Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/27644 E. 2023/2686 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/27644
KARAR NO : 2023/2686
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kasten yaralama
KARAR : İstinaf talebinin esastan reddi

Kasten yaralama suçu yönünden, İlk Derece Mahkemesine sanığın kasten yaralama suçundan hükmolunan cezanın tür ve miktarı ile istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararı dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün temyizinin mümkün olmadığı belirlenmiştir.

İlk Derece Mahkemesince sanık hakkında, mağdurelere karşı çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verdiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı, yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erciş Ağır Ceza Mahkemesinin 06.05.2021 tarihli ve 2020/207 Esas ve 2021/157 Karar sayılı kararı ile sanığın mağdure …’a karşı çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddenin birinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (c) bendi ile dördüncü fıkrası ve 43 üncü maddeleri uyarınca 27 yıl hapis, mağdure …’ya karşı 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi, üçüncü fıkrasının (c) bendi ve 43 üncü maddeleri uyarınca 22 yıl 6 ay hapis, şikayetçi …’ye karşı da 86 ıncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 6 ay hapis ve 53 üncü maddesi uyarınca da hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 14.09.2021 tarih ve 2021/1790 Esas, 2021/1241 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı ve kasten yaralama suçlarından İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik, sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 06.12.2021 tarihli ve 9-2021/131988 sayılı, temyiz ret ve bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafisinin Temyiz İstemi
Dosyada soyut ve çelişkili mağdure beyanları dışında delil olmamasına rağmen, mahkumiyet kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mağdurelere baskı uygulanarak beyanlarından döndüklerine dair iddianın hiçbir gerekçesi ve dayanağının bulunmadığını, mağdureler aksine beyanlarında kendilerini …’nin yönlendirmesi ile babaları hakkında şikayetçi olduklarını söylediklerini, sanık lehine olan olayların değerlendirilmediğini, …’nin sanıktan boşanmak için iftira attığını, …’nin olayları görmediğini, çocukların kendisine anlattıklarını söylediğini, ayrıca aynı evde yaşayıp da olaylara tanık olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, şüpheden sanığın yararlanması gerektiğini, 62 nci maddesinin uygulanmamasının ve sanık hakkında …’ya yönelik eylem için teşdit uygulamasının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Mağdure … yönünden sanığın eylemleri ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde; mağdurenin aşamalar istikrarlı olarak sanık olan babasının mağdurenin yatağına giderek her ikisinin de elbiseleri üzerindeyken sürtündüğünü, kendisinin cinsel organına ve göğüslerine dokunduğunu beyan etmesi söz konusu eylemlerinin sanığın şehevi duygularını tatmine yönelik olduğu kanaatiyle her ne kadar … mahkememizce yeniden yargılama sırasında söz konusu beyanlarından dönmüş ise de; mağdurenin mahkememizce daha önce yapılan yargılama sırasında ve soruşturma aşamalarındaki olay örgüsü içerisinde, samimi ve istikrarlı beyanları göz önüne alındığında mahkememizin bozma ilamı sonrasındaki mağdure ifadelerine itibar edilmeyerek sanığın sarkıntılık boyutunu aşan ve kendi şehevi duygularını tatmin amacında olduğu değerlendirilen söz konusu eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde bulunan “Alt soya karşı çocuğun cinsel istismarı” suçunun işlediği mahkememizce kabul edilip sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Mağdure anlatımları göz önüne alındığında sanık tarafından söz konusu suçun ikiden fazla kez işlendiğinin açık olması karşısında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca arttırım uygulanırken alt sınırdan uzaklaşılmıştır. Her ne kadar sanığın olay tarihinde on üç yaşında bulunan mağdure …’a yönelik işlediği cinsel istismar suçu eylemi içerisinde mağdure …’a karşı “Sana tecavüz edeceğim” demek suretiyle söz konusu suçu “Tehdit” ederek gerçekleştirdiği göz önüne alındığında sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cezasında arttırım uygulanmış ise de; mahkememizce 2018/229 Esas, 2019/202 Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda söz konusu madde yönünden arttırım yapılmadığı ve sanık hakkında bu suç yönünden aleyhe istinaf yapılmadığı anlaşılmakla sanığın kazanılmış hakkı korunup sonuç ceza yönünden bozma ilamı öncesi verilen cezanın aynen infazına karar verilmiştir.

