Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/22680 E. 2023/1905 K. 03.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/22680
KARAR NO : 2023/1905
KARAR TARİHİ : 03.04.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Şikayetçi Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

Sanık müdafiinin temyiz istemi yönünden; sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Batı 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.02.2013 tarihli ve 2012/390 Esas, 2013/96 Karar sayılı kararı ile; sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Anılan karara karşı sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz yoluna başvurması ile Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 07.04.2016 tarihli ve 2014/11984 Esas, 2016/3494 Karar sayılı kararı ile; Ankara Dr. Sami Ulus Hastanesinde görevli üç çocuk psikiyatristi tarafından olaydan üç gün sonra katılan mağdure hakkında düzenlenen 13.09.2012 tarihli ve 646 sayılı raporda; katılan mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunun bildirilmesi karşısında, suçun sübutu halinde suç vasfının tayini ile delillerin toplanması ve takdiri yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekliliği sebebiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bozma kararı üzerine Ankara Batı 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.05.2016 tarihli ve 2016/429 Esas, 2016/488 Karar sayılı kararı ile beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan yargılama yapılması amacıyla görevsizlik kararı verilmiştir.

4. Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.12.2017 tarihli ve 2016/218 Esas, 2017/391 Karar sayılı kararı ile; sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Şikâyetçi Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Temel cezanın tayinin de alt sınırdan uzaklaşılması ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Keşif de dahil olmak üzere gerekli ve yeterli inceleme yapılmaksızın karar verildiğine, bozma kararına sebep olan mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin raporun alınmamasının esasa ilişkin bir eksiklik olduğuna, suçun işlendiğinin iddia olunduğu yerin çevresi camlarla çevrili olmasından ötürü suçun anılan mahalde işlenmesinin ve mağdurenin olaydan sonra ses çıkarmayarak çalışmaya devam etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, ağabeyi tarafından işletilen “… Market” isimli iş yerinde yardım etmek maksadı ile bulunduğu sırada katılan mağdurenin de anılan iş yerinde satış elemanı olarak çalışmaya başladığı ve iş yerindeki ilk gününde katılan mağdurenin sanığın göğüs bölgesine bakışlarından rahatsız olarak babasını arayarak getirmesini istediği kazağı giyerek çalışmasına devam ettiği ancak ilerleyen saatlerde havanın da sıcak olmasından ötürü kazağını çıkardığı ve saat 21:30-22:00 sıralarında katılan mağdurenin sanıktan izin alarak telefon görüşmesi yaptığı sırada sanığın bilgi işlem odasında görüşme yapmasını istemesi üzerine katılan mağdurenin anılan kısma gittiği, sanığın da peşi sıra katılan mağdurenin bulunduğu odaya geçerek katılan mağdureden sandalyeye oturmasını istediği, devamın da katılan mağdureye yaklaşarak elini kıyafetinden içeri sokarak göğüs kısımlarına dokunup “kuzum, fıstık” şeklinde sözler sarf etmesi üzerine katılan mağdurenin sanığı itekleyip anılan mahalden ayrılarak durumu ailesine bildirdiği olayla ilgili yapılan yargılama neticesinde sanığın eylemi sabit görülerek mahkûmiyetine dair hüküm kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sırasında Bakanlığın davadan haberdar edilmesine rağmen katılma talebinde bulunulmaması ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
1. Oluş ve kabule göre; sanığın elini katılan mağdurenin omzuna atıp devamında kıyafet içinden göğüs kısımlarına dokunması karşısında temas şekli itibarıyla eylemin sarkıntılık boyutunu aşmasına karşın yazılı şekilde hüküm kurularak eksik cezaya hükmolunması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği, buna ilişkin gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, hükümde eleştiri haricinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Şikayetçi Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Bakanlık vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca REDDİNE,

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.12.2017 tarihli ve 2016/218 Esas, 2017/391 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dilekçede anılan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz isteğinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

03.04.2023 tarihinde karar verildi.