Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/5051 E. 2023/5290 K. 18.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5051
KARAR NO : 2023/5290
KARAR TARİHİ : 18.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/150 E., 2015/68 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Mağdure vekilinin temyiz isteğinin incelenmesinde; kayden 12.10.2004 doğumlu olup, kovuşturma evresinde on beş yaşını ikmal etmeyen mağdure ile suça sürüklenen çocuğun kardeş olmalarından … menfaat çatışması sebebiyle tayin edilerek yargılamaya dahil edilen temsil kayyımı Fahrittin’in ifadesinin alındığı 15.07.2014 tarihli duruşmada şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

Suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteğinin incelenmesinde; kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bozdoğan Cumhuriyet Başsavcılığının 15.05.2013 tarihli, 2013/81 Soruşturma ve 2013/169 Esas sayılı iddianamesiyle suça sürüklenen çocuğun; çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılması talep olunmuştur.

2. Bozdoğan Asliye Ceza Mahkemesi’nin 05.03.2014 tarihli, 2013/11 Esas ve 2014/56 Karar sayılı kararı ile; mağdurenin ruh sağlığını bozacak şekilde işlendiği kabul olunan çocuğun cinsel istismarı suçunun gerektirdiği cezasının üst sınırı itibariyle yargılama yapma, delilleri takdir yetki ve görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

3. Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 23.02.2015 tarihli ve 2014/150 Esas, 2015/68 Karar sayılı kararı ile; suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan lehe olduğu kabul edilen suç tarihinde yürürlükteki haliyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci, üçüncü, dördüncü ve altıncı fıkraları, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 21.02.2018 tarihli ve 14-2018/12100 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Suça sürüklenen çocuğun pişmanlık göstermemesi, eyleminin uzun bir zaman zarfında tehdit yoluyla işlemesi sebebiyle takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ve tehdit suçundan iddianame düzenlenmesinin sağlanması ile ayrıca hüküm kurulması gerektiğine ilişkindir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İsteği
Hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.

III. OLAY VE OLGULAR
Suça sürüklenen çocuk ile mağdurun kardeş oldukları, babalarının 2007 yılında vefatı ile anneleri şikayetçi …’un çalışmak suretiyle evin geçimini sağladığı, ilk olarak 2011 yılı Eylül ayı içinde mağdure ile suça sürüklenen çocuğun ikamette yalnız bulundukları sırada suça sürüklenen çocuğun, mağdureye “sen şimdi uyuyacaksın” şeklinde sözler sarf ederek mağdureyi yatırıp adı geçenin ve kendisinin alt kıyafetleri dizlerine doğru indirerek yanına uzanıp cinsel organını adı geçenin popo kısmına sürttüğü ve anılan eylemin devam eden günler içinde ikamette yalnız oldukları sırada birden çok kez tekrarlandığı ve mağdurenin karşı koymaya çalıştığı vakitlerde de suça sürüklenen çocuğun adı geçenin boğazına bıçak dayayıp “seni öldürürüm, saçını yakarım” şeklinde sözler sarf ederek direncini kırdığı, mağdurun vaziyeti şikayetçiye anlatması ile suça sürüklenen çocuğun uyarılmasına karşın adı geçenin devam eden günlerde eylemini yinelemesi ile 14.01.2013 tarihinde adli makamlara intikalin gerçekleştiğinin kabulüne dair mahkeme gerekçesinde mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunu bildirir Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas kurulunun 15.09.2014 tarihli raporu, suç tarihinde on iki -on beş yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince geliştiğinin bildirir Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 10.12.2014 tarihli raporu, sosyal inceleme raporu, mahkemece yapılan gözlem ile suça sürüklenen çocuğun eylemle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin geliştiğinin kabulü, suça sürüklenen çocuğun ikrara dayalı savunması, mağdure ve şikayetçi beyanları ve tüm dosya kapsamı itibariyle suça sürüklenen çocuğun atılı suçu işlediğinin kabulü ile mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Kayden 12.10.2004 doğumlu olup, kovuşturma evresinde on beş yaşını ikmal etmeyen mağdure ile suça sürüklenen çocuğun kardeş olmalarından … menfaat çatışması sebebiyle tayin edilerek yargılamaya dahil edilen temsil kayyımı Fahrittin’in ifadesinin alındığı 15.07.2014 tarihli duruşmada şikayetçi olmadığını beyan ettiği, bu itibarla 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla, mağdureye tayin edilen zorunlu vekilin aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığından vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Yargılama aşamasında suça sürüklenen çocuk hakkında alınan Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 02.10.2014 tarihli, içerisinde çocuk psikiyatri uzmanının bulunduğu heyet raporunda; suça sürüklenen çocuğun işlediği iddia olunan çocuğun cinsel istismarı fiilinin anlam ve sonuçlarını idrak yetisine sahip olduğu ancak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmediği yönünde kanaat bildirilmesine karşın, … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 01.04.2013 tarihli raporu ile İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nun 10.12.2014 tarihli, içerisinde çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanın bulunduğu heyet raporunda; suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibari ile işlediği iddia olunan cinsel istismar fiilinin hukuki anlam ve sonuçlarını algıladığı ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin geliştiğinin bildirilmesi karşısında mevcut raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dava dosyasının İstanbul Adli Tıp Kurumu Üst Kuruluna gönderilerek suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibarıyla üzerine atılı suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin var olup olmadığı konusunda rapor alınıp sonucuna göre hükümler kurulması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre;
1. Mahkemesince 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi gereğince cezanın belirlenmesinde 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü ve 31 inci maddelerinin uygulanmasında sırasıyla fıkra ve cümlelerin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına muhalefet edilmesi,

2. Mahkemesince, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ile yapılan artırım neticesinde belirlenen “6 yıl 9 ay hapis cezası” üzerinden 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca “1/4” oranında artırım yapılması ile artırım oranının “1 yıl 8 ay 7 gün” yerine “20 ay 7 gün” olarak hesaplanarak eksik ceza tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 23.02.2015 tarihli ve 2014/150 Esas, 2015/68 Karar sayılı kararına yönelik mağdure vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 23.02.2015 tarihli ve 2014/150 Esas, 2015/68 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.09.2023 tarihinde karar verildi.