Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5219 E. 2023/5995 K. 05.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5219
KARAR NO : 2023/5995
KARAR TARİHİ : 05.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2012/49 E., 2015/26 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yalova 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.02.2015 tarihli ve 2012/49 Esas, 2015/26 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.03.2018 tarihli ve 14-2015/90335 sayılı onama görüşlü Tebliğnamesi ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın mağdurenin talebi üzerine ona yardımcı olmak amacıyla isnat edilen eylemleri kabul ettiğine dair savunmasının dosya kapsamı ile örtüştüğüne, soyut beyan dışında müsnet suçların zincirleme şekilde işlendiğine dair delil olmadığına, sanığın savcılık ifadesinde mağdurenin kendisine on yedi yaşında olduğunu söylediğini savunması karşısında mağdurenin yaşı hususunda kaçınılmaz hataya düşüp düşmediğinin Mahkemece değerlendirilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece; ”Sanık … ile mağdure …’ın Yalova … ilçesi … Beldesinde oturdukları, sanık ile mağdurenin 29/07/2010 tarihindeki bir düğünde tanıştıkları ve bu tarihten kısa bir süre sonra sanık ile mağdurenin arkadaş oldukları, birlikte çıktıkları, 2010 yılının Ağustos ayı içerisinde sanıkla mağdurenin … Kocadere plajı mevkiinde havanın karardığı bir saatten sonra bir araya geldikleri ve sanığın burada mağdurenin rızası dahilinde cinsel ilişkiye girdikleri, bu ilişki neticesinde mağdurenin kızlığının bozulduğu, sonrasında yine sanıkla mağdurenin kısa zaman aralıklarıyla sanığın kendi evinde ve yine akrabalarına ait evlerde değişik zaman dilimleri içerisinde birçok kez cinsel ilişkiye girdikleri, sonrasında mağdurenin bir soruşturma sırasında bakire olmadığının anlaşılması üzerine olayın soruşturulduğu ve sanık hakkında iddianamede yazılan sevk maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Sanık savunmalarında mağdurenin yaşını bilmediğini, mağdurenin … isimli bir erkek arkadaşının olduğunu, kendisinin üzerine atılı suçları işlemediğini, mağdurenin olayı kabullenmesi halinde kendisinden şikayetçi olmayacağını belirtmesi üzerine böyle bir suçu kabullendiğini ileri sürmüş ise de, gerek sanığın askerdeyken Kırkağaç Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğu ifadelerde mağdure ile değişik zamanlarda kendi rızası ile birçok kez cinsel ilişkiye girmiş olduğunu itiraf etmiş olması ve gerekse mağdurenin sanık ile yaşadığı cinsel birlikteliği zaman ve mekan da bildirmek suretiyle detaylı bir şekilde aşamalarda tutarlı olarak anlatmış olması ve aldırılan raporlar ile de bu hususun teyyit edilmesi karşısında, sanığın savunmalarının cezadan kurtulmaya yönelik olduğu ve soyut bir inkardan öteye geçemediği anlaşılmakla, bu savunmalara mahkememizce itibar edilmemiştir.
Sanık ve müdafince mağdurenin gerçek yaşına ilişkin yapılan itirazlar üzerine mahkememizce de mağdurenin kemik grafi ve radyolojik olarak gerçek yaşının tespitine dair yapılan hastane muayenesi ve akabinde Adli Tıp 6. İhtisas Dairesinden aldırılan raporunda olay tarihi itibariyle mağdurenin 15 yaşını henüz bitirmemiş olduğu anlaşılmakla, mağdurenin gerçek yaşının 01/01/1996 tarihi olduğunun kabul edilmesi gerektiği ve bu hususun zaten Asliye Hukuk Mahkemesince tashih edilmiş olması sebebiyle mağdurenin gerçek yaşı hususunda ileri sürülen tezlerin boşa çıktığı, gerçek yaşının suç tarihi itibariyle 15 yaşı içerisinde olduğu sonucuna varılmış olmakla, dosyadaki iddia, sanığın aşamalardaki çelişen savunmaları, mağdurenin istikrar arz eden beyanları, tanık beyanları, doktor raporları ve yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanık …’ın sübut bulan 15 yaşından küçük mağdureye karşı nitelikli cinsel istismar suçunu işlediği ve yine aynı mağdureye karşı hürriyetten yoksun kılma suçunu da işlediği kanaatine varılmakla, sanığın atılı suçlardan TCK 103/1-a yollamasıyla 103/2, TCK 109/1-3.f-5 maddeleri uyarınca mahkumiyetine dair karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle hükümler kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Mağdurenin duruşmada sanığın kendisini on beş yaşında olarak bildiğine yönelik ifadesi ve sanığın soruşturma evresinde mağdurenin on beş yaşından küçük olduğunu bilmediğine, fizik itibarıyla da on altı- on yedi yaşlarında gösterdiğine yönelik savunması, tüm dosya içeriği nazara alındığında, olayda 5237 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra hükme varılması gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesine aykırılık oluşturacak şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre Tebliğnamede onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Yalova 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 19.02.2015 tarihli ve 2012/49 Esas, 2015/26 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.10.2023 tarihinde karar verildi.