Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/25505 E. 2023/4697 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25505
KARAR NO : 2023/4697
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/197 E., 2018/52 K.
SUÇ : Cinsel saldırı
KARAR : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İade

Hükümlü hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.11.2008 tarihli ve 2006/215 Esas, 2008/197 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel saldırı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 102 nci maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.11.2008 Tarihli ve 2006/215 Esas, 2008/197 Karar sayılı kararının o yer Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından tarafından temyizi üzerine Yargıtay Kapatılan 14. Ceza Dairesinin 30.10.2012 tarihli ve 2011/9110 Esas, 2012/10330 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.

3. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin, 13.03.2017 Tarihli ve 2006/215 Esas, 2008/197 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü müdafinin dilekçesinde belirttiği hususların yeni delil niteliğinde olmadığı, 5271 sayılı Kanun’un 311 inci maddesinin birinci fıkrasındaki şartlar oluşmadığından yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar vermiştir.

4. Hükümlü … müdafii Av…. 20.03.2017 havale tarihli dilekçesinde özetle; dava dosyasında tek görgü tanığı olan …’ın yalan tanıklık yaptığını itiraf ettiği daha sonrasında ise beyanında da caydığını, savcılık dosyasında yapılan soruşturmada esasa ilişkin bir karar zamanaşımı nedeni ile verilemediğini, bu durumun somut gerçekleri ortadan kaldıran bir durum olmadığını, savcılık dosyasına sunmuş oldukları çözümü yaptırılan ses kaydını mahkemece dinlenilmesi gerektiğini, mahkemenin bu kaydı dinlediği taktirde tanık …’ın yalan tanıklık yaptığının anlaşılacağını beyan ederek 13.03.2017 tarihli ek karara itiraz etmiştir.

5. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.04.2017 Tarihli ve 2006/215 Esas, 2008/197 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü müdafiinin 20.03.2017 tarihli itiraz talebinin kabule değer bulunduğuna ve yargılamanın 5271 sayılı Kanun’un 311 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca yenilenmesine, mahkemelerinin 13.03.2017 Tarihli 2006/215 Esas, 2008/197 Karar sayılı ek kararlarının kaldırılmasına karar vermiştir.

6. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.02.2018 Tarihli ve 2017/197 Esas, 2018/52 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’un 323 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca mahkemece sanığın mahkumiyeti yönündeki 2006/215 Esas 2008/197 Karar sayılı ve 04.11.2008 tarihli hükmünün iptaline, sanığın üzerine atılı cinsel saldırı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan … Vekilinin Temyiz İsteği
Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, tanık …’ın yalan tanıklık yaptığının mahkeme hükmü ile sabit olmamasından dolayı beyanlarının yalan olduğunun iddia edilmesinin usulen mümkün olmadığına, önce reddedilen yargılamanın yenilenmesi talebinin itiraz üzerine kabul edilmesinin makul bir izahı bulunmadığına, mağdurenin ilk beyanından döndüğü sonraki beyanından da döndüğüne, kararının kesinleşmesinden yaklaşık 8-10 yıl sonra usule aykırı şekilde kaydedilen ses kayıtlarının usule aykırı olduğuna, tanığın aradan 12 yıl geçtikten sonra ben olay yerinde değildim, ben olayı duymadım gibi beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğuna, yıllar sonra değiştirilen tanık beyanları esas alınır ise tanık beyanlarına dayı tüm mahkeme kararlarının ele alınması gerekeceğine ve adalete olan güvenin sarsılacağına, tanığın 12 yıl sonra neden beklendiğinin sorgulanmadığına, tanığın şuan ki ifadesinin yalan olduğuna, mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığına, olayı dört gün sonra intikal ettirmesinin ve arama ve mesaj kayıtlarının az olmasının gerekçe yapılmasının hukuka aykırı olduğuna, ayrıca sanığın sözlü tacizde de bulunduğuna, önceki hükmün sadece tanık beyanına dayanmadığına, 5271 sayılı Kanun’un 311 inci maddesinin ikinci fıkrası şartlarının oluşmadığına, tanık ile aralarında geçen husumet iddiasının araştırılmadığına, tanık beyanlarının çelişkili olduğuna, sanığa iddia edilen olayı atması için bir sebep bulunmadığına ve diğer hususlara ilişkindir.

B. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Eksik inceleme ile hatalı karar verildiğine, sanığın işlemiş olduğu suçun sabit olduğuna, sanığın cezalandırılması gerektiğine ve diğer hususlara ilişkindir.

III. GEREKÇE
A. Katılan … Vekili ile Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
İlk derece mahkemesince tanık …’ın beyanlarına dayanılarak yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne, hükmün iptali ile sanığın beraatine karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Kanun’un 311 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi koşulları gerçekleşmediği ve Yargıtay aşamasından da geçerek onanan Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.11.2008 tarihli ve 2006/215 Esas, 2008/197 Karar sayılı hükmünün onaylanması gerektiği anlaşıldığından mahkeme kararı hukuka aykırı bulunmuştur.

B. Tebliğname Yönünden
5230 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası, “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddeleri uygulanır.” biçiminde iken 1.7.2016 tarih ve 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi ile “Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” biçiminde cümle eklenmiştir. Bu cümlenin eklenmesinin amacı, daha önceden Yargıtay denetiminden geçmiş dosyaların, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından denetlenmemesidir. Madde lafzi olarak yorumlandığında, sadece bu hükmün, mahkeme kararları kesinleşinceye kadar uygulanabileceği, kesinleştikten sonra uygulanmayacağıdır. Karar kesinleşmesini engelleyecek biçimde bir Yargıtay kararı verilmesinde, bu hüküm uygulanıyor ise, Yargıtay kararı ile hükmün kesinleştiği hallerde anılan hükmün evleviyetle uygulanması gerekir. Aksi bir durum, mevcut delillere göre, eylemin suç oluşturduğu ve bu suçu sanığın işlediğine ilişkin Yargıtay tarafından yapılan tesbitin ve belirlemenin, Bölge Adliye Mahkemesinin son kararı ile kaldırılması sonucunu doğurur ki, bu husus da kanun koyucunun 6723 sayılı Kanunla yaptığı eklemenin ve kanun yolu incelemesindeki hiyerarşik silsilenin mantığı ile bağdaşmayacağından, Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule şayan olduğu kabul edilerek yapılan duruşmalı yargılama sonucu, Mahkeme tarafından verilen hükmün iptali ile sanığın beraatine ilişkin kararın, Dairemiz tarafından esastan incelenmesine karar verilmiştir.
Nitekim; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.06.2022 tarihli 2020/13-262 Esas, 2022/491 Karar sayılı kararı da hükmün esastan Dairemiz tarafından incelenmesine ilişkin kararımızla aynı yönde olduğu görülmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının dosyanın esası incelenmeksizin iadesi görüşüne iştirak edilmemiştir.

IV. KARAR
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.02.2018 Tarihli ve 2017/197 Esas, 2018/52 Karar sayılı kararına yönelik katılan … vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.07.2023 tarihinde karar verildi.