YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4110
KARAR NO : 2023/5025
KARAR TARİHİ : 11.09.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/3 E., 2014/427 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (… yönünden), çocuğun cinsel istismarı (… yönünden)
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî bozma
Mağdureler vekilinin temyiz isteği yönünden; kayden 29.09.1996 ve 29.09.1997 doğumlu olup, kovuşturma evresinde mahkemece ifadelerinin alındığı 25.03.2014 tarihli duruşmada on altı ve on yedi yaşları içerisinde bulunan mağdurelerin, sanık hakkında şikâyetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği yönünden; sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli, 2014/3 Esas, 2014/427 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve çocuğun cinsel istismarı suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 10.01.2018 tarihli ve 14-2015/73561 sayılı ret ve bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği; mağdurelerin intikal tarihi itibarıyla istismar davranışını anlayabilecek kapasitede oldukları ve hazırlık aşamasında bahsettikleri istismar eylemlerinin farklı boyutlarda olması nedeniyle kurgu olamayacağı, anne …’nin de hazırlık aşamasında olayın gerçekleşmiş olabileceği, sanığın mağdure …’a yönelik yakın davranışlarına bizzat tanıklık etmesi üzerine kuşkulandığı ve mağdureyi sorgulaması üzerine olayı kendisine anlattığına dair beyanları, mağdurelerin mahkeme beyanlarının ezberlenmiş olduğuna dair adlî görüşme raporları, adlî raporu düzenleyen doktorun istismar olayının gerçekleştiğine ilişkin tıbbi yöndeki tespiti ve kanaati ile mağdurelerin ruh sağlıklarının bozulduğuna dair raporlar dikkate alınarak kararın bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın mağdurelerin öz babası olduğu, aynı evde yaşadıkları, intikal tarihine kadar on yıllık süreçte mağdure …’nın poposuna cinsel organını sürttüğü ve vücudunun muhtelif yerlerine dokunarak okşadığı, mağdure …’a ise aynı eylemlerle birlikte oral, anal ve vajinal yoldan organ sokma suretiyle istismarda bulunduğu iddiasıyla cezalandırılması için kamu davası açıldığı, sanığın atılı suçlamaları reddederek mağdurelere baskı uygulaması nedeniyle iftira attıkları yönünde savunmada bulunduğu, mağdure …’ın kolluk kuvvetlerine başvurusu ile intikalin gerçekleştiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde mağdure …’ın intikalden iki gün önce sanığın vajinal yoldan organ sokma suretiyle istismarda bulunduğu, göbeğine boşalıp küloduyla sildiği iddiasına rağmen sanığın DNA’sının vajinal, anal ve vücuttan alınan sürüntü örnekleri ile külottan tespit edilemediği ve genital muayene yapan dotorun beyanına göre mağdurenin vajinasının duhule müsait olmadığı, mağdurelerin beyan değişikliğinde bulundukları ve sanığın iftira sebebi bulunduğuna dair savunması dikkate alınarak atılı çocuğun cinsel istismarı ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
A. Mağdureler Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Kayden 29.09.1996 ve 29.09.1997 doğumlu olup, kovuşturma evresinde mahkemece ifadelerinin alındığı 25.03.2014 tarihli duruşmada on altı ve on yedi yaşları içerisinde bulunan mağdurelerin, sanık hakkında şikâyetçi olmadıklarını beyan etmeleri karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
1. Karar başlığında 29.10.2013 tarihi ve öncesi olması gereken suç tarihinin 29.10.2013 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
2. Mağdurelerin aşamalardaki beyanları, sanık savunması, raporlar ile mahkemenin gerekçesine göre; yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla; sanık hakkında kurulan beraat hükmünde eleştiri nedeni dışında bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Tebliğname yönünden
Onama sebebine, mağdurelerin evlenip çocuk sahibi olduklarının ve dinlenmesi talep edilen tanığın sanığın öz kardeşi olduğunun anlaşılmasına göre; mağdurelerin bakire olup olmadıklarına dair Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması ve sanığın öz kardeşi tanık …’un tanıklığına başvurulması görüşünü içerir bozma görüşlü Tebliğnameye iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
A. Mağdureler Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli, 2014/3 Esas, 2014/427 Karar sayılı kararına yönelik mağdureler vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli, 2014/3 Esas, 2014/427 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.09.2023 tarihinde karar verildi.