YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/250
KARAR NO : 2021/1119
KARAR TARİHİ : 04.03.2021
Görevi kötüye kullanma ve hakaret suçlarından şüpheli …hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/11/2019 tarihli ve 2019/103520 soruşturma, 2019/57402 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/02/2020 tarihli ve 2019/5458 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen mercinin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, müştekinin şikayetinde, İzmir Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapmakta olduğunu, İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2017/14842 Esas sayılı dosyasında alacaklı vekili sıfatıyla 08/02/2019 tarihinde gayrimenkul, posta çek hesabı ve araç haczi için talep gönderilmesine karşın ilgili icra dairesinde işlem yapılmaması üzerine icra dairesine gidilip görüşüldüğünde dosyanın kayıp olduğunun söylendiğini, aradan geçen uzun süre boyunca birçok kez icra müdürlüğüne gidildiğinde dosyanın halen bulunamadığı ve ihya da edilmediğini, son olarak 09/09/2019 tarihinde ilgili dosyaya tekrar gayrimenkul haczi talebi gönderilip akabinde dosyada icra müdürlüğünce yine işlem yapılmaması üzerine, hukuk büroları bünyesinde çalışan Avukat …’ın 19/09/2019 günü sabahında icra müdürlüğüne gittiğinde dosyanın son rakamına göre sorumlusu olduğu belirtilen müdür yardımcısı …ile görüşüp durumu izah ederek dosyanın bulunması için talepte bulunduğunu, şüphelinin, gölge dosya oluşturulabileceğini belirttiği, aynı gün Avukat Laden Subakan ile birlikte ilgili icra müdürlüğüne şüpheli ile görüşmek üzere gidildiğinde dosyada işlem yapılamaması nedeniyle mağduriyet yaşandığının ve aradan geçen uzun süre de dosyada işlem yapılamaması durumunun devam ettiğinin ve yaşanılan mağduriyetin her geçen gün arttığının izah edildiğini, buna karşın şüphelinin ilgili dosyanın gölge dosyasını kendisi tarafından oluşturmasının istenmesi üzerine gölge dosyanın kendisi tarafından oluşturulması durumunda eksik evrak bulunması gibi riskleri gözeterek bunun mevzuata aykırı olduğunu, dosyanın sorumluluğunun ilgili icra müdürlüğünde bulunduğunu, aylardır işlem yapılamadığı ve dosyanın halen de bulunmadığını belirtmesi üzerine şüphelinin müştekiye bağırarak sorumluluğun kendisinde olmadığını söylediği, kendisinin dosyayı kaybetmediğini söyleyerek bağırarak odadan ayrıldığını, Avukat … ile icra müdürlüğünden çıkması akabinde ilgili icranın diğer müdür yardımcısı ve müdürünün davet etmesi üzerine içeri girdiği anda bile şüphelinin odasından bağırmaya devam ettiğini, müdürün olayla ilgili gerekli işlemleri yapacağını dosyanın bulunması için çalışılacağını, bulunmadığı takdirde gölge
dosya oluşturacağını belirtmesi üzerine Avukat … ile icra müdürlüğünden ayrıldıklarını, dosyanın kayıp olması ve kendisine diğer şahısların yanında bağırması ve aşağılamaya çalışması nedeniyle icra müdür yardımcısı hakkında şikayetçi olduğunu beyan ettiği, şikayet konusu edilen sözlerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde tarif edilen hakaret suçunun yasal unsurlarını taşımadığı, keza kaybedilen dosyanın bulunarak işlemlerin yapılmış olması sürecinde suç işleme kastıyla hareket edildiğine dair herhangi bir eylem bulunmadığı gerekçesi ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 04/11/2019 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair verilmiş ise de; görevi kötüye kullanma suçu bakımından her ne kadar ilgili İcra Müdürlüğü’nden gelen 24/10/2019 tarihli yazı cevabında, dosyanın 19/09/2019 tarihinde arşivden akşam temin edildiği, alacaklı vekilinin taleplerinin yerine getirildiği ve herhangi bir zarar veya mağduriyete sebebiyet verilmediği belirtilmiş ise de; öncelikle İzmir 16. İcra Müdürlüğünün 2017/14842 Esas sayılı dosyasının dosyaya celp edilerek incelenmesi, ilgili evrakların dosya inceleme tutanağı ile birlikte dosya arasına alınması, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca olayla ilgili rapor düzenlenmesi adına 10/10/2019 tarihinde ilgili İcra Müdürlüğüne yazılan yazının akabinde düzenlendiği anlaşılan müştekinin dosya arasına sunduğu 11/10/2019 tarihli dosyanın bulunamadığından gölge dosya oluşturulmasına ilişkin karar tensip tutanağı sureti de dikkate alınarak kayıp dosya hakkında işlem yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa ne zaman yapıldığının tespit edilmesi gerektiği, müşteki vekilinin şikâyet dilekçesi üzerine hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan, şüphelinin beyanının dahi tespit edilmediğinin anlaşılması karşısında, müşteki ve şüphelinin ifadelerinin alınması, ayrıca olayın tanığı Avukat Laden Subakan’ın da ifadesine başvurularak, toplanacak diğer deliller ve yapılacak etkin soruşturma sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 07/12/2020 gün ve 94660652-105-35-14886-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla dosya incelendi;
Gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliğince verilen 05/02/2020 tarihli ve 2019/5458 Değişik İş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine 04/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.