Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5360 E. 2023/4546 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5360
KARAR NO : 2023/4546
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/163 E., 2015/31 K.
SUÇLAR : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı, konut dokunulmazlığını ihlal etme
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.02.2015 tarihli ve 2014/163 Esas, 2015/31 Karar sayılı kararı ile sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı ve konut dokunulmazlığını ihlal

etme suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Sanığın atılı suçları işlediği ve mahkumiyeti gerektiğine, katılanın evinde sanığa ait PSA bulunması karşısında sanık savunmasına itibar edilmemesi gerektiğine, katılanın bazı hususları hatırlayamamasının psikolojik destek almasından kaynaklandığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak ele alındığında; sanığın katılanın eşinin akrabası olduğu ve katılanın eşi ile aynı mermer ocağında çalıştığı, katılan, katılanın eşi ve katılanın kız kardeşi ile evli olan kayın biraderinin ile birlikte bir süre aynı evde kaldıkları, sonradan ayrı ev tuttukları, sanığın katılan ile aynı zamanda kayın biraderi olan eniştesi arasında duygusal yakınlık bulunduğunu iddia etmek suretiyle katılan ve eşinin ayrı eve çıkmalarında etkisinin olduğu, uzaktan akraba olan sanığın taşınma sürecinde katılana ve eşine 6.000,00 TL civarında para yardımında bulunduğu, katılanın ve eşinin kredi kartı borcu da bulunduğu, bu nedenle sanığın katılan tarafa 7.000,00 TL kredi çekmek suretiyle ayrıca verdiği, sanığın katılanın evine eşi ile birlikte ve bunun dışında sık sık yalnız olarak da gittiğinin tanık beyanları ile de sabit olduğu, katılana kendisinden hoşlandığını söylediği, önce katılanın ters cevap verdiği, katılanın zaman zaman sanığın bu geliş gidişlerinden eşine bahsettiği, ancak eşinin de sanığın akrabaları olması sebebiyle kabul etmesini söylediği, bunun üzerine katılanın sanığı eve aldığı, sanığın katılanın eşi ile aynı iş yerinde çalışıyor olması sebebiyle katılanın eşinin vardiyalarını da biliyor olmasına bağlı olarak çoğu kez akşamları katılanın eşi evde olmadığı zamanlarda sanığın geldiği, sanığın katılandan hoşlandığını söyleyerek ısrarcı olduğu, sanık ve katılanın rıza ile organ sokma ya da başka şekilde cinsel ilişkiye girmiş olabilecekleri ihtimalinin var olduğunun evden alınan sürüntülerde meni içeren bulguların bulunup, bunun da sanığa ait olduğunun İzmir Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporla da belirlenmesi sonucu anlaşıldığı, katılanın olayın gerçekleştiğini iddia ettiği tarihten 1-2 ay sonra 11.12.2013 tarihinde sanık tarafından tehdit edildiği iddiası ile şikayet dilekçesi verdiği, suç duyurusunun asıl konusunun cinsel saldırı olmadığı, daha öncesinde de katılan tarafından cinsel saldırı eylemine yönelik bir suç duyurusunda bulunulmadığı, katılanın savcılık tarafından alınan beyanında tehdit dışında sanığın kendisi ile zorla ilişkiye girdiğini ve bunun normal yoldan olduğunu beyan ettiği, ancak net bir tarih veremediği ve kendi beyanına göre de zorla nitelikli cinsel saldırının olduğu tarihten en az bir ay geçtikten sonra şikayette bulunduğu, olayın gerçekleştiği tarihte ve beyanın verildiği tarihte katılanın herhangi bir darp cebir raporu alınmasını istememesi, katılanın yargılama sırasındaki şikayetinde zorla tecavüze uğradığını tekrarlamakla birlikte olayın net tarihini bilmediğini ve tecavüzün normal değil anal yoldan olduğunu beyan ettiği, beyanlarında çelişkiler bulunduğu, sanık ile katılan arasındaki olayın muhtemel olduğu tarihleri kapsayacak şekilde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından gelen kayıtlarda 1 Ekim – 30 Kasım arasında karşılıklı olarak yaklaşık 3100 mesajın bulunduğu, ayrıca katılan tarafından da sanığın aranıp görüşüldüğü, katılanın Cumhuriyet savcılığında alınan 11.12.2013 tarihli ifadesinde tecavüz olayının 1, 1,5 ay önce olduğunu belirttiği ve kovuşturma evresinde alınan beyanlarında tecavüz olayı olduktan sonra sanık ile hiçbir şekilde görüşmediğini beyan ettiği, katılanın

olayın olduğunu belirttiği tarihten daha sonraki tarihlerde 29-30 Kasım’da dahi sanığa atmış olduğu mesajların kayıtlardan tespit edildiği, mağdurun zorla cinsel ilişki yaşadığını iddia ettiği bir kimseyle bu derecede sık görüşmeye devam etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, katılan ile sanığın muhtemelen rıza ile cinsel ilişkiye girdikleri, çünkü tecavüz ettiğini belirttiği tarihlerden sonrada sanık ile binlerce kez mesajlaştığının tespit edildiği, cinsel ilişkinin zora dayalı olarak gerçekleştiğine dair dosyada her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil de bulunmadığı bir arada değerlendirildiğinde eylemin rızaen gerçekleştiğinin kabulü ile bu şekliyle fiilin katılanın da on sekiz yaşını ikmal etmesi nedeniyle kanunda suç olarak tanımlanmamış olması, yine mağdurun sanığı zorla evden çıkarmak istediğini beyan etmesinin de aralarındaki bu ilişki sonucunda beklenemeyeceği, bu yönde katılanın beyanının dışında da delil bulunmadığı gözetilerek sanığın üzerine atılı fiiller nedeniyle beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hükümde, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin, 05.02.2015 tarihli ve 2014/163 Esas, 2015/31 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.06.2023 tarihinde karar verildi.