Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5660 E. 2023/5006 K. 11.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5660
KARAR NO : 2023/5006
KARAR TARİHİ : 11.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/226 E., 2015/82 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış olup İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2013 tarihli ve 2012/980 Esas, 2013/266 Karar sayılı kararı
ile sanık hakkında beden veya ruh sağılığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılma ihtimaline nazaran Görevsizlik kararı verilmiştir.

2. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.03.2015 tarihli ve 2013/226 Esas, 2015/82 Karar sayılı kararı ile; sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan lehe olduğu kabul edilen suç tarihinde yürürlükteki haliyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın istikrarlı savunmalarında yer aldığı üzere cinsel maksatla hareket etmediğinden suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığından beraat kararı yerine mahkumiyet kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkidir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile katılan …’in aynı iş yerinde çalışmalarından ötürü aralarında tanışıklık bulunduğu ve sanığın bu vesileyle katılan …’in kızı olan katılan mağdureyi tanıdığı, suç tarihi öncesinde sanığın, alışveriş yapan katılan mağdurenin paketlerini konutuna kadar taşımasına yardımcı olması sebebiyle ikamet adresini öğrendiği, suç tarihinde katılan mağdurenin, sanığın çalıştığı markette alışveriş yapması ile sanığın paketleri taşımasında yardım etmeyi teklif etmesine karşın katılan mağdurenin bu kez yardımı geri çevirerek tek başına anılan mahalden ayrılarak ikametine gittiği ancak bir süre sonra sanığın, o esnada ikamette yalnız bulunan katılan mağdurenin konutuna giderek zili çaldığı ve katılan mağdurenin kapıyı açması ile aralarındaki konuşma sırasında “Yardımımı neden kabul etmedin?” şeklindeki sorusu üzerine katılan mağdurenin eşyalarının ağır olmadığını belirttiği, devamında sanığın katılan mağdureden bir bardak su istemesi üzerine katılan mağdurenin mutfağa yönelmesi ile sanığın konuta girerek kapıyı kapattığı, anılan ikamete yeni taşınmaları sebebiyle sanığın ikametin içini gezinerek odalara bakınıp bir yandan da “Evde birisi var mı?, Baban evde mi?, Kaçta gelecek?” şeklindeki sorularına verilen cevaplar ile katılan mağdurenin ikamette yalnız olduğunu öğrendiği, devamında dış kapıya doğru yönelip peşi sıra gelen katılan mağdurenin beline kollarını dolayarak sarılıp boynundan öpüp “Çok tatlısın” şeklinde sözler sarf etmesi ile katılan mağdurenin adı geçeni ittirerek uzaklaştırması üzerine sanığın ikametten ayrıldığı, katılan mağdurenin durumu annesi katılan …’e anlatması ile aynı gün içinde kolluk kuvvetlerine intikalin gerçekleştiğinin kabulüne dair Mahkeme gerekçesinde sanığın tevilli ikrar içerikli savunması, katılan mağdurenin istirarlı ve çelişki içermeyen beyanları ve tüm dosya kapsamı itibariyle sanığın atılı suçları işlediğinin kabulü ile yargılama sırasında 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinde değişiklik ile cezanın alt ve üst sınır oranları artırılmakla birlikte cinsel istismar suçunun sarkıntılık suretiyle işlenmesi durumunun ayrıca düzenlendiği ancak sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyini aşması karşısında ceza miktarı itibariyle sanık lehine olduğu anlaşılan suç tarihi itibariyle yürürlükte olan kanun maddesi uygulanmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Tüm dosya kapsamına göre sanığın, katılan mağdurenin beline kollarını dolayarak boynundan öpmesi şeklindeki eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı gözetilerek hüküm kurulması yerine yazılı şekilde uygulama yapılmış ise de; Mahkemece sanık hakkında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi sebebiyle nihai ceza miktarının değişmemesinden dolayı kanun değişikliğinin lehe veya aleyhe sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmış olup, bu kapsamda hükümde eleştiri nedeni dışında bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.03.2015 tarihli ve 2013/226 Esas, 2015/82 Karar sayılı kararında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekili ile sanık müdafiinin temyiz isteğinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.09.2023 tarihinde karar verildi.