3. Mağdure … yönünden ise; Mağdure …’nın her ne kadar aşamalardaki beyanları çelişkili ise de; dosya kapsamında tanık olarak dinlenen mağdurenin annesi … ve şikayetçi …’nin anlatımlarıyla mağdur …’nın soruşturma aşamasında alınan beyanını aşamalarda doğruladıkları, zira mağdure …’nın annesi …’in 25.12.2018 tarihli duruşmada “Kızım … bana bir gün gelerek babasının yatakta kendisine önden göğüs kafesinin altından sarıldığını göstererek anlattı. Bende kızıma sen yanlış anlamışsındır o senin baban, belki de seni eşi zannederek sarılmıştır dedim” dediğinin, şikayetçi …’nin aynı tarihte ve celsede alınan beyanında “Küçük çocuk …’ya da aynı şeyleri yaptığını biliyorum. Bizzat görmemekle birlikte …’ya bir gün ağlayarak gelip abana ve annesi …’e anlattı.” dediğinin tespit olunduğu, aynı zamanda olayın meydana geldiği yerin çevre faktörleri ve baskıları (aile, çevre) birlikte değerlendirildiğinde duruşma sırasında hazır bulunan sosyal hizmet uzmanı bilirkişinin de mağdure …’ya baskı yapıldığını düşündüğünü mütalaa etmesi karşısında mağdure …’nın soruşturma aşamasında alınan beyanlarına üstünlük tanınmıştır. Bu durumda …’nın soruşturma aşamasındaki samimi ifadeleri, savunma, tanık beyanları ile tüm dosya içeriği göz önüne alındığında sanık … ailesinin, mağdurelere ve şikayetçiye yönelik baskı uyguladığı yönünde emareler bulunması, yaşam koşulları gereği mağdurenin aile içerisindeki sosyal konumu, kırsal bölgelerdeki örf ve adet kuralları nedeniyle mağdure her ne kadar kovuşturma aşamasında beyanlarından dönerek babası olan …’nin kendisine yönelik cinsel istismar eylemlerini gerçekleştirmediğini beyan etmiş ise de söz konusu beyanlara itibar edilmeyerek mahkememizce soruşturma aşamasındaki beyanlarına üstünlük tanımış, suç tarihi itibariyle 12 yaşından küçük olan mağdure …’ya karşı zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. Mağdure anlatımları göz önüne alındığında sanık tarafından söz konusu suçun ikiden fazla kez işlendiğinin açık olması karşısında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi uyarınca arttırım uygulanırken alt sınırdan uzaklaşılmıştır. Ayrıca her ne kadar UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede mağdure …’nın sanık …’nin nüfus kayıt örneğinde kızı olarak görünmediği anlaşılmış ise de sanığın mağdure …’nın kendisinin kızı olduğunu beyan etmesi, aynı şekilde mağdurenin de baba hanesinde …’nin babası olarak yazılı olduğu göz önüne alındığında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca sanığın cezasında arttırım yapılmasına ve sanığın sabıkalı oluşu, dosyaya yansıyan kişiliği, sanığın işlediği suçun niteliği, fiilinden sonra ve yargılama sürecinde herhangi bir pişmanlık göstermemesi, takdiri indirim nedeni olabilecek herhangi bir unsur bulunamaması göz önüne alınarak 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinde düzenlenen takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasına karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmamış ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Kasten Yaralama Suçu Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, sanık müdafiinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

B. Mağdure …’a Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 288 ve 294 üncü maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanun’un 289 uncu maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ve sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır. Bu nedenle Tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

C. Mağdure …’ya Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
Sanık hakkında mağdure …’ya karşı müstehcenlik suçundan açılan davada, İlk Derece Mahkemesinin 08.10.2019 tarihli kararı ile beraat kararı verilmesine rağmen aynı eylemin sanığın

mağdure …’ya karşı işlediği kabul edilen çocuğun cinsel istismarı suçunun unsuru olarak kabul edilmesi, ayrıca sanığın mağdureye karşı eylemini kıyafetleri üzerinden vücuduna dokunarak gerçekleştirildiğinin kabul edildiği olayda, sanığın eyleminin sarkıntılık sureti ile çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

D. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyizi Yönünden
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları” başlıklı 41 inci maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu açıkça belirtilmiştir. Aile ve çocukların korunması hakkı Anayasa ile güvence altına alınmış bir haktır. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un amaç ve temel ilkelerinin belirlenmesine ilişkin birinci maddesinden anlaşılacağı üzere bu kanun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak çıkarılmış bir kanundur. Kanun’un 20 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince …’nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği belirtilmiştir. Tüm bu kanuni düzenlemeler dikkate alındığında Bakanlığın davaya katılması doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup, Bakanlığa yüklenen bir kamu görevidir. Bu kapsamda değerlendirme yapıldığında 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından vekalet ücretine hükmedilmemesi, hukuka aykırı bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Kasten Yaralama Suçu Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanık Hakkında Mağdure …’a Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) ve (D) bölümlerinde açıklanan nedenlerle Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 14.09.2021 tarih ve 2021/1790 Esas, 2021/1241 Karar sayılı kararında sanık müdafii ve katılan Bakanlık vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

C. Sanık Hakkında Mağdure …’ya Karşı Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenle sanık hakkında mağdure …’ya karşı çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümde sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 14.09.2021 tarih ve 2021/1790 Esas, 2021/1241 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca Erciş Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.05.2023 tarihinde karar verildi.