Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5250 E. 2023/5991 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5250
KARAR NO : 2023/5991
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/403 E., 2015/95 K.
SUÇLAR : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.03.2015 tarihli ve 2014/403 Esas, 2015/95 Karar sayılı kararı ile sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Sanığın eliyle birden fazla defa mağdurenin kalçasını ellemek suretiyle eylemini gerçekleştirdiğinden cinsel istismar suçunun tamamlanmış olduğuna, mahkumiyet hükmünde kanuni indirim sebebi bulunmadığı halde indirime gidilmesinin isabetsiz olduğuna, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Olayın gerçekleştiği iddia edilen asansörün ev taşıması sebebiyle kapalı olduğuna, mağdure anlatımlarıyla tanık anlatımlarının çeliştiğine, atılı suçun işlendiği hususunda şüphe olup ve bunun sanık lehine yorumlanması gerektiğine, teşebbüs hükümlerinin tartışılması gerektiğine, yetersiz gerekçeyle teşdit uygulandığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece ”Yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre; Sanığın … isimli iş yerinde çalıştığı, zaman zaman mağdurun ikamet ettiği apartmana da iş yerine verilen siparişleri götürmek için gittiği, olay tarihinde sabah 10.30 sıralarında, katılan …’nün ekmek almak için gönderdiği kızı mağdur …’i pencereden bakarak beklediği, mağdurun apartmana girdiğini görmesi üzerine daire kapısını açıp asansöre baktığı, mağdurun apartmana gelerek asansöre bindiği bu sırada sanığın yine iş yerine verilen siparişi vermek üzere apartmana geldiği, mağdurun asansöre binmesinin ardından kendisinin de asansöre bindiği ve mağdurun arkasına geçerek omuzuna kolunu koyduktan sonra mağdurun poposuna elleyip ve parmak attığı, bunun üzerine mağdurun korkarak asansör henüz hareket etmemişken düğmesine basarak zemin kattayken indiği, koşarak merdivenleri çıkmaya başladığı, sanığın da mağdurun arkasından gelerek mağdura iki kez daha parmak attığı ve peşinden 3. kata kadar geldiği ancak daha sonra peşini bıraktığı, mağdurun 5.kattaki evine hızla koşarak gittiği, kendisini kapıda bekleyen annesi görünce “anne kapıyı kapat korkuyorum” şeklinde beyanda bulunduğu, katılanın ne olduğunu sorması üzerine mağdurun üzerinde … yazan kırmızı tişörtlü birinin kendisine birkaç kez dokunduğunu ve arkasından koştuğunu katılana anlattığı, bunun üzerine katılanın aşağıya indiği, burada tanık …’i gördüğü, durumu tanığa anlatınca tanığın … isimli işyerini aradığı ve iş yeri sahibinin geldiği, durumu ona anlatınca iş yeri sahibinin tekrar iş yerine döndüğü ve bir süre sonra sanıkla beraber geldiği, mağdurun sanığı görmesi üzerine teşhis ettiği, iş yeri sahibinin de özür dileyerek konuyu kapatmaya çalıştığı tüm dosya kapsamından anlaşılmış;
Her ne kadar olay tarihinde asansörün apartmana taşınan olmasından dolayı kapalı olduğu iddia edilmişse de mağdurun asansöre bindiği, sanığın da asansöre hemen arkasından bindiği ve beklemeksizin mağdura yönelik eylemde bulunduğu, mağdurun da korkarak asansör henüz hareket etmemişken hemen düğmesine basarak kapısını açtığı ve zemin katta indiği anlaşıldığından sanık ve müdafiinin asansör kapalı olduğu nedenle böyle bir olayın gerçekleşmiş olamayacağı yönündeki savunmasına ve yine aynı apartmana sipariş götüren birden çok personelin olduğu ancak olay günü sanığın sipariş götürmediği nedenle olayı gerçekleştirenin sanık olamayacağı şeklindeki savunmalara, olayın hemen akabinde çağrılması üzerine gelen iş yeri sahibinin iş yerine döndükten sonra yanında apartmana servise gönderdiği diğer personelleri değil yalnızca sanığı getirmesi, mağdurun baştan beri tutarlı beyanlarda bulunması ve gerek iş yeri sahibiyle geldiğinde gerekse mahkememiz huzurunda sanığı şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde teşhis etmiş olması nedeniyle bu yöndeki sanık savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamından sanığın mağdura yönelik ika ettiği eylemlerin niteliği, dokunma süresi ve adedi, dokunma şekli birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemlerinin mağdurun vücudu üzerinde gerçekleşen cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olduğu ve devamlılık arzetmeyen, ani ve kesik kesik hareketlerden oluştuğu nedenle Yargıtay 14.Ceza Dairesi’nin 2013/3471 esas, 2014/12868 karar sayılı kararında da belirttiği üzere sanığın eylemlerinin 6545 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonrası yürürlükte bulunan TCK 103/1-2.cümlede düzenlenen sarkıntılık düzeyinde kaldığı; mağdurun normal olarak kendi iradesi ile bulunduğu mahalde kendisine karşı eylemde bulunulmasının ardından herhangi bir engel olmadan çıktığının anlaşılması nedeniyle ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yasal unsurlarının oluşmayacağı anlaşılmakla sanığın sübuta eren sarkıntılık eyleminden TCK 103/1-2.cümle gereğince suç kastının yoğunluğu, mağdurun yaşı, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı da dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak teşdiden ceza tayinine gidilmiş, sanığın üzerine atılı bulunan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise yasal unsurlarının oluşmadığı nedenle sanığın CMK 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle hükümler kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Sanık hakkında kurulan hükümlerde yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı eyleminin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği gibi kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda verilen beraat kararının da yerinde olduğu anlaşıldığından, hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Sanık hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirildiği ve yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye istinaden sanık hakkında takdiri indirim nedeni uygulanmasına ve gerekçesi yazılmak suretiyle cezanın teşdiden tayin edilmesine karar verildiği anlaşılmakla, hükümde bu yönlerden hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.03.2015 tarihli ve 2014/403 Esas, 2015/95 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.10.2023 tarihinde karar verildi.