Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/28428 E. 2023/5001 K. 11.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/28428
KARAR NO : 2023/5001
KARAR TARİHİ : 11.09.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2012/151 E., 2014/159 K.
SUÇLAR : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, karar verilmesine yer olmadığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

Hükmedilen ceza miktarlarına göre sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 1412 sayılı Kanun’un 318 inci maddesi uyarınca reddiyle duruşmasız yapılan incelemede gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.05.2014 tarihli ve 2012/151 Esas, 2014/159 Karar sayılı kararı ile;
1. Sanık hakkında tehdit suçundan, bu suçun kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına,
2. Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (d) bendi ile aynı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası ile hak yoksunluklarına,
3. Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi ve beşinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile hak yoksunluklarına,
karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Özetle; adli muayene raporunda sperm örneklerine rastlanılmadığına, adli raporda tespit edilen mağdurenin göğsündeki iğne büyüklüğündeki izin olaydan kaynaklanmamış olduğuna zira olaydan ve bıçak sebebiyle olması halinde yaralanma izinin çok daha büyük şekilde gerçekleşmiş olması gerektiğine, tanık ifadelerinin sanık lehine olduğuna, mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, kararın beraat etmesi ve kararın sanık lehine bozulması gerektiğine ilişkindir.

B.Katılan Mağdure Vekilinin Temiz İsteği
Özetle; sanığa verilen cezaların alt sınırdan verilmesinin hukuka aykırı olduğuna, tehdit suçundan da sanığın cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece ”Katılan mağdure … xxxxx ‘un sanık … ile birlikte Kartal Birahanesinde çalıştıkları, 08.04.2012 günü saat 01:30 sıralarında işten ayrılarak Yapı Kredi bankası aralığında bulunan Irmak Oteline gittiği, odasında bulunduğu sırada sanık …’in kendisini arayarak dışarı çıkmasını söylediği, bunun üzerine katılanın dışarıya çıktığı, sanığın ise aynı birahanede aşçı yardımcısı olarak çalışan İrfan isimli kişi ile müştekinin bulunduğu yere bir araç ile geldikleri, aracı İrfan’ın kullandığı, müştekinin aracın arka koltuğuna oturduğu, sanığın da yine yanına oturduğu, tekel bayisinden almış oldukları birayı içtikleri, bir süre dolaştıktan sonra sanığın … isimli kişiyi aradığı, eve geleceklerini söylediği, katılanın eve gitmek istemediğini beyan etmesine rağmen sanığın xxxxxxxx Mahalllesi, 2. … sokak No: 31 sayılı evin önüne aracı yönlendirdiği, katılanın burada kendi rızası ile araçtan indiği, yine kendi rızası ile eve girdiği, …’ın evden çıkarak İrfan’ın aracına binerek oradan ayrıldığı, evde kimsenin kalmadığı sırada sanığın, katılana ‘senden uzun zamandır hoşlanıyorum, seninle birlikte olmak istiyorum’ demesi üzerine katılanın istemediğini beyan etmesi sonrasında sanığın ‘güzellikle olmazsa zorla olur, senin sabaha kadar sinkaf ederim’ diyerek katılana saldırdığı ve üzerine abandığı, direnmesi üzerine masanın üzerinde bulunan siyah saplı ekmek bıçağını gögüsüne dayadığı, zorla odada bulunan yatağın üzerine atarak bıçağı yine göğüsüne dayayıp ‘seni sinkaf edeceğim’ dediği, bunun üzerine korktuğu için direnmeyerek soyunduğu, bağırmak istediğinde ise ‘sesini çıkartma yoksa seni burada keserim’ dediği, katılanın korttuğu için bağıramadığı, sanığın mağdureye tecavüz ettiği, tecavüz ettikten sonra ise ‘sen artık benim kadınım oldun, bundan sonra artık ben sana bakacağım’ dediği, akabinde ‘Uşak ilini terk etmeyeceksin terk edersen seni öldürürüm, cesedini polisler bulur’ diye tehdit ettiği, sabah ezanı okunurken ev sahipleri olan … ile oğlu olan … …’ın eve geldikleri, katılanı titrer vaziyette görmeleri üzerine …’ın niye titrediğini sorduğu, katılanın korkudan kansızlık olduğunu bu nedenle titrediğini beyan ettiği, sanığın uyuduğunu fark ederek … …’a işaret edip ‘beni bu evden kurtar’ dediği, … …’ın da sanığın yattığı odanın kapısında bekleyerek katılanın evden ayrılmasını sağladığı, katılanın, sanığın yanından ayrılır ayrılmaz polisi arayarak sanıktan şikayetçi olduğu, dosya içerisinde mevcut 08.04.2012 tarihli Adli Muayene raporuna göre Sternun alt 113 üzerinde iki göğüs arasında toplu iğne başı büyüklüğünde deformasyon mevcuttur şeklinde olduğu, yine katılanın vajininden alınan sıvının kontrolünde sperm tespit edilmediği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Altıncı İhtisas Kurulu’nun 29.04.2014 tarih 826 karar sayılı raporuna göre, olay nedeniyle katılanın ruh sağlığının etkilendiği, ancak bu etkilenmenin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı, olayın bu şekilde cereyan ettiği, dolayısıyla sanık …’in, vücuda organ sokmak suretiyle cinsel saldırı ve cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği, olay nedeniyle katılanın ruh sağlığının etkilendiği, ancak bu etkilenmenin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı, sanığın eyleminde atılı bu suçların unsurlarının tam anlamıyla gerçekleştiği vicdani kanısına varılmıştır.Mahkememizce bu kanıya varılırken; kabulü ortaya koyan ve doğrulayan sanığın aşamalardaki tevilli ikrarı, mağdurenin aşamalardaki tespit edilen delillerle uyumlu aynı doğrultudaki samimi olduğu bizzat gözlemlenen ve değerlendirilen anlatımları, özellikle tanık … ve …’ın anlatımları, yine özellikle 08.04.2012 tarihli Adli Muayene raporuna göre mağdurenin Sternun alt 113 üzerinde iki göğüs arasında toplu iğne başı büyüklüğünde deformasyon mevcut olduğuna yönelik tespit, adli muayene raporları, katılanın vajininden alınan sıvının kontrolünde sperm tespit edilmediğine ilişkin konsültasyon raporu, 08.04.2012 tarihli tutanaklar, Sosyal Hizmet Uzmanı görüşme raporu, Adli Tıp Kurumu 6.Adli tıp İhtisas Kurulunun 29.04.2013 tarih 1826 karar sayılı; …’un mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış hafif belirtilerle devam eden geçirilmiş travma sonrası stres bozukluğu) tespit edildiği, tespit edilen bu psikiyatrik tablonun ruh sağlığını etkilediği ancak ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı, bu duruma göre …’un 08/04/2012 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının etkilendiği ancak bu etkilenmenin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığına ilişkin raporu ve dosyadaki diğer bilgi ve belgeler esas alınmıştır. Sanık … kısmen inkar yönüne gitmiş ise de, yukarıda belirtilen deliller, özellikle katılan mağdurenin yapılan tespitlerle ve delillerle uyum içerisinde olan aşamalarda çelişki arz etmeyen, bizzat kovuşturma aşamasında gözlemlendiği üzere samimi olduğu gözlemlenen değerlendirilen – anlatımları,mağdure …’un adli raporuna da yansıdığı üzere Sternun alt 113 üzerinde iki göğüs arasında toplu iğne başı büyüklüğünde deformasyon olduğuna yönelik tespit, özellikle mağdurenin olay akabinde korkmuş bir vaziyette titrer şekilde bulduklarına yönelik tanık beyanları, İstanbul Adli Tıp Kurumu 6.