YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3266
KARAR NO : 2023/3486
KARAR TARİHİ : 24.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/317 E., 2014/408 K.
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî onama kısmî bozma
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 2014/240 Esas numaralı iddianame ile sanık hakkında tehdit, çocuğun cinsel istismarı ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından dava açılmıştır.
2.Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli ve 2014/317 Esas, 2014/408 Karar sayılı kararı ile, sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ve 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan aynı Kanun’un 116 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 14.11.2017 tarihli ve 14-2015/30858 sayılı kısmen onama kısmen bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurenin rızasının bulunduğuna, sanığın beyanlarına itibar edilmesi gerektiğine, olaydan sonra sanığın mağdureden ayrılması üzerine mağdurenin öfke ile sanıktan şikayetçi olduğuna, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü gece saat 23:30 sıralarında mağdurenin Gölbaşı Asfalt mahallesindeki ikametinde odasında bulunduğu sırada sanığın mağdureye ait ikametin banyo penceresinden içeri girdiği ve daha önceden bildiği mağdurenin odasına yöneldiği, mağdurenin sanığı odasında gördüğü ve korku ile sanığa odadan çıkmasını söylediği, fakat sanığın odadan çıkmayarak mağdureye yaklaştığı, sonrasında da kolundan tutarak zorla öptüğü, uzunca bir süre odada kalan sanığın mağdureye bağırmamasını söylediği ve aksi taktirde kendisini ve annesini öldürmekle tehdit ettiği, böylece sanığın olay günü sabah saat 06:00’ya kadar mağdurenin yanında kaldığı, daha sonra ikametten ayrıldığı tüm dosya kapsamından anlaşıldığı belirtilmiştir.
2. Görgü tanığı bulunmayan olayda uyuşmazlık mağdurenin anlatımları, sanık savunmaları ile diğer maddi kanıtların birlikte değerlendirilmesi suretiyle çözümlenecektir. Mağdure tüm aşamalardaki beyanlarında sanığı daha önce görmediği ve olay günü ilk defa gördüğünü de belirtir değişmeyen ve birbiriyle uyumlu şekilde anlatımlarda bulunduğu halde, sanık kollukta müdafi huzurunda ve savcılıkta alınan savunmasında olay günü mağdureye ait ikametin banyo havalandırma penceresinden mağdurenin isteği ve haberi olmadan eve girdiğini kabul ettiği halde, mahkeme aşamasındaki savunmasında mağdure ile olaydan iki hafta önce arkadaşlık yapmaya başladıkları ve mağdurenin kendisini kapıdan rızası ile
içeriye aldığını beyan ettiği görülmekle çelişkili savunmaları suçtan kurtulmaya yönelik olarak değerlendirilmiş ve mahkememizce savunmalarına itibar edilmemiş; mağdurenin sanık evden ayrıldıktan sonra banyoya girdiği ve sanığa ait ayakkabı izlerini banyoda gördüğünü beyan etmesi üzerine dosyamız arasına alınan ve 24.04.2014 tarihli tutanak ile ikametin dışarıda bulunan banyo havalandırma penceresinin normal vücut yapısında bir insanın girmesine müsait olduğu ve 14.04.2014 tarihli Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünce verilen uzmanlık raporunda da banyo pvc kasası dış yüzeyinde elde edilen parmak izinin sanık …’ e ait olduğunun bildirildiği ve sanık …’ in mağdurenin ikametine rızası olmaksızın evin banyo penceresinden girdiği sabit olmakla, tüm aşamalarda benzer anlatımlarda bulunan ve anlatımları dosya içerisinde bulunan uzmanlık raporu ile de doğrulanan, sanığı tanımayan ve sanığa iftira atmasını gerektirir bir husumeti bulunmayan mağdurenin anlatımlarına üstünlük tanınması gerekmiş, sanığın olay günü gece vakti mağdurenin rızası olmaksızın evine girdiği, mağdureyi cebir ve tehdit ile hürriyetinden yoksun bırakıp bağırıp yardım istemesini engellediği, mağdureyi zorla öptüğü göz önünde bulundurulduğunda sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel istismar ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1.Hükümden sonra 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki çelişkili ve tutarsız beyanları, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın suç tarihinde on beş yaşından büyük mağdureye yönelik eylemini cebir, tehdit veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirdiğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
C.Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1.5271 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve
açılmayan davadan hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu nazara alındığında, iddianamede sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kamu davası açılmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
2.Bozma sebebine uygun olarak Tebliğnamede farklı gerekçe ile bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
A. Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli ve 2014/317 Esas, 2014/408 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Çocuğun Cinsel İstismarı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) ve (C) bölümlerined açıklanan nedenlerle Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2014 tarihli ve 2014/317 Esas, 2014/408 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.05.2023 tarihinde karar verildi.