Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/4938 E. 2023/6159 K. 10.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4938
KARAR NO : 2023/6159
KARAR TARİHİ : 10.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/397 E., 2015/38 K.
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2015 tarihli ve 2014/397 Esas, 2015/38 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Sanığın üzerine atılı suçlardan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanık hakkında katılan mağdureye yönelik farklı günlerde mağdurenin kıyafetlerinin altına elini sokarak katılan mağdurenin göğüs kısmını okşadığı ve daha sonra katılan mağdurenin kıyafetleri üzerinden cinsel uzuvlarına ellediği, katılan mağdurenin yanağından öptüğünden bahisle kamu davası açıldığı, mahkemesince sanığın ”Torunum gibi görürüm” şeklindeki tutarlı savunması, sanık savunmasının aksinin ispatlanamaması, iddia edilen olayın yaşandığı sırada evde bulunan tanık …’nin beyanları, 73 yaşında bir çok ameliyat geçirmiş sanığın fiziksel özellikleri olayın oluş biçimini anlatırken çelişkiler içermesi, 17.10.2014 tarihinde iddia olunan olayı, olayın hemen akabinde soğuk kanlılıkla annesine anlatan katılan mağdurenin, daha evvel yaşamış olduğunu iddia ettiği olaydan hiç bahsetmemiş olması, bahsetmiş olduğu ilk olaydan sonra sanığın evine gitmeye devam etmesi, ”Sanığın kucağından kaçtığını” iddia eden katılan mağdurenin ardından sanıktan 10 TL harçlık almasının hayatın olağan akışına aykırılığı, yaşı küçük katılan mağdurenin olayın mahiyetini anlamayıp, yanlış yorumlama ihtimalinin bulunması, evinde eşi ile birlikte yaşayan sanığın atılı suçu işlemesinin zorluğu, sanık ile katılan taraf arasında ev sahibi- kiracı ilişkisi olup aralarında bazı ihtilafların bulunması, sanığın, ”Torunu yaşındaki katılan mağdureyi şehvet hissi olmadan sevmesi” şeklinde oluşan olayda da atılı suçların unsurlarının oluşmayacağı ve şüpheden öteye geçilmediğinden bahisle sanığın beratine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Mahkemenin gerekçesi ile tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümlerde hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.03.2015 tarihli ve 2014/397 Esas, 2015/38 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, Sayın Üye …’ın karşı oyu ve oy çokluğuyla ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.10.2023 tarihinde karar verildi.

(Karşı Oy)

KARŞI OY

Mağdurun aşamalardaki samimi ve tutarlı beyanlarına göre sanığın suç tarihlerinde anne ve babası ile aynı evde ikamet eden mağdurenin ev sahibi olduğu, 2014 yılı Temmuz ayı içerisinde sabah saatlerinde mağdurenin sanığa kahvaltılık götürdüğü, sanığın kapıyı açtığı, mağdureyi içeriye davet ettiği, içeriye giren mağdureyi kucağına aldığı, bu sırada mağdurenin sırtının şüpheliye dönük olduğu, sanığın, mağdureye hitaben “Bana yüzünü dön” şeklinde söylediği, sanığa doğru yüzünü dönen mağdurenin kıyafetlerinin altına elini sokan sanığın mağdurenin göğüs kısmını okşadığı ve daha sonra mağdurenin kıyafetleri üzerinden cinsel bölgesini ellediği, mağdurenin yanağından bir kaç kez öptüğü, daha sonra mağdureye “Bunu hiç kimseye söyleme, ben seni çok seviyorum tamam mı” şeklinde söylediği, mağdurenin bu olaydan sonra olay yerinden ayrılarak evlerine gittiği, korktuğu için olayı kimseye söylemediği, 17.10.2014 günü yine sabah saatlerinde mağdurenin aynı şekilde sanığın evine kahvaltılık vermek için gittiği, sanığın kapıyı açtığı, evin salonuna geçtiği, mağdureyi de çağırdığı, sanığın mağdureyi kucağına oturttuğu ve daha önceki eylemlerini tekrar ettiği, mağdurenin kaçmaya çalıştığı ancak sanığın buna izin vermediği, mağdurenin “Nene” şeklinde bağırması üzerine sanığın mağdureyi bıraktığı, mağdurenin kapıdan çıkıp terliklerini giydiği sırada sanığın mağdurenin yanına gelerek “Bunları kimseye söyleme, ben seni çok seviyorum, al şu parayı” şeklinde söylediği ve mağdurenin eline zorla 10 TL para sıkıştırdığı, parayı alan mağdurenin hiç bir şey söylemeden ayrıldığı ve evine giderek olanları annesine anlattığı olayda;
İlk derece mahkemesince mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğu, ilk olayı annesine anlatmaması, ilk olaydan sonra tekrar gitmesi ve sanığın verdiği parayı alması, sanık ve aile arasında ev sahibi kiracı ilişkisi nedeniyle bazı ihtilafların bulunduğu, sanığın torunu yaşındaki mağdureyi şehvet hissi olmadan sevdiği bu nedenlerle sanığın eylemi gerçekleştirdiği yönünde şüphe görülerek beraatine karar verilmiş ve dair çoğunluğunca bu hüküm onanmış ise de;
Mağdurenin aşamalarda ki istikrarlı beyanı, sanığın parayı zorla eline verdiğinine ve ilk eylemden sonra korktuğu için durumu anlatmadığına ilişkin beyanı, sanığın soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği beyanında mağdurun ailesi ile kira ya da herhangi bir sebepten dolayı husumetinin olmadığını beyan etmesine rağmen kovuşturma aşamasında mahkeme huzurunda ki aile arasında kira ve faturalar nedeniyle anlaşmazlık olduğuna ilişkin çelişkili beyanı, mağdurun ailesinin ikinci olaydan hemen sonra evden taşınması ve sadece çıkarken son faturaları ödemediklerine ilişkin aralarında hukuki ihtilaf bulunmadığına yönelik beyanı, sanığın mağduru kucağına aldığına, öptüğüne ve gıdıkladığına ilişkin tevilli ikrarı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın eylemi subuta ermişken, dosya kapsamı ile uyuşmayan gerekçeler gösterilerek şüphe oluştuğundan bahisle verilen beraat kararları yerinde olmayıp hükümlerin bozulması gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılmıyorum.