Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/4641 E. 2023/4442 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4641
KARAR NO : 2023/4442
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle,

Şikayetçi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının olay tarihinde yurtta kalan mağdure yönünden ilgili kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkı bulunup, Bakanlık vekilinin hükümleri temyiz ederek katılma iradesini ortaya koyduğu anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Bakanlığın katılan, vekilinin ise katılan Bakanlık vekili sıfatıyla davaya katılmasına karar verilmiştir.
Sanık müdafiinin kanuni süresinden sonra yaptığı duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 318 inci maddesi uyarınca reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.12.2014 tarihli ve 2009/155 Esas, 2014/466 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci ve altıncı fıkraları ile 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 12 yıl 6 ay; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları, 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14-2015/119070 sayılı bozma görüşlü Tebliğname’si ile dosya Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, kabulde dahi mağdurenin sanığa on altı yaşında olduğunu beyan ettiğine, mağdurenin doğum tarihinin de 20.12.1992 olarak değiştirilmesine ve alınan rapora rağmen eksik araştırma sonucu karar verildiğine, ruh sağlığındaki bozulmanın da başka olaylardan kaynaklanmış olabileceğine, mağdurenin çelişkili beyanları dışında cezalandırmaya yeter somut delil olmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğine, cezalandırma yoluna gidilecekse bile yaş tayini sebebiyle fazla ceza tayin edildiğine, kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiğine ve sair hususlara ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Mağdurenin suç tarihinde ve davanın açıldığı tarihte kurum tarafından koruma altında bulunması nedeniyle kurumun davadan haberdar edilip katılan olarak kabul edilmemesi, üst sınırdan cezalandırma yoluna gidilmemesi, takdiri indirim uygulanmasının hatalı olduğuna, kararın sanık aleyhine bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihinde sanığın çocuk yuvasından kaçan ve sokaklarda kalan mağdureyi arabasına alarak birlikte gezdikleri, yemek yedikleri, içki içtikleri, daha sonra ormanlık bir yere gittikleri, sanığın aracın kapısını kilitlediği, mağdureyi soyup vücuduna organ sokmak suretiyle cinsel ilişkide bulunduğu, mağdurenin bu olaydan kimseye bahsetmediği, ancak 7-8 ay sonra yine çocuk yuvasından kaçması nedeniyle durumundan şüphelenen polis memurlarının kendisini bulması üzerine olayı anlattığı kabul edilmekle sanık hakkında sanık mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Beden veya Ruh Sağlığını Bozacak Şekilde Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Mağdurenin aşamalarda birbiri ile çelişen soyut beyanları, olayın intikal şekli ve zamanı, alınan rapor, tanık beyanları, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

B. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Mağdure hakkında hükümden önce kesinleşen Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/523 Esas, 2014/191 Karar sayılı kararı ile doğum tarihinin 20.12.1992 olarak düzeltilmesine rağmen Mahkemece mağdurenin on beş yaşından küçük olduğunun ve eylemde cebir ve hile kullanılmadığına dair delil bulunmadığının kabul edilmesi karşısında sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün bozma sebebine göre de hukuki durumunun yeninden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğuna karar verilmekle yazılı şekilde kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

III. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.12.2014 tarihli ve 2009/155 Esas, 2014/466 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye farklı gerekçe ile uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.06.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.