İhtisas Kurulu’nun 29.04.2013 tarih ve 1826 karar sayılı raporu ile mağdurenin mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış hafif belirtilerle devam eden geçirilmiş travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiği, tespit edilen bu psikiyatrik tablonun ruh sağlığını etkilediği ancak ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığına dair tespit, sanığın ilk defa birlikte çıktığı mağdure ile cinsel ilişki yaşadığına yönelik tevilli ikrarına yönelik ifadesi nazara alındığında, gerçekten de mağdure ile sanığın gece yarısı aynı araç ile bir müddet gezdikleri, sanığın eve gitme teklifinde bulunduğu ancak mağdurenin istememesine rağmen rızası ile bahse konu eve gitmiş olmasına karşın, katılan mağdurenin bizzat mahkeme huzurunda da gözlemlendiği üzere bir normal insana göre daha saf görüntü arz ettiği, hatta bu durumun Sosyal Hizmet Uzmanı raporuna dahi yansıdığı, sanığın kısmen bu özelliğinden faydalanarak mağdureye gezme teklifinde bulunması ve yine mağdureyi belirtilen eve götürerek silahla tehdit , darp suretiyle bahse konu olayların yaşandığı, bu olayda sanığın cebir ve tehdit kullandığı, aynı zamanda bıçakta kullanarak mağdurenin zorla ırzına geçtiği, hürriyetini tahdit ettiği, dolayısıyla, kabule konu olayın belirtilen şekilde yaşandığına yönelik mahkememizde herhangi bir tereddüt yaşanmadığı, bu nedenle de sanığın aşamalardaki savunma ve ifadelerinin kendisini cezadan kurtarmaya yönelik, soyut, dayanaksız nitelikte olduğu değerlendirilerek itibar edilmemiştir. olayın kabul ediliş biçiminde cereyan eden bu olayda, yukarıda yapılan değerlendirme ile ortaya konulduğu üzere, katılan mağdurenin sanık … tarafından bir şekilde hile kullanılarak egemenlik alanı niteliğinde olan diğer şahıslarla birlikte kaldığı eve götürüldüğü, evde cebir şiddete maruz bırakıldığı, elde edilemeyen bıçakta kullanılarak kimsenin olmadığı evde mağdureyi zorla tutarak istediği gibi hareket etme serbestisinin gayri meşru surette ortadan kaldırıldığı, söz konusu bu olayda sanığın vücuda organ sokmak suretiyle cinsel istismarda bulunma suçunu gerçekleştirdiği,sanığın bilerek ve isteyerek hareket ederek eylemlerini ika ettiği, sanığın eylemlerinde belirtilen ceza maddelerindeki suçların unsurlarının sabit olduğu,suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yeri, konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kastının ağırlığı, güttüğü amaç ve saiki nazara alındığında alt sınırdan ayrılınmasını gerektirir herhangi bir teşdit nedeni bulunmadığından ve meydana gelen olayda mağdurenin ruh sağlığının kalıcı olarak bozulmadığı tespit edildiğinden belirtilen miktarda ceza tayininin adalet, hak ve nesafete uygunluk teşkil edeceği vicdanı kanısına varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Her ne kadar Uşak C.Başsavcılığının 2012/1168 esas sayılı iddianamesi ile sanığın silahla tehdit suçundan 5237 sayılı TCK.nun 106/2-a maddesi gereğince cezalandırılması talep edilmiş ise de, tehdidin Cebir Tehdit veya Hile Kullanılarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçunun unsuru olması sebebiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir” şeklindeki gerekçelerle hükümler kurulduğu anlaşılmıştır.

Dosya kapsamında bulunan deliller;
Sanığa ait nüfus ve adli sicil kayıtları, ekonomik ve sosyal durum araştırması, sanığın savunması, mağdure beyanları, tanık anlatımları, adli tahkikat tutanakları ve adli raporlardan ibarettir.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği gibi tehdit suçundan verilen kararın yerinde olduğu anlaşıldığından, sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümününde açıklanan nedenlerle Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.05.2014 tarihli ve 2012/151 Esas, 2014/159 Karar sayılı kararında sanık müdafii ile katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.09.2023 tarihinde karar verildi.