Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/26389 E. 2023/4464 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/26389
KARAR NO : 2023/4464
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1955 E. 2018/1976 K.
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî iade, kısmî bozma

Katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönüyle yapmış olduğu temyiz isteminin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Diğer temyiz istemleri yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.12.2017 tarihli ve 2017/194 Esas, 207/415 Karar sayılı kararı ile sanığın:
a) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
b) Çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 23.10.2018 tarihli ve 2018/1955 Esas, 2018/1976 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik yapılan istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kesin olmak üzere esastan reddine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 23.10.2021 tarihli ve 14-2018/102728 sayılı iade ve bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan üst sınırdan cezalandırılması gerektiğine, taktiri indirim nedenlerinin uygulanmaması gerektiğine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin unsurlarının oluştuğuna ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Bilirkişi raporu tarihler açısından raporunda tam bir tespit yapmamış olduğundan bunun yapılması gerektiğine, keşif talebinin reddinin usulen yanlış olduğuna, mağdurenin böyle bir eylemle ilgili kurgulama yapıp yapamayacağı hususunda rapor düzenlenmesi gerektiğine, mağdurenin beyanının çelişkili olduğuna, şüpheden sanığın yararlanması gerektiğine, katılanın telefonunda çıkan görüntüler nedeniyle aynı telefonu kullanan mağdurenin telefonda erkek pipisi aramasının doğal olduğuna, mağdurenin kendi içinde çelişkili ve anlam bütünlüğü bulunmayan beyanlarının kesin ve inandırıcı delillerle desteklenmediğine, Berkant’ın sanık lehine olan beyanlarının hiç değerlendirilmediğine, sanığın beraat etmesi gerektiğine ilişkindir.

C. Katılanlar Vekilinin Temyiz İstemi
Mağdurenin yaşının on ikinden küçük olduğundan cezanın 10 yıldan az olamayacağına, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olduğuna ve cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece; “İddia, savunma, mağdurun anlatımları, Adli Tıp Kurumu raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiş ise de mağdurenin soruşturma ve kovuşturma aşamalarında ayrıntılı olarak anlatımlarda bulunduğu, yaşı küçük mağdurun sanığa iftira atmasını gerektirir bir durum bulunmadığı yine alınan adli tıp kurumu raporu ile de beyanlarına itibar edilebileceğinin belirtildiği, tanıkların görgüye dayalı bir bilgilerinin olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kanaatine varılmakla sanığın mağduru evinde açık olan çekyata yatarak mağduru kucağına aldığı, battaniyenin altında mağdurun pantolonunu çıkararak bacaklarına ve cinsel organına dokunduğu, farklı bir gün de mağdurun hayvan damına girdiği, sanığın üzerini çıkararak cinsel organını mağdura gösterdiği ve mağdura dokunduğu, aynı yaz mağdur ile sanığın tarlaya gittikleri, tarladan dönüşte sanığın mağduru kucağına oturtarak cinsel istismarda bulunduğu, bu olaylar dışında da sanığın cinsel organını mağdurun cinsel organına değdirerek ve mağdurun göğüslerini sıkarak üzerine atılı mağdure Eylül ***’ye karşı zincirleme olarak çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği anlaşılmakla eylemine uyan 6763 sayılı kanunla yapılan değişiklik sanık lehine bir hüküm getirmediğinden suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nun 6545 sayılı yasa ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi gereğince cezalandırılmasına, bir suç işleme kararı icrası kapsamında sanığın aynı suçu birden fazla kez işlemesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin uygulanmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle mahkememize kamu davası açılmış ise de cinsel istismar eylemiyle sınırlı şekilde alıkoyup bu eylem öncesi veya sonrasında ayrıca mağdurun hürriyetini kısıtlayan başka bir harekette bulunmayan sanık hakkında yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşmaması nedeniyle sanığın müsnet suçtan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince beraatine dair vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde gerekçe ile hüküm kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Kiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden
1.5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer verilen; “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin, reddinin gerektiği anlaşılmıştır.

2. Tebliğnamede iade isteyen görüşe ret sebebine uygun olarak iştirak edilmemiştir.

B. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki çelişkili ve başkaca delillerle desteklenmeyen beyanları, tanık anlatımları, raporlar, savunma ve tüm dosya kapsamına göresanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle mahkeme hükmünde hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR
A. Kiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle katılanlar vekili ile katılan Bakanlık vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 23.10.2018 tarihli ve 2018/1955 Esas, 2018/1976 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.06.2023 tarihinde karar verildi.