Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5241 E. 2023/5988 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5241
KARAR NO : 2023/5988
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/26 E., 2014/267 K.
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî onama, kısmî bozma

Bakanlık vekilinin temyiz isteği yönünden; … vekilinin kanun yolu aşamasında davaya katılma iradesinde bulunduğu ve hükümleri temyiz ettiği görülmekle; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Sanık müdafiinin temyiz isteği yönünden; sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli ve 2014/26 Esas, 2014/267 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.03.2018 tarihli ve 14-2018/16327 sayılı kısmî onama, kısmî bozma görüşlü Tebliğnamesi ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, sanığın mağdureye yönelik çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğine dair somut delil bulunmadığına, temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılarak kurulması ve sanık lehine takdiri indirim uygulanmamasının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece ”Sanık …’ın, Fethiye İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 02/12/2014 tarih 5189 sayılı yazıları ekindeki doğum belgesine göre 01.01.1999 doğumlu olan ve olay tarihi itibariyle 15 yaşının altında olan katılan mağdure ile aynı köyde yaşadığı, sanığın, 2012 yılı Eylül ayından itibaren katılan mağdurenin dersaneye giderken kullandığı servisin şoförlüğünü yaptığı, 16.12.2012 tarihinde, sanık ile katılan mağdurenin cep telefonu ile mesajlaştıkları ve öğle arasında buluşmak üzere anlaştıkları, mağdurenin sanığın aracının park halinde bulunduğu … İş Merkezi yakınındaki otoparka öğle arasında geldiği, sanığın herhangi bir zorlamasına maruz kalmaksızın katılan mağdurenin servis aracına bindiği, aracın yolcu koltuğuna oturduğu, sanığın aracın kapılarını kapattığı, perdeleri çekilmiş vaziyette iken minibüs içerisinde sanığın katılan mağdurenin yanına gelerek üzerine abanmak suretiyle morartacak derece katılan mağdurenin dudaklarından öptüğü, katılanın ittirmesi üzerine sanığın eylemlerine son verdiği, katılanın sanığın aracın kapılarını açması üzerine dershaneye geri döndüğü, dershane arkadaşlarının dudağının neden morardığını katılana sordukları, katılanın cevap vermediği, aynı günün akşamı katılanın sanığın kullandığı servis aracı ile Fethiye’den Üzümlü’ye geri döndüğü, abisinin ve yengesinin dudağının morarmasından şüphelendikleri, katılanın cep telefonuna gelen ve giden mesajları okudukları ve akabinde sanıktan şikayetçi olmaları sonucunda iddianameye konu olayların ortaya çıktığı dikkate alındığında, sanığın 15 yaşının altında olan katılan mağdureye karşı servis aracında öğle arasında dudaklarından öpmek suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği vicdani kanaatine ulaşıldığından sanığın eylemine uyan ve lehine olan 5237 sayılı TCK’nın 6545 sayılı yasa ile değişmeden önceki hali ile 103/1-a maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Sanığın katılan mağdurenin 16.12.2012 tarihinde öğle arasında servis aracına bindikten sonra aracın kapılarını kilitlemek suretiyle katılanın araçtan inmesini engellemek kastıyla hareket ettiği, katılanı hürriyetinden yoksun bıraktığı, katılanın servis saatleri dışında sanığın aracına binmesine yönelik rızasının 15 yaşından küçük olması nedeniyle hukuken geçerli olmadığı, sanığın geçerli olmayan rızası dahilinde 16.12.2012 tarihinde katılana karşı hürriyetten yoksun bırakma suçunu işlediği vicdani kanaatine ulaşıldığından sanığın TCK’nın 109/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına kara vermek gerekmiştir. ” şeklindeki gerekçeyle mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
1. Tüm dosya kapsamına göre servis şoförü olan sanığın, olay günü evinden alıp dershaneye bıraktığı mağdureye öğle arası mesaj atarak bulunduğu yere çağırmasından sonra tekrar aracına alarak gerçekleşen istismar eyleminin sanığın mağdure üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunduğu halde hakkında koşulları oluşmasına rağmen 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının tatbik edilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

2. Sanık hakkında kurulan hükümlerde, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların eleştiri nedeni dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. Tüm dosya içeriğinden, sanığın istismar eylemini cebir veya tehditle gerçekleştirildiği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle Tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle, Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli ve 2014/26 Esas, 2014/267 Karar sayılı kararırına yönelik Bakanlık vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle, Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli ve 2014/26 Esas, 2014/267 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden eleştiri nedeni dışında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.10.2023 tarihinde karar verildi.