Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5595 E. 2023/2833 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5595
KARAR NO : 2023/2833
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat

Şikayetçi Bakanlık vekilinin kanun yolu aşamasında davaya katılma hakkının ve dolayısıyla hükmü temyize hakkının bulunmadığı belirlenmiştir.

Katılan mağdure vekili ile o yer Cumhuriyet savcısının temyizleri yönünden; sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKİ SÜREÇ
1. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.12.2014 tarihli ve 2014/74 Esas, 2014/486 Karar sayılı kararı ile sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan beraatine karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 02.04.2018 tarihli ve 14-2018/17891 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. GEREKÇE
A. Şikayetçi Bakanlık Vekilinin Temyizi Yönünden
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

B. Katılan Mağdure Vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyizleri Yönünden
Sanığın, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden temin olunan güncel nüfus kayıt örneğine göre hüküm tarihinden sonra 16.08.2018 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, bu durumun Mahkemece araştırılarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 64 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülüp düşürülmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.

II. KARAR
A. Şikayetçi Bakanlık Vekilinin Temyizi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle şikayetçi Bakanlık vekilinin vaki temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Katılan Mağdure Vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyizleri Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.12.2014 tarihli ve 2014/74 Esas, 2014/486 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye değişik gerekçeyle uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.