YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/28435
KARAR NO : 2022/2305
KARAR TARİHİ : 15.03.2022
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kasten yaralama
HÜKÜM : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kasten yaralama suçlarından mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sonra başka bir tarihte münferiden işlediği kabul edilen kasten yaralama eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenip öngörülen cezanın üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1/c bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanıkla arasındaki ilişkiyi anlattığı arkadaşının annesi tarafından duyulup, kendi annesine bilgi verilmesi sonrası kolluğa müracaat eden mağdurenin ifadesinde sanığın evinde gerçekleşen cinsel ilişkiden sonra evine dönerek kirlilerini yıkamaya attığını, sanığın kendisini çok sevdiğini ve evleneceklerini söylemesi nedeniyle şikayet etmeyip, bir ay kadar daha arkadaşlıklarının devam ettiğini ancak sanığın başka bir kızla arkadaş olduğunu duyunca ondan ayrıldığını ve resmi şikayetten üç hafta kadar önce de sanığın kendisini yaralaması nedeniyle ağlayarak eve gittiğinde durumu öğrenen annesiyle birlikte kolluğa geldiklerini beyan etmesi, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın olay tarihi dönemde on beş yaşından küçük mağdureye yönelik nitelikli cinsel istismar eylemini cebirle gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden müsnet suçtan belirlenen temel cezanın 5237 sayılı TCK’nın 103/4. maddesi ile artırılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.