Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/4160 E. 2023/6261 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4160
KARAR NO : 2023/6261
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/309 E., 2014/387 K.
SUÇLAR : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.11.2014 tarihli ve 2013/309 Esas, 2014/387 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (e) bentleri uyarınca beraat kararları verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin Temyiz İsteği
Kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna, adli tıp raporunun katılanın beyanlarını doğruladığına, devlet hastanesi tarafından düzenlenen rapor ile adli tıp raporu arasında çelişkili olduğuna, bu çelişkinin giderilmesi ve kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın savunmasında hakkındaki suçlamayı reddettiği, savunmasını doğrulayacak tanık göstermediği, olay tarihinde on sekiz yaşından büyük olan katılanın aşamalarda sanığın kendisine karşı cinsel saldırısı konusunda herhangi bir iddiada bulunmadığı, olay günü alınan Torbalı Devlet Hastanesinin 28.04.2013 tarihli raporunda katılanın bakire olduğu, fiili livata izine rastlanmadığının belirtildiği, olaydan üç gün sonra katılanın başvurması ve talebi üzerine İzmir Adli Tıp Kurumundan alınan 30.04.2013 tarihli raporda katılanın bakire olduğu ancak anüste kolkoskop cihazı ile bakıldığında tespit edilen lezyonların akut fiili livatanın tıbbi delili olduğu ve bu bulgunun muayene tarihinden önceki 3-4 günlük zaman dilimi içinde meydana gelmiş olduğunun bildirildiği, her iki rapor arasındaki çelişkinin aradan zaman geçmesi sebebiyle giderilmesinin mümkün olmaması nedeniyle ilk rapora itibar edilmesi gerektiği, soruşturma aşamasında katılanın ifadesi doğrultusunda kolluk tarafından götürüldüğünü iddia ettiği yollar, kavşaklar ve iş yerlerindeki kamera kayıtlarının incelendiği, katılanın iddiasını doğrular bir görüntüye rastlanılamadığı, katılanın olay nedeniyle eve geldikten sonra babasının şikayetçi olduğunu öğrenmesi üzerine babası … ile birlikte polis merkezine giderek şikayetçi olduğu Mahkemece kabul edilmiştir. Katılanın ifadelerinin çelişkili oluşu, katılanın ifadesinin alınan doktor raporları, adli tıp raporu, kolluk tarafından tutulan tutanaklar ile örtüşmemesi karşısında sanığın atılı suçları işlediğine dair, cezalandırılmasına yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğinden bahisle beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.11.2014 tarihli ve 2013/309 Esas, 2014/387 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.10.2023 tarihinde karar verildi.