Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/4923 E. 2023/6301 K. 12.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4923
KARAR NO : 2023/6301
KARAR TARİHİ : 12.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/348 E., 2015/91 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.03.2013 tarihli ve 2013/54583 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açılmıştır.

2. İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.04.2015 tarihli ve 2013/348 Esas, 2015/91 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında;
a) Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi ile beşinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 19.02.2018 tarihli ve 14 – 2015/137506 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Özetle; dosya kapsamında suçun sabit olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin delil bulunmadığına, mahkeme huzurunda alınan şikayetçi, mağdure, sanık ve tanık beyanlarının aksine hüküm tesis edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğuna, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince müvekkilinin beraatine karar verilmesi gerektiğine, hükmün hukuka aykırı yöntemle ele geçirilen delile dayandırılmasının bozma nedeni olduğuna, kararın bozularak sanığın beraatine karar verilmesine, her türlü lehe kanun maddesinin uygulanması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Tüm dosya kapsamına göre, suç tarihi olan Mart 2011 tarihinde on beş yaşından küçük mağdure ile sanığın iki yıl kadar arkadaşlık yaptıkları, 2011 yılı Mart aylarında Sultanbeyli civarında bir gecekonduda seviştikleri ve cinsel yönden birlikte oldukları, bu ilişkinin devam ettiği ve her buluştuklarında cinsel ilişki yaşadıkları, 05.06.2011 tarihinde annesine haber vermeden mağdurenin kız arkadaşının evine gittiği, mağdurenin annesi olan şikayetçi …’in sanığı aradığı, ondan müsnet bir cevap alamadığı ve bunun üzerine Sultanbeyli Çocuk Büro Amirliğine giderek kayıp ilanı verdiği, daha sonra mağdurenin bir parka gittiği sanığı aradığı cevap vermeyince polise müracat ettiği, akabinde de Sultanbeyli Çocuk Büro Amirliğine getirtilip ifadesinin alındığı olayda, sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

2. Sanık mağdurenin on beş yaşından küçük olduğunu bilmediğini savunmuş ise de, mağdurenin yaşının tespiti bakımından Sultanbeyli Devlet Hastanesinde alınan 04.06.2014 tarihli rapor içeriğine göre mağdurenin yaşının nüfus kaydında yazılı 1997 doğumu ile uyumlu olduğu kabul edilerek, … Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 30.12.2014 tarihli 8137 sayılı raporuna göre mağdurenin annesi olan şikayetçi …’in 18.07.1997 tarihinde hastanede doğum yaptığı hususu da gözetilerek, sanığın yaşa yönelik itirazının yerinde olmadığının değerlendirildiği görülmüştür.

3. Sultanbeyli Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 10.06.2011 tarihli rapor içeriği, mağdurenin sanığa iftira etmesini gerektirir bir husumetin bulunmayışı, sanığın 10.06.2011 tarihli kollukça alınan ifadesi ve tüm dosya kapsamına göre hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Doya içeriğine göre Mahkemece hükme esas alınan, sanığın kolluk personelince düzenlenen 10.06.2011 tarihli ikrar içeren ifadesinde müdafiinin hazır bulunmadığı, sanığın alınan sonraki günlü beyanlarında bu ifadesinin doğrulanmadığı, 5271 sayılı Kanun’un 148 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz” düzenlemesine göre de söz konusu ifadenin mahkumiyet hükmüne esas alınamayacağı, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanlarından başka sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek sanığın atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş, bozma sebebine göre onama isteyen Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.04.2015 tarihli ve 2013/348 Esas, 2015/91 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.10.2023 tarihinde karar verildi.