Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/2908 E. 2023/4565 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/2908
KARAR NO : 2023/4565
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/112 E., 2014/217 K.
SUÇ : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzelterek onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2011 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmıştır.

2. Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.04.2012 tarihli ve 2011/217 Esas, 2012/94 Karar sayılı kararı ile, sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun)103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 23.01.2014 tarihli ve 2013/10533 Esas, 2014/826 Karar sayılı kararı ile sair temyiz itirazları reddedilip, sanığın, yoldan geçmekte olan mağdureyi kolundan tutup ikamet ettiği evine çekmeye çalışırken bu esnada kendisine direnen mağdureyi kendine çekip kalçasına elleme şeklindeki eylemine ilişkin Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesince “Travma sonrası stres bozukluğu oluştuğu ve ruh sağlığının bozulduğu” yönünde rapor düzenlenmiş ise de; sanık tarafından işlenen dokunma gibi ani nitelikteki, devamı bulunmayan, kesik biçimde gerçekleştirilen hallerde mağdurenin olayın üçüncü kişilerce duyulması üzerine ruhsal durumunun etkilenmesi nedeniyle duyduğu üzüntü ve sıkıntı sonucunda ortaya çıkan halin ruh sağlığı bozukluğu olarak değerlendirilemeyeceği ve 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrasında öngörülen netice sebebiyle hal maddesinin cinsel istismar eyleminin ağır boyutlara ulaşması, ısrarla gerçekleştirilmesi ya da suçun nitelikli halinin işlenmesi nedeniyle gerçekleşebilecek bir sonuç olabileceği gözetilmeden, mağduredeki halin bir ruh sağlığı bozulması mı yoksa suç nedeniyle ruh sağlığının etkilenmesi mi olduğunun saptanması ve kesin kanaat oluşması için mağdurenin İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevk edilerek sanığın işlediği suçtan dolayı ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda rapor alınması, mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunun tespit edilmesi durumunda ise, sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, mesleki tecrübesi, kişisel özellikleri, tarafların yaşları nazara alınarak 5237 sayılı Kanun’un 23 üncü maddesi uyarınca sanığın bu ağır neticeden sorumlu tutulabilmesi bakımından en azından taksirle hareket edip etmediğinin tespit edilmesi, sanığın ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı sonucuna varılırsa meydana gelen bu zararın 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi kapsamında cezanın bireyselleştirilmesinde alt sınırdan uzaklaşılmada dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması ve sanığın mağdureyi kolundan tutarak ikamet ettiği evine çekmeye çalışırken uyguladığı cebirin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olan “Cebir” niteliğinde olduğu gözetilmeden, sanık hakkında ayrıca 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanarak fazla ceza tayininin kanuna aykırı olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2014 tarihli ve 2014/112 Esas, 2014/217 Karar sayılı kararı ile, sanığın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece dosyada toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanığın suç tarihi de olan 14.08.2011 günü saat 17.00 sıralarında *** Mahallesi *** Caddesi üzerinde kuzeni ve kardeşi ile birlikte markete alışveriş için giden 27.07.1998 doğumlu olan on beş yaşından küçük mağdurenin zorla kolundan tutarak “Of yavrum bunların hepsi senin mi” diyerek buradaki evinin içerisine doğru çekmeye çalıştığı, direnen mağdureyi kendisine doğru çektiği, diğer eliyle de kalçasını okşadığı, bu sırada bağıran mağdurenin sanığın eline hızlıca vurarak buradan kaçtığı, sanığın savunmalarında özetle “Olay günü bir arkadaşı için tahta aldıklarını, onu boşalttıklarını, o sırada da kendi kendine konuştuğunu, konuşmaları esnasında yavrum falan kelimesini kullanmış olabileceğini, ancak mağdureye yavrum bunların hepsi senin mi şeklinde bir şey söylemediğini, zaten kendisinin nikah masasında ölen oğlundan sonra sorunlar yaşadığını, o tarihten beridir kendi eşi ile de kardeş gibi yaşadıklarını, herhangi bir cinsel etkinliğinin olmadığını, o gün odun taşırken oradan geçen iki bayana oradan geçmeyin, odun değebilir şeklinde bir şey söylediğini hatırladığını, bu sırada odun değmesin diye kolundan tutup çekmişte olabileceğini, ancak kesinlikle o gün kimseye cinsel amaçlı herhangi bir eyleminin olmadığı” şeklindeki tevilli ikrar içerdiği kabul edilen savunması ve sanık ile herhangi bir husumeti bulunmayan mağdurenin aşamalarda değişmeyen ve mahkemece de itibar edilen anlatımları ile tüm dosya kapsamından, sanığın sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediği kanaatine varılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilâmı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmaması dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin düzeltme nedeni dışında usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle, Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2014 tarihli ve 2014/112 Esas, 2014/217 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün çıkartılarak yerine “Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı da nazara alınmak kaydıyla sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.