Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5077 E. 2023/4698 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5077
KARAR NO : 2023/4698
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/611 E., 2015/51 K.
SUÇ : Cinsel saldırı, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Karacabey 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.01.2015 tarihli ve 2014/611 Esas, 2015/51 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;

1. Konut dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 116 ncı maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102 nci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın Temyiz İsteği;
Mahkeme kararının usul ve hakkaniyete aykırı olduğuna, olayın bir defa gerçekleşmesi nedeniyle atılı suçlarda 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasının uygulanmasının hatalı olduğuna, katılan müşteki beyanlarının soyut ve çelişkili olması nedeniyle suçun teselsülen işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, katılan müşteki her ne kadar 01.04.2014 günü yine eve gelip cinsel eylem gerçekleştirdiğini beyan etse de o gün köyde olmayıp barınak yaptığına, bu hususta şahitlerinin bulunduğuna, yine katılan müştekinin raporunda beyanlara kısmen itibar edilebileceğinin belirtildiğine, alt sınırdan uzaklaşmanın usul ve yasaya aykırı olduğuna, savunmalarında pişman olduğunu belirttiğine, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin ve 5271 sayılı Kanun’un 235 inci maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmama gerekçesinin hatalı olduğuna ve diğer hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanık …’in 03.04.2014 tarihinde katılanlar Necla ve Adnan’ın evine izinsiz olarak girdiği, Uludağ Üniversitesi Sağlık Kuruluşları Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 08.07.2014 tarih 3020 sayılı rapora göre katılan müştekide hafif derecede mentalretardasyon tanısı bulunduğu, olay günü katılan mağdure uyuduğu sırada sanığın yanına geldiği ve uyandığını, sanığın boynundan öptüğünü, daha öncede dışarıda öptüğünü beyan ettiği, sanığın soruşturma aşamasında kapısı kapalı olan eve girip mağdurenin uyuduğunu gördüğünü, iyice yaklaşınca uyandığını, mağdurenin üzerine çıkıp dudaklarından, boynunun altından öptüğünü, göğüslerini dışarıdan ellediğini, mağdurenin karşılık vermediğini beyan ettiği, kovuşturma aşamasında ise katılan …’ın evine bir defa gittiğini ve…’yi evde bir defa öptüğünü beyan ettiği, Uludağ Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim dalı tarafından düzenlenen 25.04.2013 tarihli raporuna göre katılan mağdureye mental retardasyon ve epilepsi tanısı konulduğu, Bursa Karacabey devlet hastanesinin 02.04.2012 tarihli raporuna göre: katılan müştekide Hafif düzeyde mental retardasyon mevcut olup %79 özürlü olduğunun belirtildiği, Uludağ Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim dalı tarafından düzenlenen 08.07.2014 tarihli raporda mağdurun hafif derecede mental retardasyonu bulunduğu, bu sebeple beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespit edilemeyeceği, mahkemede ifadelerine kısmen itibar edilebileceğinin belirtildiği, Adli Tıp Kurumu Bursa Şube Müdürlüğünün 04.04.2014 tarihli raporuna göre; Mağdurenin bakire olduğu, akut yada kronik livata bulgusuna rastlanmadığı, kişinin bolun bölgesi sağ yanda orta kesimde 4×1,5cmlik mor renkte ekimoz, sol kulak memesi orta kısımda 0,8×0,2 cm açık mor renkte ekimoz, elde eskiye ait ekimoz bulunduğunun belirlendiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A.Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Yönünden
1.Sanığın üzerine atılı konut dokunulmazlığının ihlali suçunda 5237 sayılı Kanun’un 116 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2.5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 22.01.2015 tarihli mahkumiyet hükmü olduğu ve bu tarihten temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
3.Yukarıdaki bentte açıklanan nedenle tebliğnamede yer alan onama düşüncesine iştirak edilmemiştir.

B.Cinsel Saldırı Suçu Yönünden
Dosya içerisinde yer alan Uludağ Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim dalı tarafından düzenlenen 08.07.2014 tarihli raporda mağdurun hafif derecede mental retardasyonu olduğu, bu sebeple beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespit edilemeyeceği, mahkemede ifadelerine kısmen itibar edilebileceğinin belirtildiği ancak mağdurenin işlenen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişip gelişmediği hususunda bir görüş bildirilmediğinin anlaşılması karşısında, mağdurede suç tarihi itibarıyla psikolojik bir rahatsızlık bulunup bulunmadığı, varsa bundan dolayı maruz kaldığı eylemlerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bununla ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği, eyleme karşı beden veya ruh bakımından mukavemete muktedir olup olmadığı, kendisinde mevcut rahatsızlığın hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar veya kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu veya Yükseköğretim Kurumları ya da birimlerinde adı geçen ihtisas kurulu ölçütlerine göre içinde en az bir adli tıp uzmanı ile bir çocuk psikiyatristinin zorunlu katılımıyla ve en az beş kişiden oluşacak bir heyetten rapor alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması ve Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık hakkında cezanın teşdiden belirlenmesi gerekirken, cezanın artırım nedeni olan katılana ait rapor ve suçun birden çok kez işlenmesi hususları ile kanunda yer alan bir kısım ifadelerin tekrarlanması şeklindeki yetersiz gerekçeyle teşdiden hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A.Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Yönünden
1.Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Karacabey 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.01.2015 tarihli ve 2014/611 Esas, 2015/51 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

B.Cinsel Saldırı Suçu Yönünden
2.Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Karacabey 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.01.2015 tarihli ve 2014/611 Esas, 2015/51 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.07.2023 tarihinde karar verildi.