Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5389 E. 2023/5623 K. 27.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5389
KARAR NO : 2023/5623
KARAR TARİHİ : 27.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2012/295 E., 2015/72 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mudanya 1. Asliye Ceza Mahkemesi 10.02.2015 tarihli ve 2012/295 Esas, 2015/72 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ( 5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi gereğince 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16.03.2018 tarih, 14-2015/160540 sayılı Tebliğname görüşünde özet olarak; Hükümden önce 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinde öngörülen hapis cezasının miktarı itibariyle davaya bakma ve delillerin tayini ile takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olacağı nazara alınıp, 5235 sayılı Kanun’un 12 ve 5271 sayılı Kanun’un 4 üncü maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu belirtilerek bozma kararı verilmesinin talep edildiği görülmüştür.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; sanığın suç işleme kastıyla hareket etmeyip arkadaşı olarak gördüğü mağdureyi masumane duygularla öpmek istediğine, cinsel amacın bulunmadığına, sanığın kastının yoğunluğu gerekçe gösterilerek alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulmasının kanunî olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın uzun süreden beri ilgi duyduğu mağdureyi okul çıkışlarında takip edip ona laf attığı, suç tarihinde arkadaşı … ile birlikte yolda yürüyen mağdurenin arkasından yaklaştığı, önce kalçalarından tuttuğu, mağdure dönünce de iki eliyle yanaklarını tutup öpmeye çalıştığı, ….’nin koluna vurması üzerine mağdurenin elinden kurtulduğu kabul edilerek atılı suçun hükümden önce yürürlüğe giren sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturacağı, kanun değişikliğinin lehe veya aleyhe sonuç doğurmayacağı belirtilip cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Mahkeme, “…mağdurenin yaşının küçüklüğü, olayın aleni ortamda ve mağdure bakımından küçültücü bir tarzda işlenmiş olması ve sanığın atılı eylem bakımından suç kastının yoğunluğu…” şeklindeki gerekçesiyle temel cezanın teşdiden belirlenmesine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
Tüm dosya kapsamına göre sanığın eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı ve sanık hakkında temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinin de dosya kapsamına uygun olduğu gözetildiğinde; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz talebi yerinde görülmemiştir.

B. Tebliğname Yönünden
Sanığın eyleminin, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde düzenlenip Asliye Ceza Mahkemesinin görev alanına giren sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu anlaşılmakla Tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Mudanya 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 10.02.2015 tarihli ve 2012/295 Esas, 2015/72 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

27.09.2023 tarihinde karar verildi.