Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/4411 E. 2023/6259 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4411
KARAR NO : 2023/6259
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/181 E., 2014/265 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2014 tarihli ve 2013/181 Esas, 2014/265 Karar sayılı kararı ile, suça sürüklenen çocuk …’ın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 4 yıl 5 ay 10 gün, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İsteği
Suça sürüklenen çocuğun atılı suçları işlediği yönünde her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, mağdurenin aşamalarda değişen çelişkili beyanları dışında somut delil olmadığına, kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mağdurenin Çocuk Büro Amirliğinde alınan ifadesinde suça sürüklenen çocuk ile olaydan önce bir süredir duygusal anlamda arkadaşlıklarının olduğunu, annesinin normal zamanlarda dışarıya çıkmasına izin vermediğini ancak ramazan ayı olduğundan dışarıya çıkabildiğini, dışarı çıkmadan önce annesinin telefonundan suça sürüklenen çocuğa mesaj attığını, suça sürüklenen çocuğun da mahalleye geldiğini ve buluştuklarını, arkadaşlıklarının bu şekilde devam ettiğini, Kurban Bayramının 3. Günü olan 27.09.2012 tarihinde ailesi ile birlikte babaannesine gittiğini, ailesinin yukarı çıktığını ancak kendisinin suça sürüklenen çocuğu gördüğünü, suça sürüklenen çocuğun “Beni takip et” dediğini, kendisinin de suça sürüklenen çocuğu takip ederek birlikte bir apartmana gittiklerini, suça sürüklenen çocuğun kapıyı açarak kendisini içeri davet ettiğini, içeri girdiğini, birlikte apartmanın bodrum katına indiklerini, buranın karanlık olduğunu, suça sürüklenen çocuğun cebindeki feneri kullanarak bir halı bulup yere serdiğini, halının üzerine oturup kendisini de çağırdığını, kendisinin de oturduğunu, konuştuklarını, ardından suça sürüklenen çocuğun kendisini dudağından öptüğünü ve halıya yatırarak eteğini topladığını, “Pantolonumu çıkarayım mı” diye sorduğunu, kendisinin de “Çıkar” dediğini, suça sürüklenen çocuk ile rızası ile cinsel ilişkiye girdiğini, hafif bir acı hissettiğini ancak kanaması olup olmadığından … olmadığını, sonra “Geç oldu gidelim” dediğini, toparlanıp buradan çıktıklarını, babaannesinin evine gittiğini, çamaşırlarını da çöpe attığını anlatması, mağdurenin suça sürüklenen çocuk ile kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğine dair mevcut beyanlarının samimi ve gerçek beyanlar olduğu, diğer aşamalarda verdiği suça sürüklenen çocuğun zor kullanarak kendisi ile cinsel ilişkiye girdiği yönündeki ifadelerinin mağdurenin iddiaları dışında zor kullanıldığına ilişkin rapor ya da buna ilişkin tanık beyanı vesair delillerle desteklenmemiş olması, mağdurenin ailesinden ya da çevrenin tepkisinden çekinerek rızasıyla suça sürüklenen çocuk ile birlikte olduğu yönündeki ifadesini değiştirmiş olabileceği, Mahkeme huzurunda alınan beyanlarında da suça sürüklenen çocuğu sevdiğini ifade ettiği göz önüne alınarak inandırıcı bulunmayıp, mağdurenin suça sürüklenen çocuk ile kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girdiği kanaatine varılarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2014 tarihli ve 2013/181 Esas, 2014/265 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle, hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.10.2023 tarihinde karar verildi.