Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/23680 E. 2022/3726 K. 20.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/23680
KARAR NO : 2022/3726
KARAR TARİHİ : 20.04.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli Tıp Kurumunun bilinen istikrarlı uygulamalarına göre, ruh sağlığındaki bozulmanın cezada artırım nedeni olabilmesi için eylem sonucunda mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına dair yapılacak tespitin, on sekiz yaş altındaki çocuklarda suç tarihinden itibaren en az 6 ay, erişkinlerde ise en az 12 ay geçtikten sonra Adli Tıp Kurumu 6. ihtisas kurulu ya da bu kurul ölçütlerine göre Yüksek Öğrenim Kurumları veya birimlerine bağlı hastanelerde teşekkül ettirilecek heyetten rapor alınmak suretiyle yapılması gerektiği gözetilmeden Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezince düzenlenen 11.06.2013 tarihli rapora dayanılarak eksik araştırma ile sanığın cezasının 5237 sayılı TCK’nın 103/6. maddesi uyarınca arttırılması,
Kabule göre de;
Olay tarihi dönemde cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen neden olmaksızın sanıkla ilişkiye giren mağdure hakkında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezince düzenlenen 11.06.2013 günlü raporda olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun belirtilmesi üzerine sanığın cezası 5237 sayılı TCK’nın 103/6. maddesi ile artırılmış ise de, mağdureyle yaşı itibarıyla hukuken geçersiz rızasına istinaden cinsel ilişkiye giren sanığın, bu eyleminden dolayı kastettiğinden daha farklı ve ağır bir neticenin meydana geldiği, aynı Kanunun 23. maddesi uyarınca gerçekleşen fakat kastetmediği bu neticeden sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmiş olması gerektiği, somut olayda sanığın dosyaya yansıyan sosyal ve kültürel durumu, eğitim düzeyi, kişisel özellikleri, tarafların yaşları ve olayların zora dayalı olmayan gerçekleşme biçimi nazara alındığında, ağır netice olarak ortaya çıkan mağdurenin ruh sağlığındaki bozulmanın sanık tarafından öngörülemeyeceği ve taksirle dahi hareket etmesinin söz konusu olmadığı gözetilmeden hakkında 103/6. maddesinin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.