Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/4844 E. 2023/4805 K. 05.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4844
KARAR NO : 2023/4805
KARAR TARİHİ : 05.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/441 E., 2015/25 K.
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 10.09.2013 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü ve 58 inci maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.02.2015 tarihli ve 2013/441 Esas, 2015/25 Karar sayılı kararı ile sanığın müsnet suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 01.02.2018 tarihli 14-2015/122253 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin Temyiz İsteği
Kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna, Adlî Tıp raporunda eksiklikler bulunduğuna, katılanın işe girme şekli nazara alındığında mevcut zeka geriliğinin aynı yerde çalışanlar tarafından bilinmemesinin inandırıcı bir savunma olmadığına, katılanın ruh sağlığında meydana gelen bozulmanın da olayda rıza olmadığının göstergesi olduğuna, katılanın beyanlarına itibar edilmesi gerektiğine ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemenin Kabulü
Sanığın aşamalardaki savunmaları, katılanın aşamalarda alınan beyanları, Adlî Tıp Raporu, nüfus kaydı, tutanak ve tüm dosya kapsamına göre; katılanın sanıkla birlikte olaydan sekiz-dokuz ay önce (…) Güzellik Merkezi’nde bir-iki hafta kadar çalıştığı ve bu münasebetle tanıştıkları, daha sonra işten ayrılan katılanın 06.09.2013 tarihinde sanığın çalıştığı işyeri civarında gezdiği ve sanıkla binanın giriş merdivenlerinde oturarak bir süre konuştukları, anlaşarak aşağı katta bulunan çay ocağının yanındaki boş bir odaya girdikleri, orada sigara içtikleri, katılanın mahkemedeki beyanında belirttiği üzere sanığın herhangi bir bıçak göstermeden, darpta bulunmadan, tehdit içeren herhangi birşey de söylemeden katılanın pantolonunu ve kilodunu çıkararak vajinal ve anal yönden cinsel ilişkiye girdikleri olayda her ne kadar sanık hakkında katılana karşı nitelikli cinsel saldırı suçundan kamu davası açılmış ise de; gerek katılanın gelen nüfus kaydına göre 29.10.1984 doğumlu olması itibarıyla suç tarihine göre yaşı, gerekse sanığın katılana karşı cebir, tehdit veya hile ile cinsel ilişkiye zorladığına dair herhangi bir delilin dosyada bulunmadığı gibi iddianamede dahi olayın anlatımında sanığın herhangi bir zor kullandığı yönünde iddianın da bulunmadığı, ayrıca yaşı büyük katılanın alınan 29.09.2014 tarih, 4928 sayılı raporunda yapılan muayenesinde ve dosyanın incelenmesinde kendisinde hafif derecede zeka geriliği tespit edildiği, tespit edilen bu zeka geriliğini kendisini savunmasına engel teşkil edecek mahiyet ve derecede olmadığı ve zeka geriliğinin başkalarınca anlaşılamayacağı, yine aynı tarihte Adlî Tıp Kurumunca yapılan muayenesinde katılanın bulunduğu olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan travma sonrası stres bozukluğu denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, dolayısıyla katılanın 06.09.2013 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu, kendisini ruhsal yönden savunabileceği ve kendisinde tespit edilen zeka geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayacağının belirtildiği, bu nedenle sanığa isnat edilen suçun unsurları oluşmadığından bahisle hüküm kurulduğu belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2.Ancak; Mahkemece sanığa isnat edilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hüküm kurulması gerekirken, aynı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca hüküm kurulması kanuna aykırı bulunmuş, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmaksızın 1412 sayılı Kanun’un 322 nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak giderilmiştir.

3.Yukarıda belirtilen nedenle Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesinin, 18.02.2015 tarihli ve 2013/441 Esas, 2015/25 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan ”…5271 sayılı CMK.’nun 223/2-e maddesi gereğince BERAATİNE,…” ibaresinin çıkarılarak yerine “…5271 sayılı CMK.’nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,…” ibaresinin yazılıp eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.09.2023 tarihinde karar verildi.