YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/26306
KARAR NO : 2023/4454
KARAR TARİHİ : 20.06.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
UÇLAR :Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Beraat
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında, Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.12.2011 tarihli, 2010/219 Esas, 2011/546 Karar sayılı kararı ile çocuğun cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanığın üzerine atılı suçları işlediği sabit görülmediğinden beraatine karar verilmiştir.
2. Kararın o yer Cumhuriyet savcısı, katılan mağdur vekili ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 09.06.2015 tarihli, 2013/7186 Esas, 2015/7013 Karar sayılı kararı ile; “Antalya Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 05.01.2010 günlü ”Mağdurda ruh sağlığının kalıcı olarak bozulduğuna ilişkin tıbbi bulgu mevcut olmadığı” yönündeki raporu ile dosyada mevcut olup Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde görevli iki çocuk psikiyatri ve bir psikiyatri uzmanı tarafından imzalanan 23.09.2010 günlü ”Mağdurda travma sonrası stres bozukluğu tespit edilmesi nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu” kanaatini içeren raporların birbirleri ile çelişkili olup, heyetlerin oluşumu itibariyle de yetersiz oldukları anlaşılsa da, mağdurun ruh sağlığının bozulduğunun belirtilmesi karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 103/6. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı yönündeki değerlendirmenin 5235 sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden ve yine soruşturma evresinde ifadeleri bulunan mağdurun halası Sezcan ile mağdurun götürüldüğü iddiasına ilişkin görgüye dayalı ifadesi bulunan Samet’in tanık olarak beyanları alınmaksızın eksik araştırma ile yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması” gerekçesiyle bozularak ilk derece mahkemesine gönderilmiştir.
3. Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli, 2015/535 Esas, 2015/641 Karar sayılı kararı ile; 6545 sayılı Yasa değişikliği öncesi 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası uyarınca yapılacak değerlendirmenin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
4. Sanık hakkında, Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2017 tarihli, 2016/44 Esas, 2017/5 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.07.2017 tarihli ve 14-2017/16122 sayılı, bozma görüşlü asıl Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz İstemi
Dosyaki mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin rapor içeriğine göre sanık tarafından gerçekleşen eylemin mağdurun soyut iddiasından ibaret olmadığını gösterdiği, dosyada dinlenen tanıkların beyanlarının birbirleriyle örtüştüğü ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.
B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz istemi
Eksik araştırma ve incelemeyle hükümler kurulduğu, dosyadaki mevcut olay ve belgeler açısından yeterli değerlendirme yapılmadığı ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın olay günü saat 12:00 sıralarında on beş yaşından küçük mağduru “Seni babana götüreyim” diyerek kucaklayıp boş bir inşaata götürdüğü, burada mağdurun pantolonunu çıkartarak kendi pantolonunu çıkartmadan cinsel organını mağdurun arkasına sürttüğü, mağdura tokat vurup “Kimseye söyleme seni öldürürüm” dediği iddiasıyla açılan kamu davasının yapılan yargılamasında; söz konusu fiillerin işlendiğine dair herhangi bir bulguya rastlanılmadığı, katılan, mağdur … tanık beyanları arasında çelişkili hususlar bulunduğu, hazırlık aşamasında alınan adli tıp raporunda çocuğun beden ve ruh sağlığında herhangi bir bozulma olmadığının belirtildiği fakat bu rapordan yaklaşık 9 ay sonra alınan ikinci bir raporda çocuğun beden sağlığı bozulmamakla birlikte ruh sağlığında bozulma olduğu hususu dikkate alındığında, anne ile babası yakın bir tarihte boşanmış olması sebebiyle de travma sonrası stres bozukluğunun meydana gelebileceğinin ihtimal dahilinde olduğu, atılı eylemlerin tanık anlatımları ile net olarak ispatlanamadığı, tanık …’ın anlatımlarına göre de sanığın bu tarz eylemlerinin olmadığını ifade ettiği dikkate alınarak iddiaların soyut ve mücerret kaldığı gerekçeleriyle sanık hakkında beraat kararları verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1. Mahkemenin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı anlaşıldığından, kurulan hükümlerde hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yukarı bentte açıklanan gerekçe doğrultusunda Tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2017 tarihli, 2016/44 Esas, 2017/5 Karar sayılı kararında katılan Bakanlık vekili ile katılan mağdur vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan Bakanlık vekili ile katılan mağdur vekilinin temyiz isteklerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliği ile ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.06.2023 tarihinde karar verildi.
Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.