanın kendisine umut verici tavırlarda bulunduğuna, kötü niyetli olarak katılana yaklaşmadığına, olayın katılana olan sevgisinden kaynaklandığına, yeterli araştırma yapılmadan hüküm tesis edildiğine, kararın eksik araştırmayla verildiğine, katılanın kendisini sevdiğine olayın apartmanda yaşanması sebebiyle durumun bu hale geldiğine, cezanın alt sınırdan verilmemesi ve seçenek yaptırımlara çevrilmemesi sebebiyle hukuka aykırı olduğuna bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; “Katılan mağdurenin soruşturma ve kovuşturma aşamalarında sapma göstermeyen beyanları, dosya içerisinde yer alan cd görüntüleri, olay araştırma görüntü izleme ve yakalama tutanağı, sanığın üzerine atılı suça ilişkin ikrar içeren savunması hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın olay günü katılan mağdurenin ikamet ettiği apartmana katılandan önce girip katılanı beklediği, katılanın apartmana girip ikinci kata geçtiği sırada sanığın katılanın karşısına çıktığı, katılandan telefon numarasını isteyerek kendisiyle konuşma istediğini belirttiği, katılanın bunu kabul etmediği, sanığın çalıştığı yeri söylediği, katılanın ise apartmanda kameranın bulunduğunu ve sanığı şikayet edeceğini belirttiği, sanığın katılana yönelik ısrarlarının bu şekilde devam ettiği, olayın devamında sanığın katılanın beline sarıldığı, katılanın sanığı ittirdiği, daha sonra sanığın katılanı kamera görüş açısının olmadığı köşeye çekerek katılanın üstündeki eteğini kaldırdığı, katılanın bacağını ve baldırını okşadığı, öpmeye çalıştığı, katılanın sanıktan kurtulmaya çalıştığı, sanığın bu sırada seni çok istiyorum, seninle ilişkiye girmek istiyorum, benimle beraber ol, ne istersen yapacağım dediği, katılanın bağırmasına engel olmak için ağzını kapatmaya çalıştığı, bu sırada katılanın bağırması ve ağlaması üzerine sanığın katılanı bırakarak olay yerinden ayrıldığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı cinsel saldırı suçunu işlemiş olduğu tam bir kanaatle sübuta ermiştir. Sanık hakkında cinsel saldırı suçundan temel ceza teşdiden belirlenmiştir. Şöyle ki, 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin birinci fıkrası, cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. şeklindedir. Bu madde ile korunmak istenen hukuki yarar kişinin cinsel dokunulmazlığıdır. Somut olay bir bütün olarak ele alınıp değerlendirildiğinde; sanığın olay günü katılandan önce apartmana girerek katılanın gelmesini beklemesi, katılanın apartmanın ikinci katına geldiğinde sanığın katılanın karşısına çıkması, katılanın apartmanda kameranın bulunduğunu ve sanığı şikayet edeceğini belirtmesine rağmen sanığın eylemini sürdürmesi, apartmanın ikinci katında başlayan ve altıncı kat merdiven boşluğuna kadar sanık tarafından katılana yönelik cinsel saldırı eyleminin ısrarlı bir şekilde devam etmesi, sanığın cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdiği yer gibi hususlar bir arada değerlendirildiğinde; suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın güttüğü amaç ve saiki göz önüne alınarak sanığın temel cezası teşdiden belirlenmiştir. Bu kabul ve karar doğrultusunda; Sanık …’ün katılan …’a karşı üzerine atılı cinsel saldırı suçunu işlediği sabit olduğundan 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın güttüğü amaç ve saiki göz önüne alınarak; alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini ile sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 102 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi hükmü uyarınca takdiren ve teşdiden 7 yıl hapis cezası ile cezalandırılmış, sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek sanığa verilen cezadan 5237 sayılı TCK’nin 62 nci maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak ” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
2. Dosya kapsamında bulunan deliller; Sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtları, ekonomik ve sosyal durum araştırması, sanık savunmaları, katılan beyanları, cd izleme tutanağı ve polis tutanaklarından ibarettir.
IV.GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Iğdır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.02.2015 tarihli ve 2014/280 Esas, 2015/158 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi.