Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/25478 E. 2023/5868 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25478
KARAR NO : 2023/5868
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/308 E., 2021/41 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
SUÇ TARİHLERİ : 2008 yılı Eylül-Aralık Ayı, 2009 yılı Şubat ayı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmen onama, kısmen bozma

İlk derece mahkemesince verilen hükmün sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından Tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte gerçekleştirilen duruşmaya sanık müdafiinin katılmadığı anlaşıldığından, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar vermek gerekmiştir.

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.05.2015 tarihli ve 2009/53 Esas, 2015/164 Karar sayılı kararı ile;
a. Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, altıncı fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b. Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, altıncı fıkrası, 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c. Sanık … ve … haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, altıncı fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 14 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar vermiştir.
(Suça Sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 maddesinin üçüncü fıkrasının a bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve bu karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.)

2. Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.05.2015 tarihli ve 2009/53 Esas, 2015/164 Karar sayılı kararının sanıklar müdafileri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 02.07.2019 tarihli ve 2019/860 Esas, 2019/10523 Karar sayılı kararı ile “Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; Sanıklar … ile …’ın savunmaları, mağdure beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, 19.02.2009 günü sanık …’ın, diğer sanık …’i arayarak evine kız arkadaşıyla geleceğini söylediği ve bir süre sonra sanık …’la mağdure geldiğinde …’in evin anahtarı onlara bırakarak yanlarından ayrıldığı olayda, mağdureyi daha önceden tanımayan, sadece anahtarı bıraktığı esnada kısa süreli karşılaşıp, nüfus kaydına göre suç tarihinde on beş yaşı içerisinde bulunan mağdurenin on beş yaşından küçük olduğunu bilebilecek durumda olmayan …’in üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; Sanık …’in kollukta müdafisiz alınan ve kovuşturmada kabul etmediği savunması hükme esas alınmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 213 ve 217. maddelerine muhalefet edilmesi, Sanıklar …, … ile … haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalınca düzenlenen 20.03.2009 günlü raporda, mağdurede tespit edilen hafif mental retardasyon nedeniyle olayları ve sonuçları yeterince algılayamadığından olaya bağlı beden ve ruh sağlığının etkilenmeyebileceği, o anda ek ruhsal pataloji saptanmadığı, 3 aylık sıklıklarla takip ve tedavisinin gerektiğinin belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca tanzim edilen 31.01.2011 tarihli raporda ise, mağdurenin 23.02.2009 günlü ifadesine, sanıklardan sadece …’ın 20.02.2009 tarihli savunmasına ve mağdure hakkında daha önce düzenlenen rapor özetlerine yer verildikten sonra sonuç olarak, mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tespit edildiği ve 2008 yılı yaz aylarında mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu belirtilmesine karşılık, anılan raporda diğer sanıkların eylemlerinin irdelenip irdelenmediği açık olmadığı gibi, savunmasına yer verilen sanık …’ın eyleminin mahkeme kabulüne göre de 2008 yılı yaz aylarında değil 19.02.2009 tarihinde gerçekleştiği gözetildiğinde, mağdurenin suç tarihlerindeki yaşı da nazara alınarak aralarında fazlaca yaş farkı olmayan sanıklarla dosya kapsamı ve kabule göre cebir, tehdit olmaksızın gerçekleşen nitelikli cinsel istismar eylemleri nedeniyle beden veya ruh sağlığının bozulmasının tıbben mümkün olup olmadığı, mümkün ise ruh sağlığının hangi sanığın eylemine bağlı olarak bozulduğu veya sanıkların farklı tarihlerdeki eylemleri sebebiyle ruh sağlığının ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan açıklayıcı rapor aldırıldıktan sonra TCK’nın 103/6. maddesinin tatbiki konusunda karar verilmesi gerekirken, mevcut raporlarla yetinilip, eksik araştırma ile yazılı şekilde anılan maddenin uygulanması, Sanıkların savunmalarında mağdurenin kendisini on beş yaşından büyük olarak tanıttığını belirtmeleri, mağdurenin, sanıklardan …’la tanıştığı gün olan 19.02.2009 tarihinde, … ile 2008 yılı sonunda arkadaş olduktan sonraki iki hafta içinde, …’le tanıştıkları 2008 Eylül ayı içerisinde cinsel ilişkiye girmesi ve mağdurenin suç tarihlerinde Kız Meslek Lisesi öğrencisi olup, soruşturma evresinde verdiği ifadesinde aslen 1993 doğumlu olduğu yönünde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli karar hakkına ilişkin 25.03.2015 günlü, 2014/6419 başvuru numaralı kararı ve tüm dosya içeriği nazara alınarak, olayda 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışılıp bu yöndeki savunmanın reddi nedenleri karar yerinde açıklandıktan sonra hükme varılması gerekirken, sanıkların anılan savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu şeklindeki noksan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 230. maddesine muhalefet edilmesi, Sanık … müdafisinin, sanığın aslen 1991 doğumlu olup suç tarihinde on sekiz yaşından küçük olduğunu ve bununla ilgili hukuk mahkemesinde dava açıldığını belirtmesine rağmen anılan hususta araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.01.2021 tarihli ve 2019/308 Esas, 2021/41 Karar sayılı kararı ile;
a. Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar vermiştir.
b. Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, altıncı fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
c. Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, altıncı fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 14 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
d. Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi delaletiyle, 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, altıncı fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 14 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar vermiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Yetersiz inceleme ve eksik değerlendirme ile karar verildiğine, mağdurenin yaşı hakkındaki çelişkinin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğine, mağdure hakkında düzenlenen ruh sağılığı raporunun yetersiz olduğuna ve diğer hususlara ilişkindir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Sanık … hakkında verilen beraat kararının eksik inceleme sonucu alındığına, kararın usul ve kanuna aykırı olduğuna, sanıklar … ve … hakkında verilen kararda suç vasfında hataya düşüldüğüne, sanıklar hakkında iyi hal indiriminin uygulanmasının hatalı olduğuna ve diğer hususlara ilişkindir.

C. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Mağdurenin ruh sağlığının hangi sanığın eyleminden ne oranda etkilendiğinin tespit edilmesi, ve mağdurenin yaşı hususunda sanıkların hataya düşüp düşmediğinin ve sanıklar hakkında hata hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının irdelenmesi ve bu hususlar irdelendikten sonra hüküm kurulması gerektiğine ve diğer hususlara ilişkindir.

D. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Sanıklar hakkında verilen ceza miktarı yetersiz olduğuna, 5237 sayılı kanunun 62 nci maddesinin uygulanmaması gerektiğine, katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve diğer hususlara ilişkindir.

E. Sanık … Müdafiinin Temyiz İsteği
Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen raporda somut hiçbir değerlendirme yapılmadan yalnızca soyut mağdur beyanına göre rapor tanzim edildiğine, mağdurun iddia ettiği yargılama konusu olayın üzerinden 11-12 yıl geçtikten sonra, mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığının herbir olay yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesinin imkansız olduğuna, mağdurenin yaşı hususundaki raporun hatalı ve eksik olduğuna, müvekkili sanığın yaşının küçük olduğunu iddia etmelerine rağmen yaşının tespiti konusunda rapor alınmadığına, şüpheden sanığın yararlanacağına, dosyada cezalandırmaya yetecek somut, şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığına, sanığın beraat etmesi gerektiğine ve diğer hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanıklar …, … ve … haklarında; Nüfus kaydına göre 06.01.1995 doğumlu mağdure … …’nin 2008 yılı eylül ayında Kadirli ilçesinde bir kebapçıda, hakkında mağdure …’a yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan Kadirli Cumhuriyet Başsavcılığınca ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen …’la tanıştığı, bir süre sevgili olarak görüştükleri ancak daha sonra ayrıldıkları, ayrılmalarının ardından …’ın mağdure …’ın telefon numarasını arkadaşı sanık …’a verdiği, sanık …’in mağdure …’ı arayarak arkadaşlık teklif ettiği, tarafların sevgili olarak görüşmeye başladıkları, sanık …’in 2008 yılı Eylül ayı içerisinde mağdurenin ikamet ettiği … Köyüne gelerek mağdure ile mağdurenin evinin arkasında bulunan … alanda buluştukları, sanığın, mağdureye “Nasıl olsa evleneceğiz, ben de çalışmaya gideceğim için birlikte olalım, evleneceğimiz için sorun olmaz” diyerek mağdureyi evlenme vaadiyle kandırıp birlikte olmaya ikna ettiği, sanık … ve mağdurenin burada cinsel ilişkiye girdikleri, mağdurenin kızlığının bozulduğu, bu olaydan birkaç gün sonra tarafların tekrar Kadirli ilçesinde buluştukları ve sanık …’in, mağdureye tekrar birlikte olmayı teklif ettiği, mağdurenin kabul etmesi üzerine tarafların … bir alana giderek birlikte oldukları, sanık …’in ilerleyen günlerde mağdureye tekrar cinsel birliktelik teklif etmesi ve mağdurenin kabul etmemesi üzerine tarafların ayrıldıkları,

Mağdurenin bir süre sonra tanıştığı sanık … ile sevgili olduğu, sanık … ile mağdurenin iki hafta kadar süren arkadaşlıklarının devam ettiği sırada Savrun kenarında bulunan turp tarlalarında mağdurenin beyanına göre zorla cinsel ilişkiye girdikleri, sanık …’ın niyetinin sadece kendisi ile birlikte olmak olduğunu anlayan mağdurenin bir daha … ile görüşmediği ve arkadaşlıklarını bitirdiği, sanık … Buzpınar hakkında alınan İstanbul Adlî Tıp İhtisas Kurulunun 10.09.2012 tarih ve 3427 karar sayılı raporuna göre sanığın suç tarihi olan 2008 yılı yaz aylarında işlediği fiillin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmediğinin tespit edildiği,

Sanık …’dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra mağdurenin bir kız arkadaşı vasıtasıyla tanıştığı sanık … (…) … ile arkadaşlık kurduğu ve 2008 yılının son aylarında sanığın çalıştığı berber dükkanında mağdurenin de rızasıyla cinsel ilişkiye girdikleri, aradan bir hafta geçtikten sonra tarafların sanığın ismini hatırlayamadığı bir arkadaşının evinde buluştukları ve burada da tekrar cinsel ilişkiye girdikleri, tarafların bir süre sonra arkadaşlıklarını bitirdikleri,

Mağdurenin bir süre sonra tanıştığı sanık … ile arkadaşlık kurduğu ve aynı gün sanığın arkadaşı diğer sanık …’nin evine gittikleri, sanık …’in, evin anahtarını sanık …’a verdiği ve mağdurenin, sanıkların soruşturma aşamasında verdikleri beyanlarla da doğrulanan beyanına göre sanık …’in “benim ismimi kimseye vermeyin, beni polisle karıştırmayın” dediği, sanık … ve mağdurenin evde seviştikleri, mağdurenin sanık tarafından da doğrulanan beyanına göre; sanığın parmağını mağdurenin cinsel organına soktuğu, mağdurenin eve gelmediğini fark eden ailesinin müracaatı üzerine durumun ortaya çıktığı,

Mağdure hakkında gerekli raporların alındığı, bozma kararına uyularak uyma kararı doğrultusunda gerekli araştırmaların yapıldığı ve mahkeme gerekçesinde tartışıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Kurulan Beraat Hükmü Yönünden
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve taktirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Sanıklar …, … ve … Haklarında Kurulan Mahkûmiyet Hükümleri Yönünden
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un Cezanın belirlenmesi başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kriterler ile aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen cezada orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmak suretiyle verilen cezalarda isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirildiği ve yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye istinaden sanıklar hakkında takdiri indirim nedeni uygulanmasına karar verildiği anlaşılmakla, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. 5271 sayılı Kanun’un 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan zarar görme şartı katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı ve vekili lehine koşulları sağlanmadığından katılan Bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçenin (A) ve (B) bölümlerinde açıklanan nedenlerle Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.01.2021 tarihli ve 2019/308 Esas, 2021/41 Karar sayılı kararında sanıklar …, …, … müdafileri ile katılan Bakanlık ve katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar …, …, … müdafileri ile katılan Bakanlık ve katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.10.2023 tarihinde karar verildi.