Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5461 E. 2023/1300 K. 09.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5461
KARAR NO : 2023/1300
KARAR TARİHİ : 09.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığının 13.06.2012 tarihli ve 2012/4873 Esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmıştır.

2. İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.05.2013 tarihli ve 2012/221 Esas, 2013/167 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun)103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3. İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.05.2013 tarihli ve 2012/221 Esas, 2013/167 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 18.11.2013 tarihli ve 2013/8083 Esas, 2013/11701 Karar sayılı kararı ile
”… Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 29.03.2012 tarih ve 410 sayılı raporunda, mağdurede travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiği, ruh sağlığının bozulduğunun bildirildiği, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 31.12.2012 gün ve 2012/117 sayılı raporunda mağdurenin 6 yıldır aralıklarla amcası tarafından da istismara maruz kaldığından bahsedilerek “çocuğun hali hazırda ruh sağlığının bozuk olduğu, travma sonrası stres bozukluğu, major depresyon geliştiği, saptanan bu ruh sağlığı bozukluğunun maruz kaldığı cinsel istismar olaylarının her ikisi ile de ilişkilendirilebilecek nitelikte” olduğunun belirtilmesi karşısında mağdurenin ruh sağlığında meydana geldiği bildirilen bozulmanın sanığın gerçekleştirdiği olaydan mı, muayene kaydında anlattığı amcası tarafından gerçekleştirildiği iddia olunan olaydan mı yoksa her iki olayın birleşmesinden mi kaynaklandığı konusunda bir açıklık bulunmadığı anlaşıldığından, belirtilen hususun açıklığa kavuşturulması için Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sanığın hukuki durumunun tayininin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.02.2015 tarihli ve 2014/1 Esas, 2015/30 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Suçun unsurları itibarıyla oluşmadığına, mağdurenin soyut, atfı cürüm niteliğinde olan beyanı dışında somut bir delil bulunmadığına, sanığın beraati yerine cezalandırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesince;
”Sanık …’ın, suç tarihinde … … Mahallesi *** Caddesi No:** sayılı yerde bulunan *** isimli iş yerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, 15/01/1999 doğumlu mağdure … sınıf arkadaşının evine gidip gelirken bu iş yerinin önünden gelip geçtiği sırada sanık ile tanıştığı, mağdurenin sanıktan hoşlanması sebebiyle bir kaç kez telefonla sanığı aradığı ancak ulaşamadığı, 2011 yılının aralık ayının son cumartesi gecesi geç vakitte mağdure … ikamet ettiği evden yürüyerek sanığın çalıştığı iş yerine gittiği, sanığın mağdureye biraz ilerde bulunan garaja doğru gitmesini söylediği, arkasından da sanığın giderek garajın kapısını açıp içine girdikleri ve sanığın garaj kapısını kapattığı, sanığın burada mağdureye sarıldığı, mağdureyi dudaklarından öptüğü, mağdurenin kazağını kaldırarak göğüslerini yaladığı, elini mağdurenin kilodunun içine sokarak cinsel organını okşadığı, daha sonra birlikte garajdan çıktıkları,mağdurenin suç tarihinde 12 yaşı içinde bulunduğu, mağdurenin alınan doktor raporunda kızlık zarının sağlam olduğunun tespit edildiği, mağdure hakkında düzenlenen Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Dairesinden alınan rapor itibariyle mağdurenin ruh sağlığında bozukluk bulunmadığının belirlendiği, böylece tüm dosya kapsamı, ifade tutanakları, tanık beyanları, doktor raporlarına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediği, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün onanarak kesinleştiği, cinsel istismar suçu yönünden ise 5237 sayılı TCK’nın 103 maddesinde 6545 sayılı yasa ile yapılan değişiklikten önceki hali ile TCK 103/1 maddesindeki suçu oluşturduğu, anılan madde gereğince cezalandırılmasına, sanık hakkında TCK 53 maddesinin tatbikine, sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK 63 maddesi uyarınca mahsubuna karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçeyle hüküm kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Mağdurenin aşamalarda benzer nitelikteki anlatımları, sanığın olay yerinde bulunduğuna ve mağdurenin kendisini öpmeye çalıştığına dair tevilli beyanları karşısında sanık müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmeyerek Mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 26.02.2015 tarihli ve 2014/1 Esas, 2015/30 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.03.2023 tarihinde karar verildi.