Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/4977 E. 2023/3262 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4977
KARAR NO : 2023/3262
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat, temyiz isteminin reddi

İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2014 ve 24.02.2015 tarihli 2013/457 Esas, 2014/511 Karar sayılı karar ve ek kararının, şikayetçi Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine dosya tetkik edildi; on beş yaşı içerisindeki mağdurenin söz konusu eylem sonrası şikayetçi Bakanlığa bağlı yurtta kalıp, hakkında bakım tedbiri bulunması nedeniyle kamu davasına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkı bulunan Bakanlık vekilinin Mahkemece verilen karar ve ek kararı temyiz ederek katılma iradesini de ortaya koyduğu anlaşılmakla, 6284 sayılı Kanun hükümleri de gözetildiğinde Mahkemece temyiz isteminin reddine dair verilen kararın yerinde olmadığı anlaşıldığından, 24.02.2015 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararın kaldırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesi uyarınca şikayetçi Bakanlığın davaya katılmasına karar verildi.

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2014 tarihli ve 2013/457 Esas, 2014/511 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; “…Oluşa, dosya içeriğine göre, mağdurenin 23/11/2013 tarihli Cumhuriyet başsavcılığında verdiği ifadesinde, sanığın mağdur olan kardeşine karşı en ileri hareketinin, mağdurenin yanına oturarak elini de mağdurenin omuzuna kaymak suretiyle seni istiyorum’ şeklindeki sözleri ve mağdure soyunurken odasına izinsiz girmesi girmesi şeklindeki fiillerle sınırlı kaldığı mağdurenin ve şikayetçi olmadığı halde halde, düşme kararı yerine yazılı şekilde BERAAT kararı verilmesi, yasaya aykırı bulunduğundan hükmün BOZULMASI…” görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna, mağdurenin İstanbul 7. Çocuk Mahkemesinin 2014/6 Tedbir talep nolu dosyasıyla koruma altına alındığına, davaya katılma haklarının bulunduğuna, sanığın atılı suçu işlediğinin dosyada mevcut raporlar, iddianame ve diğer delilerle sabit olduğuna, eksik inceleme ve araştırma sonucu beraat kararı verildiğine, hükmün ve ek kararın bozulması taleplerine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Mağdurenin abisi olan sanığın, suç tarihinden yaklaşık 8-9 ay kadar önce mağdurenin elbiselerin değiştirdiği sırada mağdurenin bulunduğu odaya girdiği, mağdurenin bağırması üzerine mağdureye yönelik herhangi bir eylemde bulunmadan odadan çıktığı, bir ay kadar önce sanıkla mağdurenin birlikte evde bulundukları sırada mağdurenin yanına gelerek elini mağdurenin omzuna koyup “Seni istiyorum” dediği, bunun üzerine mağdurenin sanığın yanından ayrılarak odaya girip kapıyı kilitlediği, sanığın da odaya girmeye çalıştığı ancak mağdurenin bağırması üzerine odaya giremediği şeklinde anlatılan eylemlerinden, sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.

2. Mahkemece “…Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, başka tanık olmaması sebebiyle tarafların ortak ana, babası ve gidip sığındığı ablası tanık olarak dinlenmiş, alınan anlatımlarında, sanığın zaten bir müddet askerde olduğunu, çalıştığı içinde sık sık karşılaşmanın olmadığını, ancak sanığın mağdurenin evden sık sık kaçması sebebiyle sıkıntı ve üzüntü yaşadığını, bu durumu mağdureye izah ettiğini, mağdurenin evde herhangi bir sıkıntısının olmadığını, gittiği yurttan da alınıp eve getirildiğini, ancak şu anda durumunun iyi olduğunu, ilaç tedavisinin sonlandığını bildirmişler, sanığın dinlenen ablası da mağdurenin duygusal ortamı, ergenlik dönemi ve ilaç kullanması, başka biriyle yaşadığı ilişki ve bunun duygusal tepkileri sebebiyle bu şekilde ifade vermiş olabileceğini, bir yanlış anlaşılmanın olabileceğini, sanığın onunla konuşmak istediğini, zaten başka bir davranışında olmadığını bildirmiş olması, mağdurenin anlatımların da da sanığın konuşma çabası ve davranışı dışında bir hareketinin bulunmadığı yolundaki beyanına ve sanık davranışında yanlış değerlendirilmiş olduğuna, mağdurenin gönderildiği Adli Tıp Kurumunda da bir yanlış değerlendirmenin söz konusu olduğunu bildirdiği ve sanığın omuzuna elini koyduğunda da bir şey yapacağını sanarak korktuğunu ve çığlık attığını bildirdiği, kendisini kastığını, yaşam ve uyku düzensizliği sebebiyle kullandığı ilaçlar, kişilere yakın olamama, muhabbet kesme, aynı evde kalamama şeklinde korkular yaşamış olması sebebiyle böyle bir değerlendirmeye girdiği, açık ve net şekilde sanığın mağdur olan kardeşine cinsel saldırı sayılacak bir eylemenin sabit olmadığı, yaptığı konuşmasının farklı değerlendirildiği, sanığın ‘Seni evde istiyoruz, evden kaçma, seni burada görmek istiyoruz’ şeklindeki sözlerinin ‘Seni istiyorum’ şeklinde yorumlandığı, bizzat mağdurenin sonraki ve iyileşmiş hali ile verdiği ifadesinde de yanlış değerlendirmede bulunduğunu bildirdiği, sanığın da başka herhangi bir davranışı tespit edilmediğinden, savunmasına itibar edilerek…” gerekçesiyle sanığın atılı suçtan beraatine karar verildiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
1. Mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, savunma ve tüm dosya kapsamı gözetilerek yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Onama gerekçesine göre bozma isteyen Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.12.2014 tarihli ve 2013/457 Esas, 2014/511 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.05.2023 tarihinde karar verildi.